Memurların siyaset yapması doğru mu ?

    Ülkemizin birçok sorunu halledildiğinden! Şimdi memurların sendikal haklarından sonra siyaset yapma hakkına kavuşmaları konuşulmakta, sendikalar bu taleplerini siyasi organlara, Hükümet yetkililerine iletmekte, her platformda bu konu gündeme gelmektedir.
 Hiç unutmuyorum 1995 yılında yapılan erken genel seçimlerde oy istemek adına bir milletvekili adayı ile dolaşırken, bizi bir derneğe davet ettiler, gittik. Adayımız konuşma yaptı, ardından sorular sorulmaya başlanınca anladık ki, davet organize bir davet, sorulan soru memura sendika hakkı verilip, verilmemesi ve adayımızın mensubu bulunduğu partinin bu konudaki tavrının ne olduğu idi. O günlerde bu tip sorular pek gündemde olmadığından adayımız bu konuda hazırlıklı değildi. Eğer konuşursa bocalayacağını anladığımdan mikrofonu elime alarak; “Bakın arkadaşlar mensubu bulunduğumuz parti henüz iktidar olmadığından, bu konuda açık bir tavrı yoktur, ancak şahsi kanaatim memurlara sendikal hakkın verilmemesinden yanadır. İşçilere verilmiş olan sendikal hakların da daraltılmasından yanayım, çünkü henüz ülkemizde bu kültürel olgunluk yok” dedim. Konuşmam bitince ortalık karıştı. Adayımız mikrofonu alıp, düzelmek istese de ok yaydan çıkmıştı, herkeste homurdanmalar, tenkitler, eleştiriler başlayınca, ikinci kez mikrofonu alarak; “Arkadaşlar bu benim şahsi görüşümdür, bu düşüncemde samimiyim ve isterse mensubu bulunduğum parti benden farklı düşünsün, ben yine aynı kanaati taşırım, bende en ufak bir değişiklik olmaz. Memura sendikal hakların verilmesi sadece birkaç yüz kişinin işine yarar. Onlar, sendikayı temsil adına çalışmadan para alır, siyaset yapmak isterse orayı basamak olarak kullanır. Başlangıçta vatan, millet, Sakarya diyerek başlar, işi öğrenince böyle gelmiş, böyle gidecek şarkısını söylemeye başlarlar, siz de sendikamız var diye avunup, durursunuz” dedim.
 Aradan birkaç yıl geçip,  memurlara da sendikal haklar verilince, söylediklerim teker, teker çıkmaya başladı. Bilmem hangi siyasi düşünceye yakın sendika mensupları, partileri iktidar olduğunda, orada çalışan diğer memurları kendi sendikalarına almak için baskı yapıp üyelerini çoğaltmak için her yola başvurmaktalar. Üye olmayanlarınsa vay haline!
 Yine unutamadığım hatıralarımdan birisi de dönemin D.S.İ. Bölge müdürünü tayin eden hükümet iş başından ayrılıp, yerine başka bir hükümet gelince gelen iktidarın il yönetiminde bulunan D.S.İ. çalışanı bölgede krallığını ilan etmiş, bölge müdürüne gelen ziyaretçiden tutun da makam şoförüne kadar her şeyine karışıp, dilediğini yaptırıyordu. Hatta adamın üniversiteden sınıf arkadaşı olan bir başka partili milletvekili, ziyaretine geldi diye bir yönetim kurulu toplantısının gündem maddesi bu konu olmuştu. Memurları öteye, beriye sürgün ederken veya mensubu bulundukları partiden milletvekili aday adayı veya adayı olmadıkları için tekrar eski görevine verilmeyen bürokratlar, hatta kendi partilerinden milletvekili adayı veya aday adayı olduğu için ileride ayak bağı olur korkusu ile eski görevlerine verilmeyen bürokratlardan tutun da, yıllarca il müdürlüğü görevini vekâleten başarı ile yürüten insanlara asalet vermeyi tehlike sayan bir ülkede memura siyaset yapma hakkı vermenin, yanlış bir uygulama olacağı kanaatindeyim.
 Olaya gerek devlet tarafından, gerekse memur tarafından bakıldığında henüz ülkemizdeki demokrasi ve siyaset kültürünün bu olgunluğa erişmediğini görmek mümkündür. Bırakın memura siyaset yapma hakkını vermek, işçide var olan siyaset yapma hakkını da kısıtlamak gerektiği kanaatindeyim. Örneğin; İl Özel İdaresi"nde çalışan bir işçinin, il Genel Meclisi üyesi olması halinde oradaki amirlerin o insanı yönetmeleri mümkün mü? Veya Karayolları Bölge Müdürlüğü"nde çalışan bir işçinin siyasete girmesi halinde amiri tarafından çalıştırılması mümkün mü? Bunu da net bir örnekle açıklamak mümkün. Adam karayollarında işçi, aynı zamanda da iktidar partisinin ilçe örgütünde, yönetim kurulu üyesi. “Makam şoförü olacağım” diye tutturunca, dönemin bölge müdürü istemese de bu isteği yapmak zorunda kaldı. Aradan bir süre geçince baktı ki olmuyor, adama bilmem ne amirliği verip, yanından uzaklaştırdı.
 İl Özel İdaresi"nde bilmem ne amiri adı altında bir işçi var. Bakın bakalım bu adam son beş yılda kaç gün işe gitmiş? Veya ne işle iştigal eder? Yazık, günah değil mi bu devletin, bu milletin parasına? Allah"a ve ahret gününe inanan hiçbir Müslüman hatta vicdanlı gayri Müslim veya ehli kitap bunu kabul eder mi? İşçilere verilen bu hakkı henüz kullanmasını bilmiyorsak, aynı hakkı memura vermeye kalkmak ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden birisi olur. Ne zaman ki kültürümüz, inancımız, imanımız, vicdanımız o olgunluğa erişir, o zaman değil, memura isterseniz askere bile siyaset yapma hakkını verebilirsiniz. Kalın sağlıcakla 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR