SOSYALİST ALİ

 

SOSYALİST ALİ

Kurban Bayramı boyunca köşe yazmadım, bunun nedeni şehir dışına çıkmam veya işlerimin yoğunluğu değildi, tam aksine bu Bayram'da hiçbir yere gitmedim, Bayramın birinci günü Kurban telaşı, ikinci günü eş,dost ziyaretleri, ondan sonraki günlerde ise kendime vakit ayırıp yazlıkta dinlendim. Köşe yazılarını yazarken okunma oranlarını göz ününe alarak yazdığımdan Bayram süresi içerisinde herkes tatilde olduğundan okunma oranlarındaki düşüklük nedeniyle köşe yazmadım. Bu arada bolca kitap okuma fırsatım oldu ama okuduklarımı sizlerle paylaşmaya çok niyetli değilim, zira sizlerden gelen talep siyasi yazıların ağırlıklı olması olduğundan okuduklarımı özel sohbet meclislerine saklıyorum.

Bayram'da Kamu kurumlarında ve Sivil Toplum kuruluşlarındaki Bayramlaşmalara halkın teveccüh göstermediğini gördüm, bunun nedeni toplumun aynı simaları görmekten bıkmış olduğu ve artık değişik simaları görmek istediği açıkça ortada. Yaklaşık on yıldır şehrimizde aynı kişiler Parlamenter olmakta, Belediye Başkanı ise yaklaşık on beş yıldır iş başında, yaptığımız haberlere gelen yorumlardan insanların ne düşündüklerini öğrenmek mümkün. Değişik IP'lerden gelen yorumlar toplumun artık değişikliğe ihtiyaç duyduğunu ortaya koymakta. Toplumun bu tepkisi seçilenlerin verdikleri sözlere sadık kalmamaları ve icraatlarındaki yanlışlardır. Bu konuda önümüzdeki günlerde detaylı sohbetlerimiz olacak.

Son yazdığım köşe yazısında Osman Sınav'ın yazdığı UZUN HİKAYE filmi ile ilgili izlenimlerimi sizlerle paylaşacağımı belirtmiştim ancak yerimiz kalmadığından yazamamıştık, Filmi izleyenleriniz Başroldeki Kenan İmirzalıoğlu'nun oyadığı SOSYALİST ALİ tiplemesinin benim hayatıma çok benzediğini rahatlıkla görecektir. Sosyalis Ali Köyün Ağasının kızını kaçırıyor, ardından bulunduğu köyü terk etmek zorunda kalıp, Tren Vagonunda ailesiyle birlikte yaşamaya başlıyor, bu arada bir okulda hizmetli olarak çalışmaya başlıyor, bir yandan oradaki haksızlıklarla mücadele ederken, bir yandan kitap okuyor. Bu arada hamile olan eşi doğum esnasında kan kaybından ölüyor. Sosyalist Ali okul müdürü ile verdiği mücadele sonunda burayı da terk etmek zorunda kalıyor. Oğlu ile birlikte başka bir kasabaya yerleşip, bir kahvenin kenarına koyduğu masa ile Arzuhalcilik mesleğine başlıyor. Arzuhalcilik yaparken kasabadaki egemen güçlere boyun eğmediğinden egemen güçler kasabadan çıkması için bir hayli dümen çeviriyorlar. Önce Arzuhalcilik yaptığı küçücük dükkanı yerle bir ediliyor, ardından kasabayı terk etmesi için her türlü düzenbazlığı yapıyorlar.

Kasabada zalim bir Belediye Başkanı, Eşkiyalıktan Belediye Başkanının Zabıta Amirliğine gelen zalim bir zabıta Çavuşu ve avaneleri Sosyalist Ali'yi yıldıramayacaklarını görünce Sosyalis Ali'yi Polis marifeti ile tutuklayıp, zindana atıyorlar, zindanda Belediye Başkanı ve Zabıta Amiri tarafından gözleri bağlanarak çeşitli işkencelere tabi tutulan Sosyalist Ali'ye kasabayı terk etmemesi halinde oğlunu öldüreceklerini söyleyip onu tehdit ediyorlar. Sosyalist Ali çocuğunu çok sevdiğinden o kasabayı da terk etmek zorunda kalıyor ama Zabıt Katibini iyi bir haşladıktan sonra kasabayı terk ediyor. Sosyalist Ali'nin oğlu Mustafa kasabada bir kıza aşık olmuş olmasına rağmen sakat olan arkadaşı da kızı sevdiğinden ondan vaz geçiyor ama en azından uzaktan da olsa onu gördüğünde rahat ediyordu. Kasabadan ayrılmak Mustafa'ya çok ağır geldi ama yapacak bir şeyi yoktu, yeniden bir Tren yolculuğu sonunda başka bir kasabaya yerleşmek zorunda kalıyor.

Son gittikleri kasabada Sosyalist Ali kitap dükkanı açmaya karar veriyor ancak kasaba halkı kitap konusunda çok yetersiz olunca satış yapamaz. Bu arada kitap dükkanını oğluna bırakıp kasabada çıkan gazetede köşe yazıları yazmaya başlar, Kasabadaki Savcı ise Ali Kıran Baş kesen, kızını üniversiteye göndermeyip, tayini çıkana kadar Dersaneye gönderen bir Savcı. Savcının kızı kitap okumayı sevdiğinden Sosyalist Ali'nin kitap dükkanından kitap almaya gidiyor bu arada Mustafa'yı görüp ona aşık oluyor. Savcı Sosyalist Ali'yi ikaz edip, Mustafa'nın kızı ile görüşmemesini söylüyor ancak Sosyalist Ali umursamıyor. Bunun üzerine Savcı Sosyalist Ali'nin yazdığı köşe yazısındaki eften püften bir konuyu gerekçe gösterip, hakkında dava açıyor, Sosyalist Ali umursamıyor, çünkü yazdığı yazıda en ufak bir hakaret olmadığından emin ancak Hakim Sosyalist Ali'yi ilk duruşmada tutukluyor. Mustafa ise Savcının kızına olan aşkından hiçbir şey kaybetmiyor, sonunda Savcının kızını kaçırıp onunla evleniyor. Hikayenin özeti bu ancak buradaki kahramanlar ile benin hayat hikayem çok benziyor, Sosyalist Ali namazında niyazında bir adam, kimseye zararı yok ama haksızlıklara karşı duruşu birilerini o kadar rahatsız etmiş ki adamı hiç suçu olmadığı halde hapse gönderiyorlar. Yaşadığımız şehirde birileri benim her yazımı didik, didik irdeleyip suç çıkarmaya çalışmakta ve hiç ilgisi olmadığı halde mahkemeye vermekte, bazı savcılar ta iki yıl önce yazdığım köşe yazıları ile ilgili yasal açıdan hiçbir dayanakları olmadığı halde iddianame hazırlamakta ama davalar yasal dayanaktan yoksun olduğundan düşmekte. Hatta Basın Kanununun 14/1. Maddesinde tekzip talebi ile ilgili açıkça hüküm olmasına ve mahkemelere bu hükme göre bizim gazete ile ilgili verdikleri karar örneklerini dosyalara koymamıza rağmen iddianame düzenlenmesi çok manidar.

Aslında benim hayatımı film yapsalar Sosyalist Ali solda sıfır kalır, çünkü Sosyalist Ali'yi köşe yazılarında doğruları yazdığı için kimse öldürmeye kalkmıyor, Sosyalist Ali'nin gazetesine reklam verenler çağrılıp reklamı zorla verdik ifadesi alınmaya çalışılmıyor, Sosyalist Ali'nin telefonları dinlenip özel hayatı ihlal edilmiyor, Sosyalist Ali'ye yapılan zulümler benimkilerin yanında Ayhan Işık!..... ama Allah öyle Allah'tır ki ayeti kerimede buyurduğu gibi “Ve Mekeru ve Mekerellah, Vellahu Hayrulmakirin” onların hileleri varsa Allah'ın hilesi hilelerin en hayırlısı olduğunu unutmayalım. Kalın sağlıcakla


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR