YA BİZİM DEDİĞİMİZ OLACAK...

YA BİZİM DEDİĞİMİZ OLACAK YA DA BİZİM DEDİĞİMİZ

Siyaset mümkün olanı yapma sanatıdır diyenler sanırım yanılmışlar, nedenine gelince bazı siyasetçilerin siyaseti kendi dediklerini yaptırma sanatı olarak görmeleridir. Çok bilen çok yanılır diye boşuna dememişler, insan bazen bulunduğu makamı hazmedemeyince ne yapacağını şaşırıp, etrafındakileri köle sanıp onlara istediğini yaptırmaya kalkar. Ne zamanki bulunduğu makamı kaybeder o zaman aklı başına gelir.

            Malumunuz bu günlerde şehrimizin önemli gündem maddelerinden birisi de milletvekilliği seçimleri nedeniyle boşalan İl başkanlıklarına yapılacak olan atamalardır. Ana muhalefet partisindeki il başkanlığı yarışında öne çıkan isim Naci Altuncu"dur. Naci hocayı yaklaşık yirmi yıldır tanırım, üzülerek ifade etmek gerekirse Naci Hoca"nın atanması halinde bana yazı yazacak konu kalmayacak, zira Naci hocanın yanlış adamlarla işi olmaz, parayla, pulla işi olmaz, çetelere, menfaat gruplarına prim verecek bir yapısı da olmadığından benim işim biraz zor olacağa benziyor. O yüzden Naci hocanın atanmasını hem istiyorum, hem de istemiyorum. İsteme nedenim siyasette bu tür ilkeli, şahsiyetli insanların olması şehrimiz ve ülkemiz adına sevindirici bir olay, istememe nedenim yazı yazacak konu bulamamak. Zaten Ademciğim istifa ettikten sonra yazacak konu bulmakta güçlük çekiyorum, birde Naci hoca CHP"ye İl başkanı olursa ne yazacağımı bilemiyorum.

            AK Parti İl Başkanlığı sürecine gelince teşkilatların havasını alma operasyonu yapıldı, sıra milletvekillerinin tavrına gelince ortaya çıkan durumu daha önce de yazmış olmama rağmen, bugün dediklerimin nasıl ortaya çıktığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, milletvekillerinin tamamı ile görüşüp, düşüncelerini almış, ancak üzerinde mutabık kalınan bir isim olmamıştır. Bunun birçok nedeni var ancak yazıya başladığımda belirttiğim gibi siyaseti mümkün olanı yapma veya uyum sanatı olarak değil de kendi dediklerinin yaptırılması sanatı olarak görenlerin tavrıdır.

            Bebek Yüzlü Vekil"in önerisi ya bizim dediğimiz ya da yine bizim dediğimiz olmalı diyor, peki nasıl böyle olur derseniz üç tane isim öneriyor birisi Burhan Erçal, bir diğeri Muharrem Kayhan, bir diğeri ise Erdoğan Tok. İşte bunun adı ya bizim dediğimiz veya yine bizim dediğimizdir. Bu isimlerin tamamına MKYK üyesi vekil şiddetle karşı çıkınca iş çıkmaza giriyor. Çınarlık Belediye Başkanı yiyeni olan Atakum İlçe Başkanı Hüseyin Dereli"nin olabilmesi için geçtiğimiz günlerde üç, dört gün MKYK üyesini ikna etmekle uğraşıp, yanından ayrılmıyor. Vezir Hazretleri de Hüseyin Dereli için olmazsa olmazım deyince iş kilitlenip kalıyor.

            Diğer milletvekillerinin tavrını merak edecek olursanız Fatih Öztürk Hüseyin Dereli"yi istiyor, Birnur Şahinoğlu MKYK üyesinin emrinde, Ahmet Yeni teşkilat yenilenip, sağlam bir teşkilatla seçime girelim diyor, İl başkanlığı konusunda olmazsa olmaz bir isim üzerinde durmuyor. Sizin anlayacağınız uyumlu olmanın gereğine inanıyor. Bakan"a sıra gelince çoğunluk kimden yana olursa ona okey verme yönünde bir tavrı var. Çoğunluktan yana tavrı var derken güçlüden yana olmaya çalıştığı yönünde bir anlam çıkarmamak gerekir, zira Bakan"ı yakından tanıyanlar çok iyi bilirler ki o herkesi dinler, ideal olan bir çözümün olması yönünde bir fikir ortaya atılmadığını görürse siz nasıl isterseniz öyle yapın der çekilir işin içerisinden. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olur hem yükü üzerine almaz, hem de ileride doğacak olan sıkıntılardan sorumlu olmamış olur.

            Siyasetin mümkün olanı yapma sanatı olduğuna inanmayan insanların siyasette belirleyici olma noktasında bulunmaları olayların çözüme kavuşmasındaki tıkanıklığın temelini oluşturmaktadır. Bir insan illa da benim dediğim olsun derse işi çözümsüzlüğe getirir. Burada gözüken nedir derseniz il başkanının dışarıdan atanacağı yönünde bir kanaatin genel merkez tarafından yaygın olduğudur. Milletvekilleri kendi önerdikleri isimler üzerinde ısrarcı olmaları halinde çok farklı bir isim çıkarsa şaşmam. Küçük olsun benim olsun veya illa da benim dediğim olsun mantığı ile hareket edenlere duyurulur. Kalın sağlıcakla

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
21 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR