MUHAFAZAKAR BÜROKRAT ...

MUHAFAZAKAR BÜROKRAT  BÖYLE Mİ OLMALI ?

Kamuda muhafazakar bürokratlardan ziyade işinde ehliyetli, kabiliyetli, işine siyasi görüşünü katmadan çalışan  veya emirleri siyasetçilerden değil, amirlerinden alan bürokratların göreve getirilmesinden yana oldum, bu konuda bazı yakın arkadaşlarımın eleştirisine maruz kalsam da düşüncemde değişiklik olmamıştır. Bu düşünceye durup dururken sahip olmadım, daha önce ben de farklı düşünmekteydim, her siyasi parti kendisine yakın bürokratlarla çalışmalı, aksi halde başarılı olamaz fikri bende de mevcuttu, ancak ne zaman ki bu tür bürokratlar iş başına geldi, bu düşüncenin yanlış olduğunu, bürokratın siyasi düşüncesinden ziyade işine ve karakterine bakarak atamasının yapılması gerektiği kanaatine vardım. Dilerseniz bu konuyu, örneklendirmek suretiyle izah edeyim.

            Emekli Sandığı Bölge Müdürlüğü 1984 yılında Samsun Bölgesi"ni kurdu, kurucu Bölge Müdürü olarak da Veysel Erdamar Bey"i atadı, ilk Bölge Müdürlüğü binası  Hürriyet Sokak"ta merhum Osman Arıca"nın binasında idi, o binanın bitişiğinde inşaat yaptığımdan Emekli Sandığı"ndaki memurların büyük bir bölümünü tanıyordum. Bölge Müdür Yardımcılığı"na atanan Erkut Bey biraz liberal, biraz sosyal demokrat yapıya sahip bir arkadaştı. Bölge Müdürü Veysel  Bey ise muhafazakar yapıda bir ağabeyimizdi, uzun yıllar Bölge müdürlüğü yaptıktan sonra Bursa"ya tayin oldu, bu arada Saffet Bey  başka bir kurumdan Emekli Sandığı"na alındı, gaye orada O"na idari bir görev vermekti, ancak Veysel Bey"den sonra  bir iki ara Bölge Müdürü geldiyse de tutunamayıp, ya emekli oldular veya başka yere tayin isteyip, gittiler. Nihayet Erkut Bey Bölge Müdürlüğü koltuğuna oturdu. Emekli Sandığı Maliye Bakanlığı"na bağlı idi, 1997 yılında kurulan Refah-Yol Hükümetinin Maliye Bakanı Abdüllatif Şener Bey"e bizzat gidip, Saffet Bey"in müdür yapılmasını isteyince, enteresan bir cevap verdi ve dedi ki; bakın arkadaşlar bir insan iyi adam olabilir, sizin dünya görüşünüzü paylaşabilir, ancak devlet dairesinde yönetici olmak çok farklı bir şeydir, o arkadaşımız o koltuğu dolduramaz, siz bu işten vazgeçin. Bakan Bey"in yanında çıkınca Özel Kalem Müdürü olan Abdullah Cengiz Makas adlı arkadaşla biraz sohbet ettik, kendisine Bakan Bey"in Saffet Bey"i neden atandığını, zira Saffet Bey"in muhafazakar bir insan olduğunu, şayet bu iktidarda müdür olamazsa ne zaman olacağını sorduğumda Abdullah Bey de Bakan Bey"e benzer cevaplar verdi. Nihayet Samsun"a geldiğimizde Saffet Bey"e durumu anlattık, o da bir hayli üzüldü, ancak sık sık bizleri ziyaret edip, görev talep etmeyi de sürdürdü. Nihayet Ak Parti iktidarı geldi, Emekli Sandığı henüz lağvedilmeden Saffet Bey yine Bölge Müdürü olamadı, konuyla ilgili Maliye Bakanlığı"ndaki üst düzey yönetici olan bir arkadaşıma soru sordum ve Saffet Bey"in neden atamasının yapılmadığını sordum, üzülerek ifade etmek gerekirse o arkadaşım da Abdüllatif Bey"in söylediklerine yakın şeyler söyledi, hatta biraz daha ileri giderek, "bizim bakanlıkta  bu işler siyasi destekle olmaz, liyakat gerekir, bahsettiğiniz arkadaşın liyakati yetersiz, siyasetçilerin peşinde gezdiğinin yarısını  mesleğinde kendisini yetiştirmeye ayırsaydı, çoktan bir yerlere gelmişti" dedi. Her şeye rağmen ben ikna olmamıştım, zira Saffet Bey"in bana verdiği imaj çok dürüst, halim, selim bir arkadaş imajı olduğundan onun müdür olmasını çok istemiştim. Nihayet  Emekli Sandığı, Bağ kur, SSK  birleşip, SGK adı altında tek çatıda toplanınca Saffet Bey  yıllarca kavuşamadığı emeline kavuşup, Bölge Müdürü oldu. Bu işi nasıl yaptığına gelince yine meslekte liyakatten öte Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı"nın hemşerisi olması ve Genel Müdür"ün Samsun"dan bir arkadaşının kız kardeşiyle evli olması sonucu araya onların girip, işi halletmeleri  ile olmuş. Bizim muhterem koltuğa oturmadan çok mütevazi, sofi meşrepli bir insan iken, koltuğa oturunca başladı basında boy boy görüntüler vermeye, ilk önce benim haberim olmaksızın çalışan arkadaşlarımdan rica ederek gazetede köşe yazmaya başladı, ardından bizim Yazıcı"nın deyimiyle RAKS TV"de programlar yapmaya başladı, gerekçesi ise sosyal güvenlik konularını topluma anlatmak, aslında ne SSK"dan  ne de Bağ-Kur"dan zerre kadar anlamaz, kurumda işi götüren ve vatandaşı rahatlatan bir müdür yardımcısı var, buradan adını vermek istemiyorum, verirsem adamın başına musallat olur, işi o yapıyor, bizim muhterem bol bol boy gösteriyor. Bizim muhafazakar, sufi meşrepli  bürokratımız siyasetçilerin tavsiyesine uyarak, bizim gazetede yazı yazmaktan vazgeçip, başka bir gazetede yazmaya başladı, ardından ise geçtiğimiz günlerde bir ödül töreni düzenledi, SGK Haftası nedeniyle bazı basın kuruluşlarına ödül verdi, ben daha sonra bu olayı öğrenince sordum, bu arkadaşımız kime neden ödül verdi, dediler ki, "SGK"nın haberini yapanları ödüllendirdi", o ödülü alamadığım için o kadar çok üzüldüm ki, nerede ise bir haftadır yemek yiyemiyorum, zaten Vali"mizin gidişi bizi hayli sıkıntıya sokmuştu! Bir de bu ödül işi eklenince fazla kilolarımın tamamı gitti! işin şakası bir yana da bir koltuk bu arkadaşımızı ne hale getirdiğini görünce onun adına gerçekten üzüldüm, zira o koltuk bugün var yarın yok, o kadar değişmenin, tüm ilkelerini bir kenara bırakıp, kafasına göre yeni dünya düzeni kurmanın ne anlamı var anlamış değilim.Ödül töreninde körlerle sağırlar birbirini ağırlamış, bu şehirde SGK"nın haberlerini sadece ödül verdikleri mi yapmış, diğer yapanlar ne oldu ? Sadece bizim gazetenin bir yılda yaptığı haber sayısı ellinin üzerindedir.  Peki bu günden sonra o insanlara haberlerinizi nasıl yaptıracaksınız? Benim  acemi ve çaylak arkadaşım dolap beygiri gibi dönmek belki kısa vadede sana iyi gelecek ama uzun vadede ne yapacaksın, sonra başka yaptıkların da var, bakalım onları yazınca nereye gideceksin? Sizin anlayacağınız artık bürokratın muhafazakarından vazgeçtim. Bunlarla ilgili geçmişte yaptıklarım için Allah beni affetsin. Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR