EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞMAK GEREKİRSE...

EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞMAK GEREKİRSE...
           Bugün iki konuya değinmek istiyorum. Konularımızdan ilki AK Parti kurulduğu günden itibaren üç dönem üst üste hiç haketmediği halde milletvekilliği koltuğunda oturan ve son seçimde üç dönem kuralına takıldığı için listeye giremeyen arkadaşımızla ilgili olacak. Bu arkadaşımız 2002 seçimlerinde milletvekili olmak için müracaat dahi etmeden listeye girdiğini  İddia eden ve Reisicumhur’a olan yakınlığını her fırsatta dile getirmesine rağmen, oniki yıl bu şehre tek çivi dahi çakmamış olmasına rağmen, şimdilerde başka bir vilayette yaptırmakta olduğu kaplıca tesisleri ile ilgili yaptırdığı projeyi çizen MHP kökenli arkadaşa AK Parti ile ilgili söyledikleri rivayet edilen kötü şeylerden bahsetmek istiyorum. Arkadaşımız dermiş ki AK Partili bir çok yönetici akçeli işlere bulaşmış, bir kısmının ahlaki sıkıntılar doğuracak işleri varmış, mış, mış da mış mış. Tabii söylenenler doğru ise. Şayet; değilse arkadaşımız beni arayıp aydınlatırsa ben de sizlerle paylaşırım. Ancak şu kadarını söylemek isterim ki AK Parti’li olup da AK Parti’den benim kadar zarar gören bir Allah kulu varsa çıksın söylesin. Yaklaşık Dörtyüz civarında dava gördüm. Bu davaların yüzde doksanı AK Parti’li insanlarla görüldü. Evim, iş yerim, yazlığım, kışlığım, araçlarım arandı. Bunu yaptıranlar da AK Parti’liler ama Allah için söyleyin AK Parti’nin tüzel kişiliği ile veya Tayyip Erdoğan’la ilgili bir tek laf söylediğimi duyan veya okuyan var mı? Bu arkadaşımız kendi hayatını garantiye aldığı gibi ailesinin, çocuklarının hayatını da garantiye almış olmasına rağmen AK Parti ile ilgili bu tür söylemlerde bulunması ve bunu MHP kökenli insanlara söylemesi ne kadar doğrudur söyler misiniz? Allah insana bunun hesabını sormaz mı? Ömür boyu sağlık sigortasından tutun da en yüksek derecede emeklilik kazanan bu arkadaşımız kerameti kendisinden menkul görüyorsa çıksın önümüzdeki seçimlerde bağımsız aday olsun. Şayet yüz oy alırsa ben bu şehri terk etmeye hazırım.
        Gelelim ikinci konumuza. Seçim sonuçlarının ardından hükümetin kurulamasının tüm sorumluluğunu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeliye yükleyen bazı basın yayın organları olaya bir de benim baktığım gözden baksalar sanırım söylediklerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Ben hayatımda hiç MHP’li olmadım ama namazında niyazında olan ülkücüleri çok severim. Devlet Bahçeli Hükümeti kurma noktasında öncelikli olarak dört şart koydu ortaya. Bu dört şartın kabul edilmemesi halinde masaya oturmayacağını söyledi. Nedir bu dört şart? 1- Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez 2- Çözüm süreci ortadan kalkacak 3- Yolsuzluk dosyaları yeniden açılacak 4- Cumhurbaşkanı yasal zeminine geçecek. Şimdi bu şartları irdeleyelim. Birinci madde Anayasanın ilk dört maddesi olan ülkenin cumhuriyet ile yönetilmesi, rejimin, bayrağın ve temel ilkelerin anayasadaki şeklinin değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceği. Bu şart herkesin severek kabul edeceği bir şart, buna kimse itiraz edemez. İkinci şart çözüm sürecinin ortadan kalkması. Zaten fiili olarak bu durum ortadan kalkmış durumda buna da kimse bir şey demez. Gelelim üçüncü ve dördüncü şartlara… Tüm tantana bu iki şart üzerinde kopuyor. Nedir bu şartlar? Birisi yolsuzluk dosyalarının açılması, bir diğeri ise Reisicumhur’un yasal zeminine oturması.
      Bir insan şayet kendisine güveniyor ise yolsuzlukların araştırılmasından rahatsız olmasına gerek var mı? 'Değil 17-25 Aralık dosyaları, taa İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Başkan olduğum günden itibaren araştırın' der geçerim. Yok kendinizden emin değilseniz, değil seçim yenilemek, elli sefer seçim yapsanız sonuç değişmez. Şayet bu iş anketlerle olsaydı, 7 Haziran seçimlerinde de anketler AK Parti’yi tek başına iktidar gösteriyordu ama sandık farklı söyledi. Bu toplum yolsuzluk konusunda hassas. Biz ta 2007 yılında yaşadığımız şu meşhur A Takımı operasyonundan beraat etmemize rağmen hâlâ daha bazı şerefsizlerin mahkeme kararına inanmamış olmalarına ne demeli? 
    Bir diğer konu Reisicumhur’un yasal zeminine oturması. Üzülerek ifade etmek gerekirse Reisicumhur’un geçtiğimiz günlerde Rize’de yaptığı konuşmada söyledikleri, bu Devlet Bahçeli'yi haklı çıkardı. Resicumhur’umuz Rize’de yaptığı konuşmada artık fiili  olarak Başkan olduğunu, bunun yasal altyapısının yapılması gerektiğini ifade etmesi, MHP liderinin söylediklerini haklı çıkarmıştır. Toplum şu anda ne der bilmem ama şahsi kanaatim şu ki isterseniz elli kez seçimi yenileyin, vekil listeleri aynı olursa, yolsuzluk dosyaları açılmazsa ve Reisicumhur Başkanlık sevdasından vazgeçmez ise AK Parti’nin alacağı oyun, bundan daha az olacağı kanaatindeyim. Umarım Allah beni yanıltır ama daha önceki (seçimden önce) yazdıklarımı hatırlarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR