Bir zamanlar neydi Türkiye!

Hatta Kanuni sonrası Osmanlı!

Sarayda çocuk boğmalar…

Esrarengiz komplolar…

Sarayda ilk kez cariyelerle

sürekli evlilik Kanuni ile başlar.

Osmanlı soyunun bozulması orada başlar.

Saray halka kapanır,

sarayda cariye sayısı… masrafları artar,

en büyük hatası oğlu Mustafa'yı boğdurmasıdır.

Öz oğlunuz gözlerinizin önünde nasıl boğulur;

sizin de bunu seyrettiğinizi düşünün.

Hangi baba yüreği buna dayanır?

Şehzade Mustafa'nın başa geçmesini isteyen

sadrazam İbrahim Paşa'yı öldürtür.

Kanuni'ye;

“Boynuma dolanan bu ip

Hürrem'in saçlarıdır hünkârım” diye haykırır.

Kanuni, bunlardan başka;

1513 yılında ilk dünya haritasını çizen;

ünlü Türk denizcisi Piri Reis'i idam ettirir. 

İşte rüşvet, sarayı halka kapattırır.

İşte bu nesil, Tanzimat'ı kurar.

Bu fitne kadrosu;

Abdulhamit'i tahttan indirmek için

her şeyi yapar.

Yıldırm Orduları;

Abdulhamit'in Petrol haritasının

Üstünü çizer.

31 Mart faciasını hazırlatır.

Menemen hadisesi…

Kubilay Hadisesi tamamen düzmecedir.

Nerede o kadar güçlü Nakşi tarikati?

Güya güçlenmişler de orduya saldırmışlar.

Tamamen düzmece!

Düşünün faili meçhul cinayetleri!

Yeşil kod adlı Mahmut ne kadar insan öldürmüş?

Bilen kim?

Belki de halen yaşamaktadır.

Sarayın kapısı nasıl halka kapatılmışsa;

Bugün de “Devlet Sırrı” dendi miydi;

Bütün akıllar dururdu.

Ama bu hükümet Devlet sırrı zırhını deldi.

Özellikle “Demokratik Açılım”…

Kürt Açılımı…

Türkiye'de insan haklarına saygı…

Demokrasi… özgürlükler…

AK Parti,

Kürt sorununun çözümü açısından

seleflerinden çok daha cesur adımlar attı.

iktidarın ilk ayı dolmamışken

Olağanüstü Hâl uygulaması yürürlükten kaldırıldı.

Bu şekilde, bölgede inisiyatif,

askerler yerine sivil yetkilerin eline geçti;

bölge halkının rahat bir nefes alması sağlandı.

klasik güvenlikçi tavır geride bırakıldı.

Her alanda özgürlükleri ön plana alan

bir yaklaşım benimsendi.

TRT Şeş'den…

üniversitelerde Kürtçe bölümlerinin açılmasına dek…

hükümet,

tüm girişimleri sırasında siyasî anlamda ciddi bir risk aldı.

bugün ortaya çıkan resim,

muhtemelen yirmi yıl önce hayal bile edilemeyecek;

bir perspektif sunuyor.

bu süreçte bazı yol kazalarıyla karşılaşılmadı değil.

hükümetin attığı adımlar “gerekli”;

aynı zamanda “yeterli” de olduğu anlamına gelmiyor.

2012 yılında

PKK'nın gerilimi tırmandırması…

devlet karşısında askerî gücünü kanıtlamaya girişmesi;

bu durumun en önemli göstergesi.

Bunların tamamı da Türk devletinin

kadife eldivenli olduğunu kanıtladı.

Özellikle MHP keskin azı dişlerini hemen gösterdi.

Kanuni'den beri Güneydoğu politikasını özlüyor.

Sert… Türk olmayana ölüm diyor.

Kürtçeye asla tahammülü yok!

Kürtçeye verilen ödünleri çok kıskanıyor.

Üniter… Ulusalcı Atatürkçülüğü istiyor.

Özgürlüklerde çağ değiştiren AKP'yi;

Bir kaşık suda boğmak istiyor.

CHP de Baykal sonrası oturamadı.

Hüseyin Aygün;

PKK'lı Sakine Cansız'ın ailesine taziye ziyaretine gitti.

CHP'de istenmeyen adam ilan edildi.

"Ziyareti tamamen insani duygularla

sade bir vatandaş olarak yaptım.

Dersimli Hüseyin Aygün olarak gittim" dedi.

“Ölen bir insanın cenazesine gitmek

dünyanın her yerinde insani bir görevdir.

Sakine Cansız'ın ailesi de benim yakın hemşehrim,

annesi ve babasını en az 30 yıldır tanırım.

Kardeşlerinin avukatlığını yaptım”.

Öyle anlaşılıyor ki Hüseyin Aygün;

PKK kurucularından!

Kılıçdaroğlu da öyle.

Hakkari seçim mitinginde Kürt bayrakları açıldı.

Hiç Türk bayrağı yoktu.

Açılması ölüm idi.

Hakkari BDPli Belediye başkanını ziyaret etti.

Çok iyi hatırlıyorum:

Her türlü özerklik haklarının verileceği

vaadlerinde bulunmuştu.

Kılıçdaroğlu'nun Suriye Alevi Başkanıyla;

Beşşar Esatla aynı kafadadır.

Ezilen… kurşunlanan Suriye halkını hiçe saydı.

Aslında Beşşar Esat'ın iktidarda kalması için göbek atıyor.

PKK ile hiçbir farkı yok.

Şunu vurgulamak isterim.

Artık Türkiye;

On sene önceki Türkiye asla değil.

İnsan hakları konusunda;

Avrupa Birliği'ni de geride bıraktı.

Kürt partisi BDP'nin tüm isteklerini fazlasıyla

Yasalaştırdı.

3. Yasa paketi… 4. Yasa paketi;

Tamamen Kürt haklarını yasalaştıracak.

İşte cenaze törenleri…

Hiçbir taşkınlık olmadı.

Neden?

Çünkü tüm istekleri yasalaştı.

Artık Türkiye;

Yeni anayasasını bu hava içinde kutlayacak.