Devlet memurlarının atanma ve yükselme esasları yasalarla belirlenmiştir, ancak bazı uyanık yöneticilerin yasaları delerek, yetkilerini kötüye kullandıkları ve bu surette diledikleri memurlara kadro verdikleri ortaya çıktı. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz dilediği bürokratları üst makam kadrolarına atayıp, altı ay beklettikten sonra tekrar eski kadrolarını atamaktadır.

Yapılan bu uygulamanın müfettiş denetimine tabi tutulduğunda görevi kötüye kullanma olduğu rahatlıkla tespit edilecektir. Bu uygulamaya ek olarak, bir de özel kalem üzerinden açıktan atanan istisnai memurları eklediğimizde, devletin bir ayda ne kadar zarara uğratıldığını rahatlıkla görmemiz mümkün olacaktır. Aşağıdaki tablodan da göreceğiniz gibi 2008 yılından itibaren yedi kişiden üçü Genel Sekreter Yardımcılığı, 4 kişi de teftiş kurulu başkanlığı kadrosuna atanmış, bu kadroda altı ay tutulduktan sonra tekrar eski kadrolarına atanmışlardır. Buradaki amaç, bu yedi kişinin emekliliğinde hem ikramiyeleri, hem de aylık maaşlarının daha fazla olmasının sağlanmasıdır. Bu arkadaşlar geçici kadro atamaları yapılmadan daire başkanı olarak emekli olmaları halinde 3000 ek gösterge üzerinden emekliye ayrılacaklar. Genel Sekreter Yardımcısı ve Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrosunda altı ay kaldıktan sonra emekliye ayrılmaları halinde ise 3600 ek gösterge üzerinden maaş alacaklar. Bunun ne anlama geldiğini soracak olursanız bu yedi kişinin alacağı emekli ikramiyesi yaklaşık on bin lira fazla olacak, ayrıyeten her ay alacakları emekli maaşı da en az 6-7 yüz lira fazla olacaktır. Peki bunun devlete maliyeti ne olacak diye sual buyuracak olur iseniz, yaklaşık olarak her ay beş bin lira devlet, hak etmedikleri halde fazladan bu insanlara para ödeyecek. Peki bunun adalet neresinde derseniz, adalet adliyede kaldı diyebiliriz, gerçi oranın da suyunu çıkarmak isteyenler var ama hala daha adaletin mülkün temeli olduğuna inanan bir adliyemiz olduğu kanaatini taşımaktayım.

Devlet bir kadroyu bir kuruma neden tahsis eder? Kurumun faaliyetlerini rahat yürütebilmesi için ehliyetli insanlar atansın devletin ve vatandaşın işi yürüsün diye. Ama bizim Vezir Hazretleri bu kadroları kendi adamlarını kollamak ve hak etmedikleri yerlere getirmek için kullanmış. Konuşmaya sıra geldiğinde hak ve adaletten bahseden Vezir Hazretlerinin bu yaptığı uygulamayı topluma nasıl izah edeceğini doğrusu ben de merak ediyorum. Zira adamın biri hırsızlık yaparken yakalanınca, mahkeme huzuruna çıkarılmış, adam hakime demiş ki; “Hakim Bey CMUK"a göre avukat istiyorum” hakim adamın suçüstü yakalandığını bildiğinden demiş ki; “E iyi güzel de sen hırsızlık yapmadığını mı söylüyorsun” adam; “Hayır efendim zaten hırsızlık yaparken yakalandım” deyince Hakim; “Peki o zaman neden avukat istiyorsun” diye sormuş. Hırsızlık yapan adam enteresan bir cevap vermiş; “Hakim Bey ben de ne diyeceğini merak ettim de ondan” işte bizim Vezir Hazretleri"nin atamaları aynen bu olaya uyuyor. Bu kadar açık ve net bir şekilde yetkiyi ve görevi kötüye kullanan birisinin kendisini nasıl savunacağını ben de merak ediyorum. Gerçi İçişleri Bakanı"ndan "soruşturmasına gerek yoktur" yazısını alması çok da zor değil, ama toplumumuzun kimin ne yaptığını açıkça görebilmesi için aşağıdaki tabloyu takdirlerinize sunuyoruz;