En iyimser bir tahminle yüzyıl sonra hiçbirimiz olmayacağız şu dünya gezegeninde. Şimdi o ağır ve şekilsiz poponuzu kaldırın da bir bakın şeytana yol vermenin zamanı gelmedi mi?

Davul fırında pişen kek gibi kabarmanın âlemi yok! Herkes istediği kadar “bağıracak” ama “azcık sus!” denildiğinde ise “faşist” ilan edileceksin. Yok öyle! (Adam/Adem haklı beyler!)

Deniliyor ki, mücahitler müteahhit oldu. Müteahhit defalar söyledim: Ne kötülük var bunda? Üstelik “Dünyada mekân ahirette iman” denildiği halde!

Düğünlerin her ne kadar vazgeçilmez şarkısı olsa da; benimde bir o kadar tahammül edemediğim şarkıdır. “Oy farfara farfara ateş düştü şalvara, ağzım dilim kurudu kız sana yalvara yalvara…” Şimdi nedir bunun adı şarkı mı? Kepazelik mi? Sanırım ikincisi!

Sizinde dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Son zamanlarda Cuma hutbelerinde okunan bir ayet vardı; İnneddine indallahil islam(Al-i İmran süresi Ayet 19) Manası; Allah indinde din İslam'dır. Ama birden ortadan kayboldu. Okunmuyor artık. Avrupa Birliği uyum yasalarına uydurmak/uymak gibi basında bir söylenti vardı, çıkıntılık yapmak istemem ama merak ettim hani!

Ünlü bir armatörün 49 yıllığına kiraladığı Atatürk'ün yatı Savarona fuhuş iddialarıyla gündeme gelmişti epey zaman önce. Bu durum bana eski bir anımı hatırlattı.

Liseye gittiğim yıllarda Samsun Gazi müzesini ziyarete gitmiştim. Ata'nın kaldığı bu müze ev de ki tuvalet masasının aynasına gayri ihtiyari gözüm takılmıştı. Görevli bana aynaya bakmamın yasak olduğunu söylemişti. Görevliyle tartışmıştık. Atatürk'ün emanet ettiği Cumhuriyette yaşayacağız ama onun emaneti aynaya bakamayacağız. Atatürk kral değildi ama kraldan fazla kralcı kesilmek bu olsa gerek diye düşünmüştüm.