“GEÇMİŞTEN GELECEĞE ÇOCUKLARIMIZ İLE BAYRAMLAR– 3”

 

            Merhaba kıymetli okuyucularım;

            Geçen haftaki yazımda; Çocuklarımız ile ilgili bayramlarda  daha önceden ve şimdi yaşananlar ile,  gelecekte yaşanacaklar hakkında neler yapabiliriz? Konulu aşağıdaki ilk üç maddeyi sizlerle paylaşmıştım.

  -Eski Bayramlar Nasıldı?

  -Çocukların Harçlık Alması ve Bayram Kavramı.

  -Ah O Eski Bayramlar.

       Bu gün ise; Çocuklarımız  ile ilgili  bayramlarda   önceden  ve  şimdi  yaşananlar ile,  gelecekte yaşanacaklar hakkında neler yapabiliriz? Konulu aşağıdaki diğer  maddeleri  sizlerle paylaşacağım.

--Çocuklarımız için bayram bizim özlediğimiz bayramlar değil.

-Şimdiki Kültürün Bayramlarımıza Yüklediği Anlamlar.

-Popüler Kültürün Bayramlarımıza Yüklediği Anlamlar.

-Ne Yapabiliriz?

 

“Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır.’’ K.İlhan

GEÇMİŞTE

İyi okumalar.

 

Çocuklarımız için bayram bizim özlediğimiz bayramlar değil
Maalesef çocuklarımız bizim yaşadığımız tatları alarak yaşamıyorlar bayramı.Bizim bayram hikayelerimizi dinlemekten de sıkılıyorlar.Onlara bir şey ifade etmiyor bizim eğlenceli bayram anılarımız.Çünkü iletişimin inanılmaz boyutlara ulaştığı günümüzde çocuklarımız özlemek ve özlenen insanları heyecanla beklemek ne demek bilmiyorlar.Bayramlara ayrı bir anlam katan kavuşma heyecanını yaşamıyorlar.Artık en uzaktaki insan bir telefonun ucunda hatta bilgisayar ekranlarının karşısında.Bir tuşa basarak herkese,bir saniyede ulaşmak mümkün.Bayramdan önce sadece bir telefonla geçiştirilen kutlamalar çocuklarımıza bayramın gerçek anlamını hissettirmekten çok uzak.

• Onlar bayramlarda bir araya gelip karşılıklı yarışmalarla nasıl eğlenilir hiç öğrenemediler.
• Heyecanla bayram sabahını beklemenin,
• Evde aile bireylerinin kendi aralarında bayramlaşmasının,
• Büyüklerin ellerini öpmenin
• Harçlıklar alındıktan sonra komşu çocuklarıyla sokağa çıkmanın
• Kapı kapı dolaşıp harçlık ve şeker toplamanın nasıl bir duygu olduğunu yaşama imkanı bulamıyorlar. 
Bilmece bulmaca sormayı bilmiyorlar.Sorulsa da gülüp geçiyorlar.Onlara basit geliyor,sıkıcı buluyorlar.
Bayramda alınan bir çift ayakkabıya sarılıp uyumak ne demektir asla öğrenme şansları olmayacak.
Bir de sadece bayramlara özel gidilen lunaparkların tadını bilemeyecekler.
Şimdi her yerde her alışveriş merkezinde kurulu oyun alanlarında her an ulaşabildikleri eğlenceyle büyüyen çocuklarımız bizim anılarımızı dinlemekten sıkılıyorlar.Bizim bayramlarımız onlar için hiçbir anlam ifade etmiyor.

Şimdiki Bayramlara Yüklenen Anlamlar
Artık bayramların sadece adı bayram.Günümüzde gerçekten eski bayramlara benzeyen fazla bir şey kalmadı.Bayramın değişmeyen tek tarafı çocuklar açısından alacakları harçlık ve hediyeler. Bir de eğer imkanları varsa gidilecek tatiller.Bayramlara özel yaşanan gelenekler maalesef eskisi gibi sürdürülmüyor. Yakın akraba ve komşu ziyaretleri bile neredeyse zorunluluktan yapılır hale geldi.Bayram demek alışveriş yapmak için bir bahane yaratmaya dönüştü.Ya da bir tatile çıkmak amacıyla bayramlar beklenir oldu.Yapılan yolculuklar eskiden uzaktaki yakınları görmek içinken şimdi büyük şehirlerin kalabalığından ve gürültüsünden kaçıp sıkıntılardan uzaklaşmak amacıyla yapılır oldu.Bayram adına yapılan maalesef fazla bir hazırlık yok. Gelenekler de eski önemini ve değerini kaybetti.Kültürlere ve toplumlara değer katan sahip oldukları gelenek ve göreneklerdir.Eskiye ait bazı değerlerin yaşatılması ve kazandırdıklarına sahip çıkılması gerekirken bizler günümüzde bu güzellikleri unutuyoruz ve unutulmasına da seyirci kalıyoruz.

Popüler Kültürün Bayramlarımıza Yüklediği Anlamlar
Popüler kültürle beraber bayramlarımız da değişti.Popüler aslında en bilinen anlamıyla halka ait olan, halkın kendisi demektir.Ancak günümüzde maalesef bu anlamını yitirmiş,bir çok insan tarafından beğenilen ya da seçilen anlamını kazanmıştır.Yani artık bütün bir halkın değil,büyük bir çoğunluğun istediği ,tercih ettiği anlamına gelmektedir.Popüler kültür bu anlamıyla bize pek çok şeyi kabul ettirmektedir.

• Popüler programlar,
• Popüler tatil yerleri,
• Popüler diziler
• Popüler insanlar,vb.
Popüler kültür artık tüketimle beraber bayramlarımızın anlamını da değişirdi. Şimdi bayram demek bol alışveriş ve bol mutsuzluk demek.Eskiden küçücük hediyelerle mutlu olan insanlar artık hep daha fazlasını, hep daha iyisini,hep son modelini istemekte ve tüketimin artmasıyla doğru orantılı olarak giderek artan bir doyumsuzluk ve mutsuzluk yaşamaktalar.Kabul etmeliyiz ki artık bir tüketim toplumu olduk.Sadece daha fazla tüketirsek mutlu olacağımızı sanıyoruz.Oysa eldekinin değerini bilmeden sahip olunan her fazla şey mutsuzluklarımız da artırıyor.
Eskiden özellikle bayramlarda şehirlerde herkesin bildiği sadaka taşları bulunurmuş. Durumu iyi olan ya da hayır işlemek isteyen insanlar bu taşların altına paralar bırakırlarmış.İhtiyacı olan insanlar da gelip yerlerini çok iyi bildikleri taşların altından bu paraları alırlarmış.Ama sadece ihtiyacı olan miktarı alırlarmış.Kendisinden başka ihtiyacı olan insanların da gelip yardımdan yararlanabilmesi amacıyla asla tüm para alınmazmış.Bu yöntem aslında müthiş bir zerafet ve hassaslık örneğidir.Böylece ne yardım eden yardımın nereye gittiğini biliyor,ne yardım alan bu yardımdan dolayı inciniyor.Bu değerlerimize sahip çıkmalıydık.Ama yok ettik.Pek çok kimse böyle bir uygulama olduğunu bilmez bile.
Baktığımızda bütün medya kuruluşlarında ve basın yayın organlarında ‘en moda olan,en istenen,en sevilen,en iyi’ şeklinde sınıflandırılmış ürünler ya da haberler görüyoruz.İşte popüler kültür budur.Sahip olabildiğimiz değil ama sahip olmamızın iyi bir şey olduğu bize empoze edilen her şey popüler kültürün kendi değerleridir.
Tüketimin çılgınlık boyutuna ulaştığı günümüzde bayramlara ait gelenekleri uygulamak da zor görünüyor. Çünkü bayramlar gibi özel günlerin içerdiği anlam bütünlüğü bu tüketimle beraber kaybolup gitti..Bayramlar aslında yardımlaşmanın, paylaşmanın,birbirine sahip çıkıp kol kanat germenin ve karşılıksız çıkarsız vermenin teşvik edildiği özel günlerdir.Bu özel günlerin özelliklerini çıkarıp attığımızda geriye sadece içi boş kavramlar kalır ki işte popüler kültürün yaptığı da budur.Bayramlar gibi daha pek çok değerimizi yitirdik.Bunları tekrar geri kazanmamız da çok zor görünüyor.
Ne Yapabiliriz?
Aslında pek çok şey yapılabilir.Öncelikle değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkabiliriz.Bayramlar ve diğer bütün özel günler bizi biz yapan önemli günlerdir.Bu günlere ait geleneklerin yaşatılması ise bizlerin sahip çıkmasıyla mümkün olabilir. Çocuklarımıza bazı alışkanlıkları kazandırmak nasıl önce bizim uygulamamız ve onlara model oluşturacak davranışlarda bulunmamızla gerçekleşebilirse burada da önce bizim bazı değerlere sahip çıkmamız ve geleneklerimizin korunmasına ve yaşatılmasına da özen göstermemiz gerekiyor.Çocuklar yaşamadıkları,görmedikleri,bilmedikleri hiçbir şeyi uygulayamazlar.Biz ise oturup ‘ah o eski bayramlar’ demek yerine o eski bayramları tekrar yaşatacak şekilde bu değerlerimize sahip çıkmalıyız.


Bizi biz yapan bütün dini ve milli bayramlarımıza sahip çıkmak da kendi geçmişimize, yaşadığımız bu topraklara olan borcumuzdur.Mesela bayramlarda ölmüş yakınlarımızın kabirlerini ziyarete gitmek ilk görevdi. Bu gün kaç kişi bunu yapıyor?Yaşlılar mutlaka ziyaret edilir,hatırları sorulur ve varsa ihtiyaçları karşılanırdı.

Aynı şekilde komşuluk ve mahalle kültürü çok önemliydi.bütün atasözlerimiz de bu yönde bizi teşvik eden mesajlar içerir.
• Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
• Ev alma komşu al.
• Komşu da pişer bize de düşer,vb.

Ya da komşuluk hakkı diye bir söz vardı.Şimdi maalesef yan dairede oturan komşularımızı tanımıyoruz. Bayramlarda bile birbirimizle görüşemiyoruz ve bunun için işlerin yoğunluğunu öne sürüyoruz.Birbirimize saygımızı da yitirdik.Hoş görüsüz ve en küçük tartışmada şiddete yönelen insanlar olduk.
Aynı şekilde milli bayramlarımızda kaç kişi çocuğunu alıp meydanlara gidiyor?Tam anlamıyla kanla sulanmış bu ülkeyi bize bırakan insanlar için nasıl bir tören yapıyoruz?
Hangi törende yer alıyor,çocuklarımıza ne anlatıyoruz?
TV’lerde üzülerek görüyoruz ki ülkemizin bağımsızlığını kazandığı tarihi bilmeyen insanları biz sanatçı diye izliyoruz.Ama gerçek sanatçılarımızı tanımıyoruz.
Bizler geçmişimizle ve kültürümüzle pek çok değere sahip olduğumuzun farkında bile değiliz.Özetle;

• Sahip olduğumuz imkanlarla mutlu olmaya çalışmak,
• Büyüklerimizden gördüğümüz değerlere sahip çıkmak
• Milli ve dini bayramlarımıza ait gelenekleri uygulamak,
• Akrabalık ve komşuluk ilişkilerini canlı tutmak,
• Çocuklarımıza kültür değerlerimizi tanıtmak ve sevdirmek,
• Önce uygulayarak,sonra eğiterek çocuklarımıza doğru örnekler oluşturmak
• Önce birbirimizle sonra çevremizdeki insanlarla iyi ilişkiler geliştirmek,
• İhtiyacı olan insanlara maddi manevi katkıda bulunmak,
• Toplumsal ve sosyal faaliyetlerde bulunmak ve desteklemek,
gibi pek çok konuda çalışmalar yapmak bu değerlerimize sahip çıkmak bakımından önemlidir.

 Kaynak;S.Duygulu Gelişim Akademisi.

 

Allah’ım Tüm İslam Alemi ile Okurlarımın Ramazan Bayramlarının  Ailece şeker tadında geçmesini dilerim.

 

Hoş çakalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kâzım İlhan Arşivi
SON YAZILAR