DENGE Gazetesi ikinci yılında

Denge Gazetesi kurulalı iki yıl oldu. Samsun gibi gelişmekte olan bir Anadolu şehrinde, sırf kendi yağıyla kavrulabilen ve dayanabilen mahalli gazete…
Samsun topraklarında doğan ve eğitimini de orada tamamlayan, Samsun"daki denge odaklarını ve lobi güçlerini iyi tanıyan ve içlerinde bulunan kurucu Adnan Bahadır, eşek arılarının yuvalarını fazla karıştırdığından arıların iğnelerine hedef seçildi.
Kendince bir çizgi tutturan, hiç kimselere danışma huyu olmayan, hiçbir siyasi veya ekonomi dengelerinin tutsağı olmayan Adnan, şimdi de medrese-i yusufiyyedeki eğitimini tamamlamaktadır.
Öğrenciliğinde öğretmenlerinin, Of"taki imamlık döneminde müftülerinin, inşaatçılık alanında sürdürdüğü mütaahhitlik döneminde de Samsunluların bir türlü anlayamadığı Adnan, kendisini çok güzel yetiştirmiştir.
Hiçbir siyasi partinin bağnaz taraftarı olmamış,  En çok Necmettin Erbakan döneminde parti içi görev almıştır. Ele avuca sığmayan bir psikolojiye ve karaktere sahip olan Adnan, her cemaatin adamı olmuş, hiçbir cemaatin bağnaz çömezi olmamıştır.
Sofuluk toslayan ve karşısında el-pençe durulmasını birinci şart koşan dindarlarla yıldızı asla bir gitmemiş ve bu gibi dindarları aşağılayıcı davranış sergilemekten de kendini asla geri alamamıştır. Bütün düşünme yeteneğini efendisinin iradesine emanet eden emanetçi dindarların nefretini kazanmıştır. Ama Adnan, kimseye de asla muhtaç olmamış ve el açıp dilenmemiştir. Her kuruluşun yükselmesinde elini değil kolunu taşın altına koymuştur.
Her girdiği kuruluşta başa oynama karizmasına sahip olan Adnan, parasal pazarlıklarda acımasız üstünlükler sağlamış ve en fazla nefret duygularını bu pazarlıklarında kazanmıştır. Pazarlıkları sırasında çok gönüller kırmış ve o gönülleri düzeltme cihetinde hiçbir çaba harcamamıştır. Herkesle dost olmuş ve kimseye eyvallah deme gibi yumuşaklık gösteremediğinden dostlukları asla sürekli olmamıştır.
Ama kimsenin ekmeğine, namusuna, mevkiine göz dikmemiştir, kimseyi aldatmamıştır. Çok makam sahibi olma karizmasını yaşamış, hele de kimseden asla makam veya para dilenmemiştir. Kavgalardan, ağız dalaşmalarından, sopalı kavgalardan, ateşli tartışmalardan, özellikle öğretmenlik yıllarımda mahalle mahalle, ev ev, gece sabahlara kadar din sohbet tartışmalarına beni taşımaktan zevk almış ve tartışmalara bizzat katılmayı en tatlı hatıralar olarak yad etmiştir.
İşte bir bölüm karizmatik özelliklerini kendi bilgi dağarcığım çerçevesinde satırlara aktardım. Aklıma gelmeyenler veya becerip anlatamadıklarım da çok kalmıştır. Bu duygular içinde ikinci yılına giren gazetemizin daha nice yıllar bu tempoyla ve sürekli kendini yenileyerek deneyimli yayıncı kadrolarıyla yoluna devam etmesini Yüce Mevla"mdan niyaz ederim.
İnşallah bir an önce adaletin denetim ve sosyal baskısından azade olup yetim ve öksüz bıraktığı gazetesindeki bürosuna döner ve eş dostuyla daha sıcak bir hava içinde buluşur. Eşek arılarının yuvalarına daha akıllıca çomaklar sokar da arı sokmalarına daha az hedef olur. Gerçek dostlarının güzel ve yol gösterini öğütlerine kulak verir de anne-baba, eş ve dostlarının sıcak kucağında ömür boyu çok güzel hayat sürer.
Gazetemiz kendileri olmadan öksüz kalmıştır. Sahipsiz günlerini yaşamaktadır. İnşallah adalet teşkilatı kendi demir yumruklarını Adnan Bahadır üzerinden kaldırır ve kendilerine tam uyumlu bir insan olma sözünü alarak aramıza salar. Öksüz kalmış gazetemizin ve yayıncı kadrosunun gözyaşlarını dindirir.
“De ki: "Pırtlak gizli güçlerin Rabbine sığınırım... varettiklerinin kötü güçlerinden;  hedefe kilitlendiğinde karanlık güçün kötülüğünden; düğümlerin içine tıslayan büyü güçlerinden, dolayısıyla kıskandığında kıskanç ışını yayanın kötü gücünden...”  Felak Sûresi: 1-5.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR