Türkiye büyük ülkedir.
Türk…
Dünyada sayılı ırklardan…
Japon… Alman… Türk!
Sayılı ırklardır.
Rahmetli Özal söylemişti;
Gerçekleşmesi için çabalamıştı;
Ama Rabbim izin vermedi:
Alman… Japon mucizesi!
Ne büyük söz idi.
Ben şahsım zehirlendiğine inanamıyorum.
Belki de kendinden hastalığı vardı.
Zaten uykusuzluğu o zaman basına yansımıştı.
Ama Demirel; çok uğraşmıştı.
Amerika Hastanesi o zaman;
ömrünün sınırlı olduğu raporu vermişti.
Demirel sürekli izliyordu.
Niye ölmedi der gibi;
Durmadan ölüm haberini bekliyordu.
"beceriksiz.. ufuksuz… çapsız…
Ne kadar uçuk yönetici varsa;
Özellikle Türkiye'de işbaşında tutuluyordu.
PKK kayırılıyordu.
Ergenekoncu askerler üzerlerine gitmiyordu.
Özel harekâtçılar o zaman uyuşturucu aklıyordu.
Basından bunları duyuyorduk.
Şahsen bende şu korku gittikçe içimi sarıyordu.
Yan gelip yatanlar;
Cepheleri boş bırakanlar;
Neredeyse PKK ile masaya oturacaktı;
Anlaşalım;
Ne istiyorsunuz diyeceklerdi.
Zaten Güneydoğu gözden çıkarılmıştı.
Dağda PKK'nın kış kampları biliniyordu.
Kış hazırlıkları bitince;
İlkbaharda karakol basıyordu.
O zaman zavallı acemi Mehmetçik cephede;
Kahramanca savaşıyordu.
Baştakiler masa başında yan gelip yatıyor;
Masa tenisi… ping-pong oynuyor; eğeleniyordu.
Becerikli-çaplı olanı da asıyorlardı ya neyse!
İşte Eşref Bitlis Paşa!
Ama şimdi öyle mi?
En üst ile en ast cephede!
Karda… kışta… yaz sıcaklığında cephede…
Plan projeler uygulandı.
1200 silahlı terörist etkisiz kılındı.
Kış hazırlığı içindekiler yuvasında yakalandı.
Rahatsız edildi,
Şimdi de şehirdeki planlayıcılar…
Yataklık edenler…
Para… mühimmat hazırlayanlar bir bir yakalandı…
Gözaltına alındı.
Ben anlıyorum ki;
Kürt halkıyla silahlı terör arasına set kondu.
Kürt halkı daha az korkuyor.
Artık Kürt halkının yolu… su çeşmesi…
Sağlık Ocağı… ebesi artık ayağının dibinde.
Artık hükümetine güveniyor.
Geleceğini parlak görüyor.
Artık Güneydoğu Anadolu için ayrım yok.
Artık Güneydoğu refah pastasından payını alıyor.
Havaalanları… barajları yapılıyor.
Ekmeğin-Benzinin karneye bağlandığı,
ilaç, ampul, margarin, tüp gaz, sigara…
hatta tuz,
şeker bulunmayan dönemler de gördük...
Yol yok… su yok… telefon yoktu…
hiç üretim yok…
hiç ihracat yok…bir de üstüne itibarın
hiç mi hiç olmadığı dönemler de yaşadık.
"beceriksiz.. ufuksuz… çapsız…
Bürokratımızdan… siyasi kadrolardan
Evren Paşa bizi kurtardı.
Bilmiyorum bugünler;
Çok yoğun para harekatı varmış;
Eş-dost… akrabaları yemiş.. içmiş!
Bilmiyorum ama beceriksizlerden bizi kurtardı.
O beceriksizler şimdi de şaha kalkmış;
Hak arıyorlar… yargılıyorlar!
Ama ne güzel cevap vermiş;
“Bugün de olsam, yine darbeyi yapardım”
O beceriksizler;
Kendilerine demokrasi… özgürlük getiren;
Tayyip Erdoğan'ı da;
Bir kaşık su içinde boğacaklar;
Ellerinden gelse!
Hülâsa,
bugün etrafımızda medeniyet namına ne
gözlemleyebiliyorsak, üç aşağı-beş yukarı
Rahmetli Özal'ın
6 yıl süren yönetimi ile
Erdoğan'ın son 9 yıllık icraatının eseridir!
Özal-Erdoğan karatında liderler ta
baştan başta olabilseydi, darbeler olmasaydı, sürekli
bir istikrar ortamı hüküm sürebilseydi, şu an;
"Almanya" da...
"Japonya" da...
Çoktan, hem de epey geride kalmış olurdu!
ABD…  Almanya…  Japonya…
İngiltere… Fransa… İsviçre… Çin…
İleri teknoloji üreten…
ihraç eden ülkelerde;
yıllarca düzenlenen…
büyük ilgi gören…
“inovasyon ve buluş” fuarlarının;
son halkasını Türkiye'de seyrettik.
büyük mutluluk duyuyoruz.
Türkiye 2023 yolunda!
Artık Türkiye Hükümeti büyük konuşuyor;
2023 diyor;
Hatta 2071 diyor.