MESELE, KÜRTAJ… SEZERYAN DEĞİL!

Mesele üzüm yemek değil!
Günlerdir sokaklar kaynatılmaya çalışılıyor;
Bakan Akdağ anlattı;
OECD Örgütü üye ülkeleri içinde;
Brezilya… Meksika ile birlikte;
sezaryen oranı en yüksek ilk üç ülkeyiz.
meseleyi kadının kendi bedenine karışmak
diye algılanmasın,
bilakis anneyi korumak için önlemdir.
Sezaryen!
hem bebeğe… hem anneye…
ciddi zarar veriyor.
''En güzeli doğal olanıdır''
Ancak, doğal yolla mümkün olmasa
anneye epidural iğnesi kullanılsın
Türkiye'de de kısmen uygulanıyor.
Kadıköy'de bir araya gelen kadınlar
kürtaj ve sezaryen tartışmalarını protesto etti.
"Kadın düşmanlarına atacak çok yumurtamız var",
“Bedenimiz bizimdir”,
“Oğlum bak git”
“Kürtaj haktır, pankartlarıyla
zaman zaman halaylar çektiler.
Birçok sivil toplum kuruluşu;
“Sezeryan ve kürtaja karşı olan
başbakanın sözlerini emir görerek
Sağlık Bakanlığı yeni bir torba yasayı
kadınlara dayatacak dediler.
Kürtaj tamamen yasaklanacakmış
Parasız… yaygın doğum kontrolü yöntemleri yok!
daha zorlaşacakmış
Annelik kadına esas görev olamamış
kadınlar bu toplumun eşit olmayan yurttaşlarıymış
Her koşulda doğurun demek…
kadınların yurttaşlık hakkından yoksun bırakıp
üreme kapasitelerini indirgemek
kadınları eşit birer insan…
yurttaş olarak görmekten vazgeçip
resmen kuluçka makinesi ilan etmekmiş..
eylemde; arka sıralarda;
kadınlaşmış erkeklerin de eyleme destek verdi.
Bu kadınlar demek istiyorlar ki;
Mademki eşitiz;
Neden sadece biz doğuralım!
Erkekler de aynen doğursun da görelim!
Eşitlik dediler;
Neleri elde ettiler?
Sigara kullanmayı elde ettiler.
Artık ben sokakta bakıyorum;
Özallikle üniversite öğrencisi genç kızlar…
Veya bol maaşla erkeklerin yapacağı işi;
Maaşı alan kız ve kadınlar;
Sigarayı içmekte erkekleri de solladılar.
İstanbul için söylüyorum;
Özellikle Mecidiyeköy… Bakırköy… Kadıköy…
Hatta Ataşehir gibi daha çok;
Kadınların çalıştığı plaza kapılarında;
Sigara kullanmakta ereklere taş çıkartıyorlar.
Tuvaletler artık ortak kullanılıyor.
Bila istisna kızlar erkeklerden daha dar pantolonlu…
Saç tıraşı dersen;
Erkeklerden hiç farkları yok;
Kur'an-ı Kerim der ki;
Anne karnında;
Birinci ay meni; hayat suyu…
Sperma+yumurta karışımı…
İkinci ay kan plazmasına dönüşüm
 Mudğa…
Üçüncü ay sakız gibi yapışkan;
Canlıya dönüşüm;
Larva! Ğalaqa…
Nihayet et-kemik düzenlemesi…
Tesviye…
Bütün organlar besbelli…
Kalp ve beyin…
Sinir sistemi ağı… kan damarları…
Derken dördüncü aylıkken;
Berzah aleminde…
Nefs-i vahide olarak;
Rhtan bir zerre…
Cennette varolmuş…
Ağaçtan yeme… Ağaçtan yememe…
Yani cennetlik mi…. Cehennemlik mi?
Ta cennette belli olan…
Ona göre kader planlaması tamamlanan;
Kozmik Oda var ya
Ona benzer Levh-i Mahfuzda;
Korumaya alınan…
İçeriğini sadece Kiramen Katibin
Meleklerimizin bildiği…
Bugün için çıplaklığı seven kadın…
Çıplak kadınla evlenme için can atan erkek;
O şeytanın ağacından yiyenlerdir.
Kütajın yaygınlaşmasını isteyen kadınlar…
O kadınların peşine takılan erkekler;
Şeytanın ağacından yiyenlerdir.
Dünya tarihinde hep onlar söz sahibidir.
Dünyada lafını dinletenlerdir.
Uluhakan Abdulhamit gibileri
Kızıl Sultan!
Tayyip Erdoğan'ı lime lime doğrayıp
Kanını içmek istedikleri Hitler görenler;
Berzah alemindeki Cehennem çukurunda beklerken;
Abdulhamit… T. Erdoğan… T. Özal gibiler de
Berzah alemindeki Cennet Bahçelerinde beklerken;
O Kiramen Kâtibin meleğimizce;
Annemizin karnında;
Dört aylığı tamamlamış cenine üflenmektedir.
Artık onu o andan itibaren sezaryenle…
Kürtajla almak cinayettir
Çünkü ecelle ölünce o et-kemik beden
Toprağa karışırken biz;
O üflenen nefs-i vahidemiz olarak dirileceğiz;
Biz Cennete…
Onlar cehenneme…
Rabbim; İnşallah o yürüyenlere ağız açtıracak;
Kötü karizmalarına fırsat vermesin.
1835'ler… 1919'lar… 1960'lar…
28 Şubatlar üreten Firavunlar gelmesin.
Yetim kalan “Mihriban”ın sahibi;
Abdurrahim Karakoçları;
Başımızdan eksik etmesin.
Yerleri Cennet olsun.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR