GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİK

                                             GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİK

            Gazetemizin kurulduğu günden bu güne yaklaşık yedi yılı aşkın bir zaman dilimi geçmiş .  Zaman o kadar çabuk ilerliyor ki insan nasıl geçtiğini anlayamıyor. Bu mesleğe ilk başladığımda, beş yıl yapar bırakırım demiştim. Ancak bu iş biraz mafya işine benziyor, girerken kimse size ‘gel gir’ demiyor ama çıkarken kafanıza göre bırakma şansınız yok. Doğrusunu ararsanız ben de bu işi sevdim. Siyasette yapamadığım bir çok şeyi, hamdolsun burada yapma imkânım oldu. Onun bunun hatırını değil, Yaradan’ın hatırını güttüğüm için kimseye eyvallah etmedim. Bu duruşu gören insanlar da ona göre gazetede yazı yazmak istediler ve yedinci yılımızda otuzun üzerinde köşe yazarımız oldu.

          Köşe yazarlarımız farklı Dünya görüşündeki insanlar olsalar da hepsi biri birinden değerli insanlar. Herkes karşısındakinin fikrine saygılı, kimse kimseyi ötekileştirmiyor, kimse başkasının fikrini hakir görmüyor, herkes özgürce dünya görüşünü yazabiliyor. Daha önceleri de köşe yazarlarımızla kahvaltılı sohbetlerimiz olmuştu ama yaklaşık iki yıldır birlikte olamamıştık. Hem gündemi değerlendirmek hem de arkadaşlarımızla bir araya gelmek üzere Cumartesi sabahı Öğretmenevi’nde kahvaltı yaptık. Samimi bir ortamda gerçekleşen kahvaltımızda gündemi de değerlendirme fırsatı bulduk. Bu arada Cuma günü beni arayarak  Cumartesi sabahı ziyaretime gelmek istediğini Söyleyen kıymetli arkadaşım Fatih Öztürk’ü de kahvaltıya davet ettim. Bir müddet o da bize eşlik ettikten sonra arkadaşlarımızla baş başa kaldık.

          Gündemimize gelince; seçim sath-ı maili’ne girildiği bir dönemde, Hint’den Yemen’den konuşacak halimiz yoktu herhalde. Özellikle Samsun’da neler olabileceğini, kimlerin aday olabileceklerini, hangi partinin kaç Vekil çıkarabileceğini, AK Parti’nin oy oranının ne kadar olacağını konuştuk. Yazar arkadaşlarımızın da genel temayülü, AK Parti’nin yüzde kırk-kırk beş bantlarında bir oy alacağı yönünde oldu ki biz de aynı fikirdeydik zaten. Samsun’da hangi Partinin kaç tane Milletvekili çıkaracağı konusuna gelince, orada da üç aşağı beş yukarı fikir benzeşmeleri var. Arkadaşlarımızın büyük bir kısmı (6-2-1) veya (5-2-2) olabileceği yönünde görüş bildirdiler. AK Parti (5) Vekilliği garanti ediyor ancak 6’ncı vekillik kendi partisi ile MHP ve CHP’nin listeye koyacağı adaylara bağlı. Şayet CHP sevilen isimleri aday yaparsa, aynı şekilde MHP’de geçenlerde bahsettiğim isimleri listelerine koyar ise, o zaman AK Parti’nin Vekil sayısı bir ihtimal 5’e düşebilir aksi halde, mevcut durumda değişiklik olmaz kanaatinde herkes.

       Sohbetimizin en can alıcı noktası, bayan vekil adayları ile ilgiliydi. Her ne hikmetse herkes beni Tülay Bakır’cı yaptı ve şiddetle eleştirdi. Ben de saygı duyarak dinledim. Oysa beni tanıyan herkes bilir ki, ben ‘kimseci’ olmam. ‘Doğrucu Davut’ olduğumdan kimsenin yanında veya karşısında olmam. Tam aksine doğruların yanında, yanlışların da karşısında olurum. ‘Neden Tülay Hanım’ı beğeniyorsun’ eleştirilerine gelince; Ben Tülay Hanım’ı, bir önceki dönem Bayan Vekilimizle karşılaştırdığımda, ondan çok daha başarılı, çok daha ilkeli, çok daha aktif olduğunu gördüğümden onu takdir ettim. Hatta şu anda dahi Tülay Hanım birçok Bayan Vekil adayından çok daha kaliteli bir insan olduğu açıkça ortada. Örnek vermek gerekiyorsa, Emine Karaçuha Yılmaz, Elif Coşkun Bilgin, şu İçişleri Bakanlığı’nda memur olan Bayan arkadaş gibi insanların, Milletvekili aday adayı dahi olmalarını uygun bulmuyorum. Yasal açıdan hakları olabilir ama siyaseten bu güne kadar ne yaptıklarına bakılırsa, hiç bir tanesinin ilkeli Siyaset yaptığını söyleyemem. Kimisi ilk birlikte olduğu listeyi satıp başka listelere geçti, kimisi akrabalarını ötede beride işe koydurdu. Kimisi Belediye Başkanları ile olan çok yakın ilişkisi nedeniyle Belediyelerden iş aldı. Hatta farklı bir biçimde isimleri piyasalarda dolaştı! Oysa Tülay Hanım o yaşına rağmen, çivi gibi dimdik ayakta durdu. Hem Meclis Genel Kurulu’nda hem de Teşkilatlarda faal olarak çalışmış, geçtiğimiz dört yıllık süreçte iyi bir performans yakalamış bir vekil. Ancak her ne hikmetse bir kısım insanlarda ona karşı ciddi bir duruş var. Bunu önceki gün yaptığımız toplantıda çok net gördüm.

        Milletvekili adayı deyince aklıma bir şey geldi. Geçtiğimiz hafta iş yerinde yoğun bir telefon trafiği yaparken, aniden kapının açılıp,  birden içeriye iki kişinin girdiğini gördüm. Bu arada telefonla konuşmamı kesip kendilerine, “Hayırdır neden geldiniz” diye sordum. Aldığım cevap çok enteresan, “Ben Milletvekili aday adayıyım, bu arkadaş da benim arkadaşım” deyince kendilerine dedim ki “Arkadaşım sen bir Milletvekili aday adayısın, bir gazeteye giderken böyle mi gidilir. İnsan bir randevu talep eder, ziyaret edeceğin kişi yerinde midir, değil midir? Müsait midir, değil midir?” diye sorar. Adam bunun üzerine, “O zaman ben gideyim mi?” diye sorunca, ben de “Çok iyi olur. Şu anda sana ayıracak zamanım yok” deyip yolladım. Daha sonra personele, “Neden içeriye aldınız?” diye sorunca, “Adam Milletvekili adayıyım deyince, bekletmeye utandık” dediler. Doğrusu onlar da haklı ancak, bu iş ne noktaya gelmiş bilmem anlatabildim mi? Sözlerime son verirken, seçimin ülkemize, şehrimize ve hepimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR