OLDU MU MÜFTÜ EFENDİ

Uzun zamandır siyaset yazamadım. Bugün siyaset yazmak istesemde  tam yazı  yazmaya başladığımda Vezirköprü ilçesinden arayan bir vatandaş enteresan bir şikayette bulundu. Şikayet konusu şu;  Önceki hafta Ramazanın son Cuma günü Vezirköprü ilçemizde Köprülü Mehmet Paşa  Camii'nde vaaz vermekte müftü Bey, ilçeye giden Sayın Vali ve Bakan'ın camiye girmeleri  esnasında vaazını keserek 'Sayın Bakanım ve Sayın Valim ilçemize  teşrif etmişlerdir, Sayın bakanım ve sayın Valim hoş geldiniz'  ifadesini kullandığını yapılan bu davranış sonucu ilçede ciddi anlamda bir rahatsızlık  oluştuğunu ve bu davranışın siyasetin camiye ve vaaza bulaşması anlamına geldiğini ifade etti.

Konuyla ilgilenmemi isteyen vatandaşın bu serzenişini dikkate alarak yazı yazmadan ve haber yapmadan önce Vezirköprü ilçe Müftüsü'nü bizzat arayıp söylenenlerin doğru olup olmadığını öğrenmek istedim. Sekreter hanıma ilçe Müftüsü'nü bağlamasını söyledim ancak  ilçe müftüsünün izinli olduğunu ancak yerine bakan kişi ile görüşüp görüşmeyeceğim  sorulunca “bağla görüşelim” dedim. Bağlandığım kişi bu konuda yetkili olmadığını söyleyince Müftü efendinin telefonunu vermesini  istedim. Saat 15.06 da müftü efendiyi kendi telefonumdan arayarak konuyu anlattım ve bununla ilgili düşüncelerini sordum. Müftü efendi neden sorduğumu söyleyince, konuyla ilgili haber yapacağımızı ancak doğru olup olmadığını bizzat kendisinden duymak istediğimi kendisine anlattım. Kendisi beni dinledikten sonra “Böyle bir konuşma yaptım ama bunun eleştirilecek yanı nerede” deyince dedim ki;  Hocam size göre yaptığınız iş doğu olabilir ancak bize göre fevkalade yanlış. Hoca efendi ile konuşmayı fazla uzatmadan bugünkü yazımı hemen değiştirerek konuyu siz değerli okurlarımla paylaşmaya karar verdim.

                Dilerseniz olaya önce Dinimizin emri açısından bakalım;  Yüce Kitabımızın Cin Suresinin 18. Ayeti Celilesinde Rabbimiz “Şüphesiz Mescitler Allah'ın dır.  O halde Allah ile birlikte  kimseye yalvarmayın (Kulluk etmeyin) buyurmaktadır. Bu ayeti Celile'den de anlaşılacağı üzere Camiler Alalh'ın evleridir ve ibadet, itaat, kulluk,hürmet sadece ve sadece O'na yapılır. Camiye kim girerse girsin vaaz  kesilerek hoş geldiniz denilmez. Kaldı ki Ankara Kocatepe Camii'ne ve diğer camilere nice devlet adamları girip ibadet ederler. Herhangi  bir vaizin veya müftünün böyle bir davranışta bulunduğunu bana söyler misiniz? Müftü Efendinin bu davranışı ilçe halkı tarafından tepki ile karşılanmış olduğu bize kadar intikal ettiyse gerisini siz düşünün.

Geçmişte siyaset yaptığım dönemde Başbakan'ın Samsun'a geldiği  veya Samsun  Havaalanı'ndan başka bir yere kara yolu ile gittiği zamanlarda Çınarlık Camii'nde defalarca Cuma namazı kıldı. Bu namazların çoğunda ben de bulundum oranın eski imamı siyaset  yaptığı ve Çınarlıktan Belediye Başkan Aday Adayı olduğu  halde bir kez olsun “Sayın Başbakanım beldemize hoş geldiniz, şeref verdiniz “demedi. Vezirköprü ilçe Müftüsü ilçeye bir Bakan ve Vali geldiğinde anında vaazını kesip onlara “hoş geldiniz şeref  verdiniz”  demiş ise ortada bir sorun var demektir. Konuyla il Müftüsü'nün ilgilenip gereğini  yapacağını düşünüyorum.

                Bu konuyu şimdilik burada kesiyorum  ve ikinci  konumuza gelmek istiyorum; Son günlerde bir gazete ile Samsunspor Kulüp Başkanı'nın bazı sıkıntılarının kamuoyuna yansıdığını ve olayın gün geçtikçe tatsız bir polemiğe dönüştüğünü gözlemliyoruz. Basın toplumun gözü, kulağı, vicdanıdır, onu dışlamak doğru değildir. Ortada nasıl bir sorun var bilmiyorum ama basında uzlaşmacı olmalıdır. Samsunspor Kulüp Başkanı  değerli bir arkadaştır. Bu konu bir an önce çözülmeli ve tatlıya bağlanmalıdır.

 Diyeceksiniz ki kim çözecek? Çözmesi gereken tabelası olup faaliyeti olmayan cemiyet. Bırakın bu tür işlerde hakem rolünü üstlenmek, meslektaşlarının sorunlarını çözmek, meslektaşlarının yanında çalışan personele kanca takıp onları çalıştıkları iş yerlerinden koparıp kendi iş yerine alan bir cemiyet başkanından ne beklenir onu da siz takdir edin. Geçtiğimiz yıl Cemiyet Başkanı'nın gazetesinden bizim gazeteye gelmek isteyen bir personele dedim ki “önce patronunu arayacağım o izin verirse seni alırım”… Ardından o arkadaşı arayarak konuyu kendisine açtım. Bana “olur ağabey  al” dedikten sonra personelle konuştum. Sonrası daha daha da vahim. Benden sonra o personeli çağırmış ve benim verdiğim ücreti vereceğini söyleyip yanına almış. Bizde çalışan bazı personeli  yine gazetesine aldı ve hala bazı çalışanlarımızı arayıp “gelin birlikte çalışalım”dediğini biliyorum.

Şayet arayıp bana  “personele ihtiyacım var” deseydi, kendisine  istediği personeli verirdim ama herkes kendisine yakışanı yaptığı için arkadaşımız da kendisine yakışanı yapmıştır. Saygı duymak lazım. Üzülerek ifade etmek isterim ki bu şehirde herkes biri birinin arkasından kuyu kazma peşinde olduğu sürece kimse bu şehirden bir şey beklemesin. Kalın sağlıcakla

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR