SAĞLIK ALANINDAKİ YAPILANMA HENÜZ ÇÖZÜLMEDİ

        Yaşanan yoğun gelişmeler nedeniyle son günlerde daha sık yazmam gerektiğini belirtmiştim. Gerçekten de baş döndürücü bir trafik yaşamaktayız. Bir nebze olsun bizim de katkımız olur düşüncesiyle biraz daha sık yazmamız gerekiyor. Bu konuda gelen dosyaları görseniz aklınız şaşar. Kimlerle ilgili dosyalar geliyor anlatamam, bize gelen dosyaların Cumhuriyet Savcılıklarına gitmediğinden eminim; zira bize gelen dosyaları takma isimlerle postaneden atıyorlar, biz de olayın o boyutuna girmeden gelen belgeleri iyice araştırıp teyidini  aldıktan sonra buradan sizlerle  paylaşıyoruz. Burada muhataplarımızın dostumuz veya düşmanımız olduğuna asla bakmaksızın elimizi vicdanımıza koyarak sadece ve sadece olayın doğruluğuna göre haber yaptığımızdan emin olabilirsiniz. Bir örnek vermek gerekirse, Hüseyin Akan yaptığımız haberlerle ilgili anında dava açıp tazminat talebinde bulunmasına rağmen biz dün onunla ilgili Savcılığa tanık olarak verdiğimiz ifadede vicdanımızın sesini dinleyerek ifade verdik. Oysaki kendisini şikâyet eden kişi ise en yakınında güvenip yıllarca birlikte çalıştığı çok yakın arkadaşı. Akan o kadar enteresan bir adamdır ki anlatamam, eline fırsat geçince asla size acımaz ama o sizin elinize düştüğünde her türlü merhameti bekler sizden.

      Kendisine sorduğumuz elli tane soruya cevap verememiş ama hukuk müşavirine talimat vermiş, tazminat kazanma ihtimali olabilecek haberleri anında mahkemeye ver demiş. Avukatı da araştırmış, araştırmış sadece bir tane bulabilmiş ve anında onu mahkemeye verip tazminat talep etmiş. Düşünebiliyor musunuz, adam eline e fırsat geçse size hayat hakkı tanımayacak ama sizin elinize fırsat geçince aman yapmasın yaman yapmasın diyebilecek. Biz o kadar insaflı ve vicdan sahibi insanlarız ki anlatamam. Muhatabımız düşmanımız dahi olsa düştüğünde acıyoruz, üzülüyoruz; oysa ki düşmanlarımız bizi yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu şehirde bizi yok etmek için niceleri uğraş verdi, peki ne oldu? Biz mi yok olduk onlar mı? Rabbime binlerce kez hamdü senalar olsun ki onlar yok oldular ama biz buna rağmen onların yok oluşlarından mutlu olup zil takıp oynamadık. Dün bize yapılan haksız muamelelerin elebaşlığını çekenler bugün yaptıklarının hesabını tek tek ödüyorlar; demek ki sabırlı olup Rabbinizden isterseniz o da veriyor.

       Konumuza gelince; ta üç ay öncesinden başlayıp devam ettiğimiz haberlerin bir kısmı sağlıktaki Cemaat yapılanmaları ve bu doğrultudaki akçeli işlerdi, biz bunları yazmadan önce hem ilgilileri uyardık, hem de siyasetçilere gereğini yapın, yoksa biz gereğini yapacağız haberini yolladık. Amma ve lakin siyasetin verdiği güç sayesinde hiç biri oralı olmadı, olmadı da ne oldu Allah getirdi 15 Temmuz’u gözlerinin önüne koydu her şey ortaya çıkmaya başladı. Bu konuda Emniyet teşkilatı güzel çalışıyor ancak bazı kurumlarda henüz istenilen temizlik yapılmış değil. OMÜ’de şimdiye kadar 45 kişi açığa alındı. Bu sayı sadece hoca bazında en az 150 kişi olmalı, bunun dışında memur statüsünde olanlarla bir de OMÜ Vakfı’ndakileri bu işin içerisine koydunuz mu sayı üçyüzleri bulması lazım. Önümüzdeki süreçte bu gelişmeleri takip edeceğiz bakalım ne olur.

     FETÖ yapılanmasının en yoğun olduğu kurumlardan birisi de sağlık camiasıdır, bu camiada olup bitenleri biraz yazdık ancak tamamını henüz yazmadık, neden yazmadık derseniz biraz bekleyip yapılanları gördükten sonra yayınlayalım dedik. İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ile ilgili de yapılması gerekenler var; örneğin Kasapoğlu Trabzon’da Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri olduğu dönemde Samsun’dan Trabzon’a hangi firmaları getirip iş verdirmiş, bu sorumuza henüz cevap vermiş değil. Zira iddia o ki kapatılan tüm Cemaat okullarının işlerini yapan Başarı Üniversitesi’nin eski Rektörü Bekdemir’in kardeşinin şirketlerinin  taa  Trabzon’a gidip Kasapoğlu döneminde iş aldıkları  iddiası var, biz bunu manşetten Kasapoğlu’na sorduk, buna cevap veremedi. Aynı soruyu Samsun’daki Kamu Hastaneleri ile ilgili Dursun Mehel’e de sormuştuk, O da cevap verememişti, sadece yaptığımız haberlere yorum yazan kamu çalışanlarının IP numaralarını mahkeme kanalıyla isteyip onlardan davacı olma cihetine gitmeleri akıllara farklı soruların gelmesine neden olmuştur. Burada yapılması gereken en önemli şey bu şirketlerin nerelerden ne kadar iş aldıklarını tespit edip ona göre işlem yapılmasıdır. Dün bana ulaşan enteresan dediğim dosyada Kamu Hastaneleri Birliği’nde bir üst düzey yöneticinin özel bir sağlık kuruluşundan satın aldığı aracın belgeleri geldi; bu belgeleri de zamanı geldiğinde yayınlayacağım. Ancak şimdilik beklemedeyim, bu kişileri sağlık camiasını tanıyan herkes biliyor; ben sadece buradan uyarıyorum bakalım gereği yapılacak mı? Haa yapılmadı, Aziz Üstel’in dediği gibi “biz buradayız efendim”. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR