SAMİMİYET ÖLÇÜSÜ…

İnsanın en değerli sermayesi samimiyettir. Çünkü samimiyet; niyetin özüdür, kalbin rengidir, şahsiyetin gizli tanığıdır. Dışarıdan görünen her davranışın içte bir karşılığı vardır; iç temiz değilse dış güzellik göstermelik kalır. Samimiyet; insanın kendiyle barışık olması, söylediği ile yaptığı arasında köprü kurmasıdır. Nitekim Rabbimiz, “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, kalplerinize ve amellerinize bakar” buyurarak samimiyetin asıl ölçüsünün kalpte gizli olduğunu bildirmiştir. Kalp doğru değilse, dilin doğruluğu da, görüntünün düzgünlüğü de sahibini kurtarmaz.

Samimiyet; insanın önce kendine dürüst olmasıyla başlar. Kendi kusurlarını görmeyen, hatalarıyla yüzleşmeyen, zaaflarını kabul etmeyen birinin başkalarına karşı samimi olması beklenemez. Dışarıda “iyi” görünmek için çaba harcayan ama içte fesat biriktiren insan, kendini kandırmaktan başka bir şey yapmaz. Oysa samimiyet; rol yapmayı reddeder, maske takmayı sevmez. Samimi insan, menfaatine ters düşse bile doğruyu söyler. Samimi insan; yeri geldiğinde “bilmiyorum” diyebilir, “yanlış yaptım” diyebilir, “hakkını helal et” diyebilir. Çünkü boyasının kaygısı yoktur, içi neyse dışı odur.

Toplumların çöküşü çoğu zaman samimiyetin kaybolmasıyla başlar. İnsanların çıkar ilişkileri, menfaat bağları, yapmacık yakınlıkları çoğaldıkça güven azalır. Güvenin bittiği yerde; dostluk da, kardeşlik de, beraberlik de zayıflar. Resmî tebessümler, yapay selamlaşmalar, ölçülmüş cümleler sıcaklık oluşturmaz; sadece soğuk bir mesafe meydana getirir. Oysa bir toplumun bereketi, ilişkilerin samimiyetiyle artar. Hz. Peygamber, “Din nasihattir” buyurmuştur. Din; samimiyettir, duruşun ve sözün içtenliğidir.

Samimiyetin yokluğunu anlamak zor değildir. Bir kimse menfaatine göre yakınlaşıyor, çıkarı bitince uzaklaşıyorsa, sizin varlığınızdan fayda umuyorsa gülüyor ama işiniz düştüğünde yüzüne bile bakmıyorsa övgüsü menfaate, eleştirisi kıskançlığa dayanıyorsa; orada samimiyetten söz edilemez. Samimi insanın menfaati olmaz, samimi insanın kıymeti gönülden gelir. İşte bu yüzden; insanı en çok inciten şey düşmanlığı değil, samimi zannettiği kimselerin yapmacık davranışlarıdır. Gerçek yara; sahte yakınlıktan doğar.

Samimiyet ölçüsü, konuşmaktan çok davranışlarda kendini gösterir. Çünkü sözün maliyeti yoktur, herkes konuşabilir. Ama davranış emek ister, bedel ister. Samimi olan, zor zamanda belli olur. Zor zamanların süzgecinden geçmeyen hiçbir yakınlık sağlam değildir. Kimin yanınızda durduğuna değil, kimin zor zamanda yanınızda kaldığına bakınız. İşte samimiyetin gerçek ölçüsü budur. Sözlerin değil, sadakatin gücü konuşur. Samimi insan, yağmur başladı mı kaçan değil, sizinle birlikte ıslanmayı göze alandır.

Bir insanın Allah ile ilişkisi de samimiyet üzerine kuruludur. İbadetindeki titizlik; niyetteki doğruluğa bağlıdır. Aynı namaz, farklı kalplerden farklı yankılar doğurur. Bir kimse ibadetini gösteriş için yapıyorsa, o ibadetin ruhu yoktur. Bir başkası sessizce, kimse görmeden ibadet ediyorsa onda samimiyet vardır. Allah’ın en sevmediği davranışlardan biri riyadır. Çünkü riya, samimiyetin gölgesini çalan bir günahtır. Göründüğü gibi olmayan, olduğu gibi görünmeyenden daha tehlikelidir. Samimi kul; gizlide de, açıkta da aynı insandır.

Samimiyet; insanın hem vicdanını, hem ilişkilerini, hem de imanını koruyan bir ölçüdür. Samimiyet varsa; yanılgılar küçülür, yanlışlar düzelir, ilişkiler güçlenir, dua kabul görür, gönüller ısınır. Samimiyet yoksa; doğrular bile değersizleşir, iyilikler bile yapmacık görünür. İnsanı büyük yapan unvanı değil; kalbinin temizliği ve niyetinin doğruluğudur. Samimiyet, insanın en özel şerefidir. Çünkü samimi olanı Allah korur, insanların kalbine de sevdirir.

Esas olan; samimi insan bulmak değil, samimi bir insan olabilmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR