“Tek liste olacak” diyen...

“Tek liste olacak” diyen vekillerle,  Bakan nerede?

Bu şehirde yaklaşık üç aydan beri AK Parti İl Kongresi, gündemi işgal etmekte. Bu konuda ortaya çıkması muhtemel adaylara tek liste olacağı söylenip, çıkmaları engellendi. Hatta bu konuda Sayın Başbakan"ın kararlı olduğu, mutlaka tek liste istediği, küskünler ordusu yaratmak istemediği söylenerek, nihayet işin sonuna gelindi.
Bu yaklaşım fevkalade doğru bir yaklaşım idi. Çünkü; kırılıp, dökülen teşkilatlar, küstürülen bir sürü insan, dışarıda kalan kaliteli insanlar, içeride olan kalitesiz insanlar, derken çıkın çıkabilirseniz işin içerisinden. Bu belki demokrasi adına doğru bir tercih ancak henüz demokrasi kültürünü hazmedememiş toplumumuz için biraz lüks bir durum. Önceki gün AK Parti Genel Merkezi"ne çağırılan adaylardan Adem Güney"e geri çekilmesi söylenmiş, Erdoğan Tok ile Savaş Güven"e de birleşip, tek liste ile seçime girmeleri söylenmiş. Ancak hiç birisi bunu kabul etmeyince, Başbakan beklenmiş, MGK uzun sürünce görüşülememiş ve herkes, kaldığı yerden devam etmek üzere Samsun"a gelmiş.
Adem Güney ve saz heyeti geriye çekilmeleri konusundaki AK Parti Genel Merkezi"nin teklifi ile ilgili ilginç yorumda bulunarak, “Bizden korktular, gücümüzü bildiklerinden geriye çekilmemizi istediler” diyecek kadar basiretsiz ve siyasi kültürden mahrum insanların bu şehirde yöneticilik yapmaya talip olmaları gerçekten bu şehrin ayıbı ve maalesef,  bu ayıbın içerisinde AK Parti kurulduğu günden bu güne kadar İl Başkanlığı yapanların payı fazlaca. Bu sözü söyleyen adam, AK Parti kurulduğu günden, bu güne kadar maalesef şöyle veya böyle il yönetiminde bulunmakta. Bu arkadaşın siyasetten anladığı ise, kongre dönemlerinde birileri ile olup, başkalarını yıkma mücadelesi vermek, seçim zamanları birilerini seçtirme mücadelesi vermek ve bürokraside ne kadar yanlış adam varsa onların arkasında durmaktan öteye gidememiştir.
AK Parti Genel Merkezi, Adem Güney"e; “Sen çekil” demişse bunun anlamı; “Biz, genel merkez olarak seni istemiyoruz. Sen bizim idealimizdeki İl Başkanı değilsin” demektir. Bunu farklı yorumlamak geri zekâlılığın dışında nedir merak ediyorum. Anlaşılan o ki; artık siyasette zekâ düzeyleri düşük insanlar revaçta olmaktalar. Zekâ düzeyleri yüksek insanlar kendi işlerinden fırsat bulup, bu işlerle uğraşamadığı için meydan boş kalıp, bu insanlar meydanları doldurmaya çalışıyorlar.
Gelelim olayın olması gereken boyutuna; AK Parti Genel Merkezi"ne giderek olması gerekenlerle ilgili bazı çalışmalar yapan Sayın Bakan yaptığı çalışmalardan sonuç alamadığını gördükten sonra ne yapacağını çok merak ediyorum. Bu konuda herkes “Bakan inisiyatif almaz, işi doğal seyrine bırakır. Onun yapısında tavır koymak yoktur” demesine rağmen, bizatihi kalkıp Genel Merkez"e gidip, bu işin sağlıklı çözümü için mücadele etmesi takdire şayandır, ancak sonuç alınmaması halinde gerek şehir için, gerekse parti için telafisi mümkün olamayacak zararlar doğurabilir. Zira bu filmi ben geçmişte seyrettim. Adem Güney"in nasıl bir insan olduğunu fevkalade bilenlerdenim. Adamın düzgün işi olduğunu hiç görmedim, gören varsa Allah rızası için söylesin de bilelim.
Benim mücadelem, bu arkadaşın şahsı ile falan değil, kafa yapısı ve kişiliği ile ilgilidir. İnsanın yaradılışı gereği davranışları vardır. Bunları değiştirme şansı da yoktur. Çok denedim, belki düzelir, neticede o da insandır. Biz, insan olarak mücadele edelim, kendisine yardımcı olalım diye, ancak maalesef olmuyor. Derler ya, “Huy teneşirde çıkar” diye, gerçekten öyle. Düzelmesi mümkün değil. AK Parti"li arkadaşlarımıza, milletvekillerimize ve Bakanımıza dar gelen, bana bol gelir. Onlar istiyorlarsa onlara hayırlı olsun. Ben sadece ve sadece bildiklerimden, yaşadıklarımdan ve gördüklerimden hareket ederek bunları yazıyorum. Tercih kendilerinindir.
Son iki güne girdiğimiz kongre maratonunda olması gerekenlerle olmaması gerekenleri özetlemek gerekirse Adem Güney, her hali karda İl Başkanı olmamalı! Bu konuda kime görev düşüyorsa, şehrini, partisini, insanları seven vatanperver insanların bu konuda elinden gelen ne varsa yapmaları gerekir. Aslında bu işi Milletvekilleri ve Bakan bizzat Başbakan"a giderek çözmeleri gerekir. Onlar bu erdemli davranışı yapamazsa delege ve partililer yapmalı. Aksi halde vay geldi bu şehirdeki bürokratların, seçilmişlerin, partililerin başına! Ne kadar iş takipçisi, ihaleci, işe yaramaz adam varsa hepsi yanında. Aslında bir gazeteci olarak işime gelen, bu insanların yönetimlerde olmasıdır. Bir sürü malzeme çıkacak, yaz yazabildiğin kadar, ama vicdanım el vermiyor. Konuşmaya sıra gelince mangalda kül bırakmayan Vekillerle, Bakan, “Tek liste olacak” diyorlardı. Şimdi ne oldu, renkleri mi soldu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR