Gönül Dostları

Bugün sizlere can dostlardan, gönül dostlarından bahsetmek istiyorum. Bununla ilgili elimde dizeler var. Kime ait olduğunu bulamadım. Anlayışına sığınarak bu dizelerle karşılaştırmalı olarak alıntı yapmak istiyorum. Tahmin ediyorum ki bu dizelerin sahibi de bu yazımdan memnun kalacaktır.

Rahmetli eniştem (teyzemin beyi), çok güngörmüş, başından enteresan olaylar geçmiş tecrübe abidesi idi. Ondan çok şey öğrendim hayata dair. Bana en çok söylediği şey ise, “insanları gerçekten tanımak istersen üç halindeki tavırlarından anlarsın” derdi. Ne idi bu üç hal? Birincisi, o kişi ile yolculuk yapacaksın, ikincisi o kişi ile içki içeceksin, üçüncüsü ise o kişi ile alışveriş yapacaksın… Bu üç hususu kendine göre açıklardı: Yolculuk yaparken kişiyi tanımak daha kolay olur. Sıkıntılı bir zamanda seni yarı yolda bırakıyor mu bırakmıyor mu? İçki içtikten sonra sarhoş olan insan ne söylediğini bilmez ve gerçek içindeki düşüncelerini ifşa eder. Üçüncüsü ise en önemlisi bence alışveriş yapacaksın, ortak olacaksın o zaman ki davranış ve tutumlarına göre gerçek dost diyebileceğin kişileri bulabilirsin. Elbette bu anlatılanlara eklenecek çok önemli tecrübeler vardır. Ancak yukarıdaki hususlar da insanları tanımak bakımından çok büyük önem ihtiva eder. Gelelim gerçek dostları anlatan dizelere:

    

    “Dostlar vardır soba gibi; yüreğindeki ateşle ısıtır ellerinizi...  

      Dostlar vardır; fırtınada sığınak, güneşte gölge; yanarken buz gibi su dökmez üstünüze;     aksine,    harlandırır ateşi; bilir ki, yanmayanı hiçbir şey söndüremez.
           Dostlar vardır, yıldız gibi; hava kapalıyken bile, kapkara bulutların bekçisidir gökyüzünde...
           Dostlar vardır, arada bir uğrayıp alt üst eder yaşamınızı; dili zehir zemberek, bakışları keskindir.
           Dostlar vardır gül gibi; sarılırken yaralanmayı göze almanız gerekir.     Hani, kiminin yoluna halı sersen kar etmez; dostlar vardır, minder de kâfi gelir; sen olursan fark etmez.
           Dostlar vardır; rakısız çözülmez dili, muhabbeti çekilmez;

      Dostlar vardır, efkârının sebebi bir bardak demli çaydır.
           Dostlar vardır, omuzu her derde devadır.
           Dostlar vardır, iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir.
           Dostlar vardır dağ gibi vakur; toprak kadar bereketli, mert...
           Dostlar vardır; ney gibi hüzünlü, saz gibi asi; şiir kadar büyük...
           Dostlar vardır türkü gibi; her zaman söylenmeseler de her daim içinde taşır sevdasını; yangınını bulaştırır bir gönülden diğerine...
          Dostlar vardır baki; tanıştığın gün doğar, yittiği gün ölürsün! Zamana ve darbelere; yollara ve hasretlere dirençli...
         Dostlar vardır, közde mısır, kadehte şarap; ateşte yanmanın da, şarapla sönmenin de tadı damağındadır.
         Dostlar vardır; yüreğine kök salmış bir çınardır; hiçbir şey deviremez; gönülden gönüle kurulmuştur köprüler; ne yaşansa atılamaz!
         Dostlarımız vardır bizlere benzerler biraz...
         Dostluklar vardır, erken dolar vadesi; dostluklar vardır, devam eder ahirette!
         İşte böyle dostlardır; her şeye lanet ettiğin günlerde bile, yaşamını güzel kılan...
         Gönül, her yerde onları arar.
         Ve bulduğunda haber gönderir bize; bir sıcaklık yayılır yüreğimize; bunda bir iş var deriz, takılırız peşine...
         Dost olalım gönlümüzle!”

 

Ne güzel anlatmış anlatan dostluğu. Ama nerede bulacaksın böyle dostları dostlukları? En güvendiğim dediğimiz insanlar bile hiç ummadığımız zamanlarda bizleri satmıyorlar mı? Gerçek dost diyebileceğimiz dediğimiz insanların, kelaynak kuşları misali nesilleri tükenmeye yüz tuttu. Üzdüler. Üzüyorlar üzeceklerde.  Ancak gelin biz yukarıdaki dizelerde anlatılan gerçek dost olalım, bu nesli tükenmeye yüz tutmuş dostların dostlukların sayılarını artıralım. Yok etmeyelim. Önce kendimizden başlayalım. Bırak aptal desinler, saf desinler, ne derlerse desinler. Altın çamura düşmekle değerinden bir şey kaybetmez. Hiçbir gün anlamazlarsa anlamasınlar. Biz insanların bize değer vermeleri için yaşamıyoruz ki…Biz kendimiz olduğumuz için böyle olalım. Ne dersiniz yanlış mı düşünüyorum? Yıldız olmadan güneş tek başına bir değer olduğunu gösteremez. Aynı şekilde yıldızda güneş olmadan biçaredir. Her ikisi birbirinin tamamlayıcısıdır.

Beraber nice güzel dostluklara can dostlara merhaba. Hoşça kalalım efendim.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR