KAYINÇOM YİNE BANA KALDI

                                                        KAYINÇOM YİNE BANA KALDI

                Aslında yazımın başlığı, 'Keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner' olmalıydı, ancak bu ifade biraz genel olacağından daha özel bir başlık bulmak gerektiğini düşünerek bu başlığı buldum. AK Parti ilk kurulduğunda şehirdeki siyasi dengeleri biraz hatırlayacak olur isek,  o günden bu güne nelerin değiştiğini düşünmek dahi istemiyorum.  Aradan geçen on iki yılda, şehirde yüzlerce siyasi  denge değişti, birbirlerine küfreden nice insanlar ağabey-kardeş oldular. Ağabey-kardeş olanlar ise adeta birbirine kan düşmanı oldular. Bu fakir meclis üyesi oldu diye Kayınçomun ölmüş anasına küfreden şerefsizler,  daha sonra onunla kol kola siyaset yaptılar. Maalesef Kayınçom da buna eyvallah dedi. Eskiden siyaseti çok severdim, siyasetin ülkeye hizmet etmek için çok güzel bir araç olduğunu düşünürdüm ama bu yaşananları ve bizatihi siyasetin içerisinde yaşadıklarımı gördükten sonra inanın nefret ettim siyasetten. Bu nasıl iş ki ölümüne destek verdiğiniz insanlar size karşı oluyorlar, karşı olduğunuz insanlarla ağabey-kardeş oluyorsunuz. Bu da yetmiyormuş gibi sırf makam mevki sahibi olmak için veya bir yerlere gelebilmek için, kendisine en büyük kazığı atan insanların mekânlarına gidecek kadar, alçalan insanların olduğu bir siyasette olmaktan Allah'a sığınırım.

                Gelelim asıl konumuza 2012 seçimlerinde AK Parti kongresinde aday olan Kayınçom AK Parti Genel Merkezi'nin adayı olmamasına rağmen o gün aday olmuş, arkasında o günkü Bakan'ın desteği sonucunda da seçim sonrasında, görevinden alınmamıştı. Eski Bakan'ın, marifetleri sonucunda görevden alınmasının ardından,  Bakanlık Makamına oturan yeni Bakan'ı da belli noktalarda ikna eden sevgili Kayınçom, onunla da çok güzel ilişkiler içerisinde, yoluna devam etmeyi becerdi. Doğrusu Kayınçom siyasette başarılı bir adamdır. Bunu hepimiz kabul etmemiz lazım, ancak siyasetteki dostluklar menfaate dayalı olduğundan, menfaatleri bitenler yeni menfaat peşinde koşmaya başladıklarından, yeni menfaat dostları bulup onlarla yollarına devam ediyorlar. Hal böyle olunca da siyasette ezeli dostluklar, ebedi düşmanlıklar sona eriyor. İşte bu minvalde Canik Beylerbeyi Genç Osman kafasına Büyükşehir adaylığını koyuyor ve yola revan oluyor. Ama Kongrede destek verdiği sevgili Kayınçom ona destek vermeyip, Vezir Hazretlerine destek verince, Kayınçomla ipleri koparıyor. İpleri koparmasına koparıyor ama Kayınçomdan 'hesap sorma günü' hesap soracağını yakın çevresindekilere çekinmeden söylüyor. Bu minvalde ilk iş olarak en güvendiği adamının, dünürünün üzerine bir gazete satın alıyor. Bu planın ilk aşamasıydı. Biz onu tâ o günlerde yazdığımızda kimseler inanmamıştı ama sonraki günlerde gazetenin yayın politikasını görenler ne kadar haklı olduğumu çok iyi anlamışlardır.

                Planın ikinci ve en önemli aşaması, İl Başkanlığı Kongresinde Kayınçomdan hesap sormaktı. Bunun için ne yapılacaktı, ilçe kongreleri takip edilip, delegasyon üzerinde etkili bir çalışma yaparak, İl Başkanlığına güvenilir bir isimle girmekti. Bu isim de üç aşağı beş yukarı belliydi. Bu isim ise Canik ilçe Başkanı Yılmaz Hocaoğlu ismiydi. Geçtiğimiz Pazar gerçekleştirilen Canik ilçe Kongresinde Yılmaz Hocaoğlu aday olmadı yerine başkası seçildi. Bu da bu dediklerimin açıkça göstergesidir. Ancak önümüzdeki süreç çok zorlu bir süreç.  Bu süreci nasıl yöneteceklerini, üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorum ama şimdilik yazmamak daha uygun olur.

             Bu cenahı bir tarafa bırakıp diğer cenaha geçecek olur isek her ne kadar iki grup var ise de bu grupların yapabileceği çok fazla bir şey yok. Ancak Kayınçom için asıl sorun, yanında oldukları halde küstürdüğü insanlar. Bu insanlar ona çok büyük zarar verecekler.  Zira on iki yıldır ondan ayrılmayıp son seçimlerde dışladığı insanlar var. Bu  insanlar onun en büyük handikapı  olacak.  Kayınçom onları çok ciddiye almasa da, madalyonun yüzü çok farklı.  Bu konuda da çok fazla detay vermeyi uygun bulmuyorum.

                Gelelim Kayınçomun neden bana kaldığına; şehirdeki en büyük üç gazeteden birisi Canik Beylerbeyinin, diğeri  ise başladı  Kayınçomun aleyhinde yazmaya. Sanırım onlar da Kayınçomdan umduklarını bulamadılar veya Vekilleri, Kayınçomun Ankara'dan destek alamayacağı yönünde bir ipucu vermiş olabilir onlara. Zira onlar sürekli güçlüden yana olmak zorundadırlar aksi halde Kredileri bir kesilse, kaçacak delik ararlar. Zaten işleri çok düzgün gitmiyor, bir de siyasi iktidarın güçlü adamları ile ters düşerlerse perişan olurlar. Aldığım duyumlara göre Ankara siyasetinde Kayınçomun işini bitirmek için, çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Bunu yapanları sanırım hepiniz tahmin ediyorsunuz. Şehirdeki üç büyük gazeteden, sadece bu  fakir tarafsız kaldığına göre, Kayınçom yine bu fakire düşmüş demektir. Merak etme Kayınçom. Ben senin gibi, insanların zor günlerinde gidip mahkemede doğruları konuşmaktan dahi, çekinmek bir yana, sıkıntıya düştüğün zaman bile bu fakir yine yanındadır. Zira sana o yakışır. Ha, bize de bizim adamlığımızın gereği yakışır. Sözlerime son  verirken sanırım neden Kayınçomun bana kaldığını bir nebzecik anlatabildim. Kalın sağlıcakla                                               

 

 

                 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR