BU ŞEHİRDE KAÇ BAKAN VARMIŞ...

 BU ŞEHİRDE KAÇ BAKAN VARMIŞ DA HABERİM YOK

Pazar günü iptal edilen Canik kongresi ile ilgili bazı arkadaşların Ankara'ya gittiğini öğrenince onlara destek olmak adına ben de Ankara'ya gitmeye karar verdim. Zira bu işleri çok yaşamış birisi olarak bir hayli tecrübeliyim. Ahmet Okuyucu Başkan ile birlikte Refah Partisi genel merkezine az gitmedik. Genel Merkezlerin bu konulardaki tavırlarını çok iyi bilirim. Refah Partisi kapatılıp Fazilet Partisi kurulduğunda İl Başkanlığına Nizamettin Kaplan'ı atatabilmek için bir hayli uğraş vermiş olmamıza rağmen atanmasını temin edememiştik. Ancak oluşacak olan listeye girmesini temin etmiş olmamıza rağmen ilk sattığı kişiler bizler olduk.

Siyaset çok acımasız bir sanattır. Aslanı kediye boğdurur, ciğeri beş para etmeyen bir adam bakmışsınız teşkilatın en önemli yerinde kendisine yer bulmuş, siz de teşkilatın kıyından kenarından geçemez, lanet edip kenarınıza çekilmek zorunda kalırsınız. Bu işlerle uğraşan arkadaşlara tavsiyem kendi işlerine bakmaları yönünde olacaktır zira ben Attan düşmüş birisi olarak onların da Attan düşmesine gönlüm razı olmaz, beni sevmeseler de akıbetlerinden endişe ediyorum. Bu işlerin gittiği noktayı çok iyi tahmin ettiğimden arkadaşların ahır ve akıbetlerini pek iyi görmüyorum. Etrafta dolaşan dalkavuklar sırf kendilerine menfaat temin etmek için ortalığa fitne yayarlar ama sandalyeden düştüğünüz gün yüzünüze bakmazlar.

Gelelim konumuza. Son Genel seçimler sonucu kurulan kabinede yer alan Gençlik ve Spor Bakanı ile geçmişte yaşadığımız süreci hepiniz bilmektesiniz sayın Bakan ile daha önceki süreçte aramız çok iyi idi. Ne zaman ki 2006 yılında yapılan İl Başkanlığı seçiminde Ali Akyüz'e destek verdim, Bakan'a yakın olan siyasetçiler aramızı açtı ve ondan sonraki süreçte bir daha yan yana gelme şansımız olmadı. Geçtiğimiz yılın ilkbaharında Bakan'a yakın bir arkadaş bize gelip Bakan'la ilgili müspet haber yapmamızı istedi. Hiç ikilemeden olur dedik ve gereğini yaptık, ancak bu aradaki fitne fesat şebekeleri hiç boş durmadan yeniden aramızı açmak için tüm güçleri ile çalıştılar ve maalesef başarılı oldular.

Bu fitne şebekeleri başarılı oldu da ne oldu derseniz, yaşanan süreci bilenler ne olduğunu bilirler. Kimsenin yararı olmadı sadece bu fitnebaşlarının gönlü oldu, onun dışında en ufak bir şey olmadı.Nihayetinde yine bazı dostların araya girmesi sonucu Bakan ile sulh ettik. Şimdi bu fitne fesat şebekeleri yeniden devreye girdi ve bu sulh olmuş ortamı yeniden bozmak adına her türlü çirkefliği yapıyorlar. Benimle oturup kalkan arkadaşlardan, akrabalarıma varıncaya dek tamamının Bakanın aleyhinde konuştuğunu söyleyip fitne yaymaya çalışmaktalar. Bu arkadaşlar benim tavrımı, duruşumu karakterimi çok iyi bilirler. Bir insanla ilgili bir şey düşünüyor isem onu aleni bir biçimde yazmaktan geriye kalmam.

Bu arkadaşların bazı icraatlarına gelince Çarşamba'dan Terme'ye, Bafra'dan Havza'ya, Atakum'dan Canik'e varıncaya dek yaydıkları hava bu şehirde Bakanın mutlak temsilcilerinin kendileri olduğu, onlar ne derse Bakanın aynen yaptığını, hatta Bürokratlara göz dağı vermek adına bir kısmının bürokratlara talimatlar verdiği dillere destan bir biçimde dolaşmakta. Geçtiğimiz günlerde bunlardan bir densiz Federasyon Başkanına basmış fırçayı, adamcağız yapacağını şaşırmış ama yine de prim vermemiş. Daha sonraki süreçte aynı patavatsız bir başka bürokrata telefon açarak bazı talimatlar vermeye kalkmış, bürokrat biraz dinledikten sonra izin ver de işimizi bildiğimiz gibi yapalım demiş. Bu insanların Bakanın yanında ne kadar yeri olduğunu ben biliyorum, ancak millet bilmiyor. Sayın Bakanın da bu işe bir çözüm bulması gerektiği kanaatindeyim.

Mustafa Demir'in Bakanlığı döneminde bu tür sıkıntılar yaşanmadı, kendisine çok yakın olan bir arkadaşı ile amcaoğlu bu tür densiz işlere hiç prim vermediler. Hazreti Ali “Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun” buyurmaktadır. Bu insanların şehirde verdikleri hava Bakanın şehirdeki mutlak temsilcileri kendilerinin olduğu yönde bir imaj olup, bu hem Bakan'a hem Ak Partiye, hem de kendilerine ziyadesiyle zarar verir. Geçtiğimiz hafta Çarşamba ilçesine yaptığım ziyarette bu konuda konuşulanları duyunca dudaklarım uçukladı. Çarşamba'daki tayin, atama, terfi, nakil ve benzeri işlerin tamamının bir petrol istasyonundan yönetildiği ve Bakanın adı kullanılarak bu işlerin yapıldığı söylenmekte bu işe mutlaka bir çözüm bulunmalı, ilgililerin dikkatine sunulur. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR