Ayn El Arap

Ayn El Arap

Ağustos sıcağında, Samsun  eski garajlardan Şanlıurfa'ya  gitmek üzere yola çıktık. Aslında bir bilinmeze doğruydu yolculuğumuz. Terör olayları  hız kazanmış, gece yolculukları belli yerlerden sonra problemli olmaya başlamış,aynı yaşlarda yan koltukta oturan kişi ile tek tük muhabbetlerle Gaziantep terminaline indik. Mardin'e ait bir arabayla Şanlıurfa yönüne  yolculuğumuz başladığında , ''ben nereye geldim?'' diye sorgulamaya başladım kendimi. Samsun'dan itibaren yolculuk yaptığım arkadaşa '' Sen nereye gidiyorsun ?'' diye sordum.  '' Urfa'da arkadaşım var onun ziyaretine'' dedi, inandırıcı değil ,sorulsa aynı yalanı ben söyleyecektim, yada ''arkadaşın nerede oturuyor'' dense tek mahalle adı bilmediğim için bocalayacaktım. 

Otobüste iki yabancı vardı, onlarda bizdik, Tek kelime Türkçe  konuşulmadığı  gibi ,kasette Kürtçe şarkılar, sarma tütünlerin kalıcı kokuları ile duman altı olmuş bir otobüste, vatanımın  bilmediğim bir noktasına doğru gidiyorduk. Fırat nehrini geçtiğimizde , sıcaktan kavrulan ve sarının tonlarının yaşandığı çoğrafyada , yeşile özlem duymaya başlamıştık. 11 Nisan denen bölgeye gelindiğinde ilk Türkçe kelimeyi duydum,'' Suruç'ta kim inecek ?

Elimde valiz, otobüsün gitmesinin ardından karşımda kerpiçten yapılmış, içinde adını duymadığım sigara çeşitleri ve birkaç çeşit  içeceğin olduğu  bina ve meraklı bakışlarla karşı karşıya kalmıştım. O meraklılar yanıma yaklaştı, nereye gitmek istediğimi sordular. Kendi ülkendesin ve bölgede asker olduğunuz belli etmeyin diye aldığın talimat gereği, ''Taburda kardeşim asker, onu almaya geldim'' diyorsun. Taksi olduğunu söyledikleri, akşamları sanırım tavuk kümesi olarak kullanılan dökük araç ile şoför ve yardımcı şoförün nezaretinde Suruç'a girdiğimizde ilk dikkatimi çeken şey, at arabalarının ve onların çevreye bıraktıkları dışkıları ve sıcakla karışan  ağır kokunun ilçe üzerindeki  hakimiyeti.

İki gün taburda kaldıktan sonra sınır hattına yolculuğumuz başladı, 10 km yukarı çıkıldığında karşımızda bir tepenin eteklerine kurulmuş genelde gri tonda evleri olan bir yerleşim yeri, ilk kez yabancı bir ülkeye ait binaları ve sınırı görüyorsunuz. Yanımdaki Astsubay buranın Ayn El Arap (Arab'ın gözü ) adlı ilçe olduğunu , söyledi. Daha Doğu da Ayn El Resul ilçesinin olduğunu belirtti.

Sınır hattına sıfır noktada araç ilerlerken, çevrede ki  yerleşim yerleri   bize tanıtılmaktaydı. Ayn El Arab'ın karşısında Mürşitpınar, hemen Doğu'da yıllar önce terörist başının  250 lira rüşvet vererek geçtiği  Karaca  karakolu. Mayınlı saha,  nöbetçi kulübesi  ve  iki ülkenin bayrakları.  Telin bizim olan tarafında, Toprak Mahsuller Ofisine ait beş katlı bina, bölük karargahı, bir okul ve üç adet lojman, jandarma karakolu ,birkaç tane sıfır noktada  sivil yerleşimin olduğu   Mürşitpınar . Suriye tarafından daha Doğu'ya gidildiğinde Karamuk denen yerleşim yeri ve oradan sonra  elektrik olmayan mezralar ve köyler devam etmektedir.

Daha sonraki zamanlarda bu yerleşim yerlerinin kaçakçılıkla geçinmekte olduğunu, Ayn El Arap ile Ayn El Resul arasında  ve geri bölgede iki adet pkk kampının bulunduğunu öğreniyoruz. Bu kamplardan ülkeye giriş yapılırken, geçen gruplar köylerin içinde sessizce dağıtıldığını ve o akşam tüm grupların başka bölgelere gönderildiğini istihbarat bilgilerinden alıyoruz.

O yıllarda bizim bir karakolumuzun  nöbetçisi Suriye'ye  silahıyla birlikte kaçmıştı. Üç ay sonra asker geri teslim edildiğinde neler yaşadığını sorduk. Karşıya geçtiği ilk gece, yarım saat içinde muhaberatın adamlarının köye geldiğini ve onu alıp götürdüğünü anlattı,

Düşünebiliyormusunuz , bizim tarafta elektrik ücretsiz kullanılır, ahırlardaki büyük su varilleri bu elektirikle ısıtılırken, karşı tarafta elektriksiz bir köye gelen yabancı, yarım saat içinde  istihbarata bildiriliyor.

Bunun yanında bir gecede onlarca kişi kamptan dönerek  bizim topraklarımızda,  bizim vatandaşlarımızca saklanırken, iki ülke arasında tek fark yönetim şekliydi. Karşı tarafta katı bir yönetim altında ezilen Suriye halkı ,ülkemizde ise insan haklarından, demokrasiden bahsedilerek  ihanete sessiz kalınmakta. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Bayram Ocak Arşivi

ALGI

24 Kasım 2019 Pazar 10:30

TBMM

05 Ekim 2019 Cumartesi 11:50

KUKLA

31 Ağustos 2019 Cumartesi 12:42
SON YAZILAR