VEKİL ADAYLARI FAALİYETLERE BAŞLADI...

Seçim takvimi gereği istifa sürecinin son günlerine yaklaşıldığı bu günlerde aday olmak isteyen meclis üyeleri ve kamu görevlileri istifa etmeye başlamış durumdalar. Bu istifalarla ilgili geniş değerlendirmeler yapacağız ancak bugün genel hatları ile bir değerlendirme yapacağız.

            İstifa eden Belediye ve İl Genel Meclisi üyelerine baktığımızda üzülerek ifade etmek gerekir ki birçoğunun değil milletvekili olmak, belde yönetim kurullarında dahi görev alamayacak insanlardan oluştuğunu görmekteyiz. Bunu söylerken insanların şahsiyetlerine karşı söyleyecek bir şeyim yok, ancak milletvekilliği çok farklı bir görevdir. Bu işe talip olan insanlarda bir takım meziyetlerin olması gerekir. Nedir bu meziyetler derseniz öncelikle devleti tanımalı, kamu hukuku, vatandaş hukuku nedir bilmeli,  adap, erkan, usul bilmeli, sadece üniversite mezunu değil, kültürlü bir insan olmalı.

            Gerek belediye meclislerinde, gerekse İl Genel Meclisi'nde sadece el kaldırıp, el indiren, kaldırdığı eli neye kaldırdığını dahi bilmeyen, olaylara karşı en ufak bir fikri olmayan ve fikir beyan etmekten aciz olan insanlardan milletvekili yapmaya kalkarsanız hem millete, hem de devlete ihanet etmiş olursunuz. Bu arkadaşlarımızın içerisinde milletvekili yeterliliği olanlar yok mu derseniz elbette var, ancak bu sayı istifa edenlerin yüzde 10'una bile tekabül etmez. Adamın birisi İlçe Belediye Meclis üyeliğinden milletvekili olmak için istifa etmiş, bu arkadaşın istifa ettiğini görünce milletvekilliğinin çocuk oyuncağı olduğunu düşünmeye başladım. Adam boyuna, posuna, yakışıklılığına güvenip aday olmuş. Bu arkadaşımızın aday adaylığını görünce aklıma iki Sürmeneli'nin hikayesi geldi.  Sürmene'nin farklı iki köyünden olan iki arkadaş gurbette sohbet ederlerken birisi diğerine demiş ki “Bu akşam rüyamda bizim köydeki falancaların cennete girdiğini gördüm” diğer arkadaşı demiş ki “Bizim köyden kimse yok mu idi cennette” bu kez rüyayı anlatan demiş ki “Ula orası ahır mıdır, daa” şimdi bizim vekil adaylarının bir kısmını görünce aklıma bu hikaye geldi.

            Geçtiğimiz akşam sevgili kayınçom ve de kamyon şoförü Gülhan Restorant'ta bir yemek vermiş, yemeğe eski siyaset arkadaşları ile yakın dostlarını çağırmış. Konu malum kayınçomun milletvekilliği adaylığı. Bizleri her ne kadar çağırmamış olsa da kendisine her türlü desteği vereceğimizi bilmesinde yarar var, zira onlar bizim efendilerimiz bizler ise marabalar (Yarıcı köleler) olduğumuzdan onlara destek olmak zorundayız. Kayınçomun daha fazla oy alabilmesi için elimden gelen tüm desteği vereceğim, yaptığı icraatlardan, zamparalıklarına, ticaretindeki maceralarına, hatta hastanede çıkarttığı olaylara varıncaya dek ona gerekli olan her türlü desteği vereceğimden şüphesi olmasın. Bizim işimiz doğruları toplumla paylaşmaktır. Kalın sağlıcakla