Reşit Öztürk

Reşit Öztürk

LÜTFÜ HOCA

Lütfü evin yaramaz çocuğuydu. Evdeki herkes tarlada çalışırken o hep işten kaçmanın yollarını bulurdu. Zaten o yüzden babası onu okula verdi ve okuttu. Eğer okumasaydı köydeki işlerden çok çekeceği vardı.

 Lütfü'yü babası, ilkokuldan sonra ilçedeki İmam-Hatip Lisesi'ne yazdırır. Köyden kaçmanın yolunu bir şekilde bulan genç, artık şehir hayatını ve okuma maceralarını yaşamaya başlayacaktır.   Köyden gelen iki arkadaşı ile beraber, ilçede bir ev tutan babaları, çocuklarının okumalarını istiyorlardı. Gençler birlikte aynı evde kalıyor, aynı köyün çocukları aynı okulda eğitim görüyorlardı. Köyden gelen erzakların içindeki mısır ekmekleri, belli bir süre sonra küflenmeye başlıyordu. Böyle zor şartlarla liseyi bitiren Lütfü, imamlık sınavlarına girip, doğup büyüdüğü ilçede imam-hatip olarak göreve başlayacaktır.
             
Göreve başladığı köyde, köyün muhtarı tarafından çok sevilen imam, muhtarın yeğeni ile duygusal bir yakınlık kurar. Kızı seçerken boyundan etkilendiğini söyleyen Lütfü, sevdiğinin fotoğrafını babasının evine getirip gösterir. Babası düğünü biraz ertelemek istese de gönlünü kaptıran genç, kızla akrabalarının da desteği ile evlenir.   Kısa zaman sonra askere giden Lütfü, asker ocağında baba olacaktır. Dönüşte kızını kucağına alan babanın keyfine diyecek yoktur. Bu arada başka köye tayin olan imam, çok heves ettiği bir motosikletin de sahibi olacaktır. Araç alma macerası da bu şekilde başlayan Lütfü Hoca'nın bir çocuğu daha olacaktır. İkinci çocuğu da kız olan imam, çocuğunu birazcık erkek tavırlı yetiştirecektir.    Lütfü bir yandan eşinin akrabaları için il dışına çıksa da aklı hep kendi doğup büyüdüğü evinde, ailesinde olacaktır. Bayramlarda tatillerde daha çok eşinin akrabalarının tarafına giden Lütfü, kayınpederi ve kayınvalidesini kaybedince, kendi çevresine daha çok zaman ayırmaya başlayacaktır. Zamanın da diğer şartların da uygun gitmesiyle birkaç defa ikinci el araba alsa da, şimdi sıfır bir Avrupa araca binmenin keyfini yaşayacaktır imam.   İmamlık mesleğinin altın çağını yaşadığı dönemde, sınavsız üniversite okuma hakkı da elde edecektir. Statü ve maddi getirisi artan bir mesleğe kavuşan Lütfü, ilçede küçük de bir işyerinin sahibi olacaktır.  Okulla pek barışık olmayan kızlarından büyük olanını da evlendiren baba, diğer çocukları ve eşiyle ilgilenir evdeki zamanlarında. Bir taraftan da görev yeri değişen Lütfü, Hoca, şehir merkezinde görev yapma imkânına kavuşur.     Açtığı işyerinde esnafla güzel bağ kuran Lütfü Hoca, artık ilçede birçok insanın tanıdığı bildiği bir kişilik haline gelir. Açtığı işyerinden de ekonomik kazanç elde eden imam, şehirde bir ev almaya güç yetiremeyeceğini anlayınca, köyde bir yaptırmaya karar verir. Abisinin evinin bahçesinde kendine bir yaptırır. Çok hayal ettiği köyünde bir dubleksin de sahibi olan imamı üzen birkaç olay vardır. Kızının ameliyatları onu bayağı yoracaktır. Çene büyümesinden dolayı ameliyat olan kızı, kısa süre sonra başka bir operasyon daha geçirecektir. Günleri bu şekilde geçen Lütfü Hoca, bir yandan da diyanetin ilçedeki gazetesinde aktif rol alacaktır. Bir oğlan çocuğa ve şehirde bir eve sahip olamasa da genç imam, hayatta birçok şeyin de sahibi olmuş ve birçok şeyi de başarmış olacaktır.   Aldığı eğitim ve terbiye ile hayatını güzel yönünden yaşama çabası içinde olan tüm Lütfü Hoca'larımıza hayatlarının bundan sonraki dönemlerinde ve ikinci hayatlarında güzellikler diliyoruz. Seni seviyoruz Lütfü Hoca. Sen içimizden birisin ve birçoğumuzun hastası olduğumuz bir işi yapıyorsun. Saygı ve sevgilerle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Reşit Öztürk Arşivi
SON YAZILAR