SİYASETTE VE TİCARETTE ...

SİYASETTE VE TİCARETTE MAVAL OKUYANLAR ÇOĞALDI

Eskilerimizin çok kullandığı deyimlerden birisi de maval okuma deyimidir, bu deyim genellikle bilgisi olmadan, palavra sıkan insanlar için kullanılır. Son günlerde gerek siyasette gerekse ticarette hüsrana uğramış kililerin çıkıp yaptıkları konuşmalar bana bu deyimi hatırlattı. Adamın birisi hayatı boyunca bir kuruş para kazanmadığı gibi babasının yurt dışından gönderdiği paralarla kurduğu şirketleri batırdığı için başkalarının yanında çalışmak zorunda kalan arkadaş uydurma bir derneğin başına geçip ha bire beyanat verince maval okuduğunu düşünmüştüm. Bizim uyanık son verdiği demeçte çeklere aval maval yazın hikayesini de uydurunca bu kez düşündüklerimi kaleme alma gereği duydum.

Bir insan bir şeyi söylerken biraz sıkılır, biraz da utanır, yok neymiş efendim çek kanunu değişirse dürüst esnaf zarar görürmüş, iyi güzel de arkadaşım sen hiç dürüst esnaf olabildin mi bunu bir düşünsene. İnsan düşünmeden konuşmamalı, konuşursa da adam gibi dürüstçe kendi defosunu da söyleyip ondan sonra konuşmalı. Başkalarına talkım verip kendisi salkımı yutanlara maval okuma denir. Bu tür insanların konuştuklarını ciddiye almamak gerektiği gibi onların verdiği beyanatı da ciddiye almamak gerekir.

Siyasette maval okuyanlara gelince bunların sayısı biraz fazla ancak son günlerde ötesini, berisini yırtan bazı arkadaşların gazetelere gidip beyanat vermesi biraz gülünç bir durum. Siyasette makam mevki sahibi iken her türlü yanlışlığa imza atıp, siyasi hayatlarını bitirenler şimdi piyasaya çıkıp sanki bir şeymişler gibi konuşmaları çok ama çok komik bir durum. Bu arkadaşlarımız başlarını iki ellerinin arasına alıp biraz düşünmeleri gerekir acaba biz elimizdeki siyasi imkanları neden kaybettik acaba biz ne yaptık da sokata kaldık, yanımızda kimse yok.

Siyasetin olmazsa olmaz kuralları vardır bunlar liyakat, sadakat ve ehliyettir. Siyaset yapacak olan kişiler yapacakları işe layık olup, olmadıklarına bakacaklar, belki kendilerini layık görebilirler ama önemli olan toplumun layık görmesidir. İkinci husus sadakat olup kişi hangi davaya inanıyor ise o davaya ve dava arkadalarına sadık kalmak zorundadır. Arkadaşlarını satan, davasına ihanet eden kişilerin başarılı olmaları mümkün değildir, belki kısa süre olabilirler ancak uzun vadede bu mümkün değil. Üçüncü husus ehilyettir, siyasette belli makamlara gelmek isteyen kişiler o makamı işgal etmeleri için yeterli ehliyete sahip olmaz iseler hem davalarına, hem de insanlığa zarar verirler.

Geçmişte siyasette olup, sırf biryerlere gelebilmek için en yakın arkadaşlarını kullanan hatta satan kişiler bu yaptıklarının bedelini ağır bir şekilde ödemek zorunda kalıyorlar ve siyasi mevta oluyorlar. Bu arkadaşlar o kadar kalitesiz, o kadar riyakar, o kadar onursuz adamlar ki kendi yaptıklarını başkaları yapmış gibi gösterip kendilerini aklamaya çalışmaları insanı çileden çıkarıyor. Siyasetin içerisinde olduğum dönemlerde bu insanları o kadar iyi tanıdım ki anlatamam. Bunlar rüşvet yerler ama rüşvet yiyenler için her türlü olumsuz ifadeleri kullanırlar, zamparalık yaparlar ama zamparaların aleyhinde konuşmadık ifade bırakmazlar, adam satarlar ama adamlıktan bahsederler.

Bu düzenbazlardan bir kısmı fena bir biçimde bana yaklaşmaya çalıştılar, baktılar ki olmayacak bu kez yanlarındaki adamlarını yanaştırmak istediler ben o numarayı da yemeyince bu sefer internetten köşe yazılarıma yorum yazıp benimle birilerinin arasını açmaya çalıştılar. Bu arkadaşlara tavsiyem önce kalplerini Allah'a sağlam bir biçimde yöneltip içlerindeki fitne, fesattan uzaklaşmaları için dua etsinler, ardından adam olmak için biraz uğraş versinler, ondan sonra piyasaya çıksınlar. Paçalarındaki riya, sahtekarlıktan kurtulmadıkça değil gazete gazete gezmek Dünyayı gezseler onları kimse adam yerine koymayacağını bilsinler. Bu arkadaşların kalkıp siyaset adına demeçler vermeleri maval okumanın ötesine geçmediği gibi kimsenin bunları adam yerine koymasına vesile olmayacağını da bilmeleri gerekiyor. Kendilerinden bir şey olmayacağını anlayınca bu kez oluşacak il yönetimine girebilmenin çarelerini aramaya başlamış oldukları açıkça ortada. Bu tür adamları ne yapmak gerek diye sual ederseniz önce bunları topluma tanıtıp ardından bunları ve bu türde olanları insan çöplüğüne atmak gerektiği kanaatindeyim. Siyasette önümüzdeki günlerde olup bitecek sağlıklı gelişmeleri siz değerli okurlarımızla paylaşmaya devam etmek üzere kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR