PARA VE İNSAN...
Bir kimsenin kalitesi; sadece kıldığı namazla, tuttuğu oruçla ya da dilinden eksik etmediği zikriyle anlaşılmaz. Çünkü ibadet; niyetle değer kazanır, niyet ise; insanın kalbinin en derin yerinde gizlidir, dışarıdan kolay kolay okunmaz. Oysa parayla kurulan ilişki; insanın iç dünyasını bütün netliğiyle ortaya döker. Zira para; hırsı, sabrı, adaleti, kanaati, merhameti ve güveni test eden en keskin imtihan aracıdır. Bu sebeple nice ibadet ehli görünen kimse, konu para alışverişine geldiğinde ahlâkî bir enkaza dönüşmüştür. Aynı şekilde sessiz, gösterişten uzak bir insan, maddi konudaki samimiyetiyle yüksek bir karakter örneği olarak karşımıza çıkabilir.
Kur’ân-ı Kerim, insanın iradesini en çok zorlayan alanlardan birinin “mal sevgisi” olduğunu defalarca bildirmektedir ve Yüce Allah; “Mal sevgisi insanın içine çok şiddetli bir şekilde yerleştirilmiştir.” (Âdiyât, 8) buyurmaktadır. Bu ayet; parayla imtihan edilmeyen bir insan, henüz karakter testinden hiç geçmediğini anlatmaktadır. Çünkü mal, kişinin hem neye zaafı olduğunu hem de neye sadık olduğunu gösteren bir turnusol kâğıdı gibidir.
Para, insana seçenek sunar. Seçenek ise insanın içindeki gizlenmiş eğilimleri ortaya çıkarır. Fırsat verildiğinde hile yapmaya meyilli olan, küçük kazanç için büyük değerleri feda eden, ölçü ve tartıda hile yapan kimseler; ibadetle değil ancak parayla olan ilişkileriyle tanınırlar. Resûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) şu sözü bu gerçeği çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır. “Doğru ve güvenilir tüccar; peygamberlerle, sıddıklarla ve şehitlerle beraberdir.” Burada faziletin ölçüsü; namazın rekâtı değil, mal alışverişindeki dürüstlük olduğu anlatılmaktadır. Çünkü para; insanı açığa çıkarır, kimi zaman kulun yüzündeki maskeyi düşürür, kimi zaman da onun tertemiz kalbini parlatır.
Aslında paraya yaklaşım, insanın rabbine yaklaşım biçimini de ele vermektedir. Çünkü servet yahut kazanç biriktirme esnasında gösterilen ahlak; kişinin Allah’ın huzurunda duruş tarzını yansıtır. Kul, parayla olan ilişkisinde adaleti unutuyorsa, aslında ibadetinde de samimiyeti unutuyordur. Haramı hafife alıyorsa, ibadetin ruhunu da kaybetmiştir. Cimrilik ediyorsa, Allah’a güveninde eksiklik var demektir. İsraf ediyorsa, dünyayı kalıcı sandığı içindir. Kanaat sahibiyse, kalbi geniştir. Paylaşmayı seviyorsa, rahmeti üzerinde taşır. Para, kişiyi ya büyütür ya küçültür.
Atalarımız; “Param arttı” diyen insan sayısı çoğalırken, aslında o insanların paraları arttıkça küçülmektedir. Bazı insanın serveti büyüdükçe; karakteri daralır, bazıları ise; imkânı arttıkça gönlünü genişletir. Zenginken ahlakı koruyabilmek, fakirken sabır göstermekten çok daha zordur. Çünkü zenginlik; güç, erişim ve imkân sunar. Bu yüzden mal; kalbi kirletmeye, nefsi şımartmaya, adaleti gölgelemeye oldukça yakındır. İnsanın kalitesi de burada belli olur. Paranın sahibi olduğunu zannedip kibirlenenle, paranın emanet olduğunu bilip şükreden insan arasındaki fark; insanın kalitesini gösterir. Para-insan arasındaki özet en güzel şekilde bundan anlaşılır.
Tecrübeler öğretmiştir ki; insanın karakteri üç yerde ortaya çıkar. Yetki verildiği, öfkelendiği ve parayla imtihan edildiği zaman. Bu üç alan insanın içini dışına çevirir. Özellikle para, bir aynadır. Bu aynaya bakan kendini görür, fakat çoğu kimse gördüğünü kabullenemez. Bu yüzden birçok insan ibadette hassasken, alım-satımda, ücret ödemede, borçlarına sadakatte sınıfta kalır. Çünkü ibadet; kişinin Allah ile arasında ama para ilişkisi; kul ile kul arasındadır. Kul hakkı ise; Allah katında en ağır dosyadır.
Bir kimse için en güçlü referans; onun cüzdan ahlâkıdır. Cüzdan ahlâkı bozuk olan birinin yüzündeki nurun anlamı yoktur. Hz. Ömer (r.a.) buyurur ki; “Bir kimseyi ticaret ve yolculukla imtihan etmeden övmeyiniz.” Namazdaki huşu değil; pazardaki dürüstlük, hacdaki gösteriş değil; borç ödemeki sadakat insanı tanıtır. İbadet; insanın Allah’a olan bağlılığını gösterir, para ise; insanın ahlâkını, samimiyetini ve gerçek karakterini açığa çıkarır. Bu nedenle bir kimsenin kalitesi; sadece ibadet çizgisinde değil, parayla olan ilişkisindeki duruşunda saklıdır.
İbadetiyle büyüyen, parasıyla küçülmemelidir. Çünkü sınavın en çetin olduğu yer; tam da burasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.