Çalışmayan telefon!

 

Birçoğumuz çalışmayan telefonlarla karşılaşmışızdır. Ancak bunun üzerinde pek durmayız. İşin aslı öyle değil ama… Bazen de telefon çalışmadığı halde “Alo, alo” deriz. Ama malum cevap alamayız. Bugün sizinle çalışmayan telefonlardan bahsetmek istiyorum.

         Bundan yıllar önce öğretmen okulunda ortaokul sıralarında iken sosyal bilgiler öğretmenimizin anlattığı bir olayı her gün defalarca yaşıyoruz. Ama boş ver diyerek sineye çekiyoruz. Sosyal Bilgiler öğretmenimiz şöyle anlatmıştı: İlkokul öğretmenliği yaptığı yıllarda okul müdürlüğü de yapıyormuş. Ve o zamanlar okul müdürleri her öğretim yılı sonunda 1 nolu rapor , 2 nolu rapor diye isimlendirilen bir raporu milli eğitim müdürlüğüne verirlermiş. Bende öğretmenlik yaptığım yılları hatırlıyorum. Bu raporları bizde yazdık verdik. Öğretmenim devamla bu raporda birçok istatistikî bilginin yanı sıra son bölümde okulun milli eğitimden istekleri başlıklı bölümü de doldururlarmış. Buraya kurumun ihtiyaçlarını yazarlarmış. Masa, sıra, tahta, harita vs. her ne noksanımız varsa. Ancak hiçbir zaman bu bölümdeki ihtiyaçlar okunup ta o okulun ihtiyaçları karşılanmazmış. İşte böyle bir raporun son kısmına Milli eğitimden istekleriniz bölümüne benim kıymetli öğretmenim: “ Çalışmayan telefona alo demek aptallıktır.” Diye yazmış. O güne kadar “zaten bizim yazdığımız raporlar okunmuyor” diye düşünen öğretmenimin şansına, milli eğitimdeki görevli bir memurun bu cümle dikkatini çekmiş. İşgüzarlık bu ya bu raporu milli eğitim müdürüne götürmüş. Sonunda öğretmenimiz hakkında bir soruşturma açılıyor. “Çalışmayan telefon derken ne demek istedin” gibi birçok sorular ve sonunda öğretmenimiz düzene karşı gelmekten sürgün oluyor. Bize de öğretmenim sınıfta nasihat ediyor: “Ben böyle bir halt ettim, sakın siz siz olun böyle şey yapmayın. Ben paçayı zor kurtardım.” Diyerek o zamanki aklıyla ders veriyordu.

         Bunu neden anlattım. Aradan 40 yıl geçti. Ancak bugün eskisi gibi değil tabii. Ülkemizde çok şey değişti. Ancak hala çalışmayan o kadar çok telefon var ki… O zaman cep telefonları yoktu. Cep telefonları çıktı. Ancak yine kar etmedi. Çalışmayan telefonlar çoğaldıkça çoğaldı, çoğalıyor.

         Hayatınızda hepinizin karşılaştığı çalışmayan telefonlar olmuştur. Bunları hep sineye çekiyoruz. Hiç unutmam arabamı Samsun da bir yere park etmiştim. Bir saat sonra geldiğimde arabam yoktu. Çekmişler. Ama benim arabamın önünde arkasında birçok araba olmasına rağmen onlara dokunan yok. Ben doğruca o zamanki emniyet müdürünün yanına gittim. Görüştüm. Sordum. “Benim arabam neden çekildi”,  “Çekilmesi gerekiyorsa diğer arabalar neden çekilmedi” diye. İnanın bana tatmin edici bir cevap veremedi, veremezdi. Diyemezdi ki, “o çekilmeyen araba sahipleri burada imtiyazlı kişilerin arabalarıdır. O mağaza sahiplerinin arabalarıdır. Zenginlerdir. Onlara dokunamayız. Senin araban gariban arabası olduğu için çekilmesi doğal.” diyemedi. Bu olay olalı 10 yıldan fazla oldu. Ama içimde ukte kaldı. Şimdi aynısı oluyor mu, olmuyor mu sizin takdirinize bırakıyorum. Buna benzer nice çalışmayan telefonlarla karşılaştığımızda aldığımız cevap belli. Başta her kesimde idari ve yetkili birimler, en başta emniyet mensupları, belediyeler, zabıtalar, olmak üzere bakın nelerle karşılaşıyoruz da sineye çekiyoruz. Ne olur artık ülkemiz mutlu azınlığın değil, her kesimin hakkını her zaman her zeminde arayabileceği bir ülke olsun.

         O kadar çok zorlayalım ki şu çalışmayan telefonları, bir gün çalışır hale getirelim. İşte o zaman hepimiz gönül rahatlığı ile benim devletim diye övünelim. Kanunlar olabilir ama uygulayanlar uygulatanlar yeterli olmasa kanun ne yapsınki…

         Çalışmayan telefonları kalmayan bir ülkemiz olması dileğiyle hoşçakalın efendim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR