YANDI KETEN HELVASI

  Bu günkü manşet haberimizden de gördüğünüz gibi Vezir Hazretleri"ne gelen İçişleri Bakanlığı Müfettişleri bu güne kadar yaptığımız haberlerin, yazdığımız köşe yazılarının tamamının ne kadar doğru ve gerçeklerle bire bir örtüştüğünü bir kez daha ortaya koydu. Dün telefonla konuştuğum gazeteci arkadaşıma dedim ki benim elimde altı ay haber yapacak belgeler var, bu belgelerin içerisinde en az iki ay köşe yazacak kadar da malzeme var. Gazeteci arkadaşım önce ne demek istediğimi anlamadı, ne zaman ki teftiş raporundan bazı kesitler okumaya başladım, “Haklısın dediğinden de fazla evraklar gelmiş sana” dedi. Belki bazıları bu evraklar elime geldi diye sevindiğimi düşünebilir, emin olun ki ülkem ve şehrim adına üzüldüm. Bir belediye bu kadar hoyratça nasıl yönetilir anlamış değilim. Şimdi birileri çıkıp diyebilir ki sen dört yıl orada idin neden düzeltmedin? Benim o belediyeden ayrılmamdaki temel neden bu tür yanlış ve de yanlı uygulamalara karşı çıkmamdır, yoksa gerisi hikaye.

            Belediyelere her üç yılda bir Mülkiye Müfettişleri gelir ve başkandan, ilgili daire başkanlıklarına, meclisine varıncaya kadar tüm ayrıntıları denetler. Bir de Sayıştay Denetçileri gelir, bu Denetçiler de üç yılda bir veya şikayet üzere gelirler.  Büyükşehir Belediyesi"ne 2007 yılında gelen müfettişlerin yaptığı teftiş de elimde, zaten o zaman ben de belediyede idim. O Teftişte en çok üzerinde durulup, soruşturmaya tabi tutulan konulardan birisi Hafif Raylı Sistemle ilgili Atakum Belediyesi"nin yaptığı imar uygulamaları idi. Bu uygulamalarda vatandaşın yerinin bedelsiz istimlak edilmesine karşın kalan parseline kat fazlalığı veya arsanın tamamına inşaat verilmesi şeklinde bir uygulama yapılmıştı. Bakanlık müfettişleri bu uygulamanın yanlış olduğunu, zira burada kamu yararından ziyade kurum yararı olduğunu, vatandaşın kamulaştırılan yerinin parasının ödenmesi gerektiğini, vatandaşa kat ilavesi vermenin yasalara uygun olamayacağını, zira aynı ada üzerinde farklı yapılaşmaların olması halinde şehrin çarpık yapılaşacağını belirterek, hakkımızda savcılığa suç duyurusunda bulunmak üzere evrak tanzim etmişti. Bu davalar halen devam ediyor. Seçimlerde bu uygulamayı çok eleştiren Metin Burma"da seçimi kazanıp iş başına geldikten sonra maalesef aynen eski uygulamaya devam etmektedir. Yapılan bu uygulamanın eleştirilecek yanı da var, savunulacak yanı da var. Asıl konumuz da bu değil zaten, konumuz 2009 yılında gelen Sayıştay Denetçileri ve bu yıl Temmuz, Ağustos aylarında gelen İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin teftiş Raporlarıdır. Geçen yıl teftişe Gelen iki Sayıştay Denetçisi belediyedeki harcamaların yasalara uygunluğunu denetlemişler ve bu denetim sonucunda başta Vezir Hazretleri olmak üzere üst düzey yöneticilere tamı tamına eski para ile sekiz trilyon zimmet çıkarmışlardır. Evrak şu anda Sayıştay"da oradan İçişleri Bakanlığı"na gelecek, oradan da savcılığa veya ilgili belediyesine gelecek. Burada önemli olan nokta şu; Bu teftişler yapıldıktan sonra Müfettişler tuttukları raporları Bakanlığa sunarlar ve soruşturma açılması gereken veya savcılığa havale edilmesi gerekenlerin karşısına parantez içerisinde İNCELEME yazarlar. Şayet Bakanlık siyasi davranıp soruşturmaya izin vermezse bu kez müfettişler olayı Danıştay"a götürüp, savcılığı devreye sokarlar veya vatandaş olarak bizler olayı takip edip, şikayetçi olma hakkımızı kullanıp, olayın savcılığa intikalini temin ederiz.

            Bu yıl gelen Bakanlık Müfettişleri"nin raporu hayli ilginç o kadar enteresan tespitler var ki Vezir Hazretleri"nin ve beraberindeki yöneticilerin bu işin altından kalkma şansları hiç yok. Velev ki İçişleri Bakanlığı soruşturmaya izin vermesin, vatandaş olarak yapılacak olan en ufak bir itiraz işi temelinden çözmeye yeter de artar bile. Raporda o kadar çok İNCELEME"ye (Savcılık soruşturmasına) tabi evrak var ki sormayın gitsin. Belediye başkanının asli görevlerini yerine getirmemekten tutun da, yapılan hayali bütçelere, ihalelerdeki usulsüzlüklere, atama, tayin ve ödeneklerdeki yanlışlıklara dek her şey teker teker ele alınmış. Hatta belediyede var olan 1505 kadronun sadece ve sadece 251 inin dolu olduğu, kalan 1254 kadronun özellikle boş tutulup, bu kadrolarda ara kendi yandaşlarını şirket işçisi olarak istihdam ettiğini, bunun yasal suç teşkil ettiğini belirtmişler. Sizin anlayacağınız rapor tam bir suçlar manzumesi. Bu arada bana da hayli iş düşüyor, bu raporu okuyup, sizlerle paylaşmak ve gerekli izahları yapmak önümüzdeki günlerin en yoğum gündemini oluşturacak. Adamlar belediyeciliği bırakıp, derebeylik kurmuşlar, düşünebiliyor musunuz, Özel Kalem Müdiresi Hanife Papila"nın oğlu SAMULAŞ"da sınav komisyonunda üye bu kadar saçmalık, bu kadar rezillik olur mu? Bu raporu sizlerle paylaştığımda eminim sizler de benim gibi, Keten Helvanın yandığını rahatlıkla anlayacaksınız. Ülkemizde adalet mekanizması belki biraz ağır işliyor ancak şundan emin olunuz ki bizim Vezir Hazretleri ve saz arkadaşları emekliliklerinde de çok beraber olacaklar. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR