MÜDÜR BEY'DEN SES SEDA YOK!

Gazetecilik hayatımda durup dururken kimseyi ele almam ele aldığım konuların tamamı ya kamuoyunu ilgilendiren konular, ya da yapılan haksızlıklar veya bizatihi şahit olduğum olaylardır. Bugüne kadar yazıp da keşke yazmasaydım dediğim konu olmamıştır. Ancak bilgilendirme noktasında eksiğimiz olmuş ise onun da gereğini yapmayı erdemlik olarak görürüz. İnsan hayatında özür de vardır, tövbe de. Ama bugün yazacağım konuda ne özür var ne tövbe. Bilakis yazının muhatabının yaptığı yanlışlardan dönmek zorunda olduğu kanaatindeyim. Ancak daha önce yazdığım köşe yazısında İl Milli Eğitim Müdürü'nün cevap vermesi halinde buradan sizlerle paylaşacağımı belirtmiştim ancak Müdür Bey'den ses soluk çıkmayınca kaldığımız yerden devam etme gereği hasıl oldu.
Gündeme getirdiğiniz konular neydi derseniz, önce Müdür Bey'in görevli olduğu ve Devletten maaş aldığı esnada ek bir görev ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde ücretli ders verdiğini yazmıştık ve konuyla ilgili Müdür Bey'den gelecek açıklamayı aynen sizlerle paylaşacağımızı yazmıştık ancak aradan en az üç hafta gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen cevap gelmedi. Daha sonra manşetten gündeme getirdiğimiz aynı günde iki komisyonda görev aldığı haberi ile ilgili de en ufak bir cevap gelmeyince bu konularla ilgili sorularımıza devam etme gereği duyduk.
Öncelikli olarak şunu belirtmek isterim ki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Memurların hangi şartlarda ikinci görevi yapabileceklerini belirledikleri gibi Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda genelge yayınlayıp kimlerin neleri yapabileceğini, neleri yapamayacağını açıklamış. Bu yasa ve Genelgelere göre Milli Eğitim Müdürü aynı anda iki görevi birden yapamıyor, yani hem İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yapacak hem de Eğitim Fakültesi'nde derse girecekse bu mümkün değil, ama demek ki bizim Müdür Bey o kadar donanımlı bir adam ki Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde binlerle ifade edilen öğretim görevlisi olmasına rağmen dışarıdan derslere girip ücret almış.
Sadece bununla da kalmamış, aynı günde iki Komisyonda birden görev almış. Bu fiziken mümkün olmasa da kağıt üzerinde mümkün gözüküyor. Bu haberle ilgili de Müdür Bey en ufak bir açıklama yapmadı. Demek ki bu da doğru. Şehrin siyasetçileri acaba bu işlere ne diyorlar çok merak ediyorum. Bir bürokrat onların istediklerini yapıyor ise onun dışında ne yaparsa yapsın düşüncesinde midir yoksa 'olmaz öyle şey herkes işinin gereğini yapmak zorunda, kamu görevlisi yasaların emrettiği şekilde işini yapmak zorundadır' fikrinde midir? Şayet 'Kamu görevlisi işini yasalara göre yapmak zorunda' diyor iseler o zaman bu konulara el atmak zorundadırlar.
Ayrıca mail adresime yeni bir ileti geldi. Maili atan arkadaşımız diyor ki, Milli Eğitim Bakanlığı tarih ve sayısını vererek 'Şu tarih ve sayılı genelgeleri ile okullarda intibak sıkıntısı çeken öğrencilere haftada en az otuz saatten az olmayacak şekilde uzman görevlendirilir, bu uzmanlara ders ücreti ödenir ve iki öğrenciye bir uzman düşecek şekilde görevlendirmeler yapılır. Bu eğitimlerin ardından öğrenciler diğer öğrencilerin seviyesine ulaşmış olurlar'. Ne kadar güzel bir genelge değil mi? Öğrencilerin hepsi aynı zeka düzeyinde olmadığı gibi hepsinin algılama durumu, sosyal durumu, ailevi durumu aynı olmadığından bir kısmı okula veya diğer öğrencilerin seviyesine uyum sağlayamayabilir. O halde ne yapılmalı bu tür öğrencilere özel öğretmenler tahsis edilip onlara ücret ödenmeli. Bu Devletin görevidir ve Devlet gerekli yasal çalışmayı da yapmış.
Peki Milli Eğitim Müdrülüğü ne yapmış derseniz, emeklilik yaşı gelmiş, çalışma heyecanı bitmiş ve idarecilikten alınmış öğretmenler bu görevlere atanmak suretiyle bu işi çözmeye çalışmışlar. İnsan Allah'tan korkar! Bu tür görevleri yapacak insanlar idealist, genç, mesleğinde
başarılı olmak isteyen ve topluma bir şeyler vermeye çalışan insanlar tarafından yapılması gerekirken bizim Milli Eğitim Müdürü, emekliliği gelmiş ama emekli olmak istemeyen insanları görevlendirmeyi tercih etmiş. Sorarım size idealist bir Müdür bunu yapar mı? Yapar diyorsanız benim söyleyeceğim bir şey yok, diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR