KAFES

Akşam olup gün kararmaya başladığında yıllardır değişmeyen koşuşturmaca başlar. Görev unsuru çantalarını hazırlar, silahlar en rahat alınacak yere konur, gazino diye adlandırılan yemekhanenin bir köşesinde yerlerini alırlar.  Gündüz görevlileri son çaylarını içerek koğuşlarına çekilir. Gece emniyet nöbetçileri nöbet yerlerine gider. Çevre aydınlatma ışıkları açılır,karartma perdeleri indirilir.
Senin içinde karamsarlık , sıkıntıda yerini aldıktan sonra her zaman yaptığın işi yeniden yaparsın, tek tek nöbet yerleri dolanır, nöbetcilerin silahlarını , otomatik silahların mermi şeritlerinin takılıp takılmadığını , gece görüş cihazlarının tek tek ayarlarını kontrol edersin. Sonra hakim bir yere çıkar karanlığı izlersin, karakoluna bakarsın, dış çephe aydınlatılmış ,aydınlığın arkasında bir kafesten ibarettir artık karakolun.
Bazen nöbet yerlerine gider çocukların, hayat hikayelerini, hayallerini dinlersin. Gazinoya uğrarsın, görev unsurunda ki muhabbetleri dinlersin. Herkesin anlatacak hikayesi mutlaka vardır. Sen kimseye bir şey anlatamazsın, yalnızsın, herkes gibi evinden uzakta, ülkenin en uç noktasında, tel örgülerle çevrili bir kafesten ibarettir kaldığın yer.
Birazdan ne olacağını kimse bilemez  ruhunu saran karamsarlığın, yüreğinde ki sıkıntının sabahın ilk ışıkları ile feraha ulaşmasını beklersin.  En  yakın dostun silahındır, onu yanından hiç ayırmazsın, gezerken elinde, oturduğunda iki dizinin arasında yada oturduğun sandalyeye yaslar varlığını hissedersin.
Gece bir mesaj gelir, belirtilen bölgeye gitmek üzere hazırlığa başlarsın, herkes malzemesini kontrol eder, yürüyüş kolunda ki yerini alır. Artık kimse hayal kurmaz, kimse konuşmaz, silahlar elde, çantalar sırtta yürümeye başlarsın karanlığın içine.
Bazen güzel bir havada yürürsün, bazen sis içerisinde bir kaç metre önünü görürsün, sen yürüdükce o bir kaç metre hiç değişmez. Bazen tipide, bazen dizine kadar kar içerisinde ,bazen şiddetli yağmurda  yürürsün. Yürürsünde ne ile karşılaşacağını bilemezsin o karanlıkta, eller tetikte, karakolundan uzaklaştıkca farkedersin ki ne karamsarlık kalmış nede iç sıkıntısı. Tek hedef, gideceğin noktaya ulaşmak.
 Daha özgürsün, daha dikkatlisin, bastığın yeride , çevrenide kontrol edersin. Taki belirlenen yere gelene kadar. Orada yerleşip emniyetini aldıktan sonra eğer hava açıksa yıldızlar seyredersin, kapalıysa  ses dinlersin, kalabalıksın yanında ki unsurla, ama herkes sessizidr. Öksürüğün bile sessizdir, sıkarsın kendini, hapşırırsın ağzını burnunu kapatarak yarım yamalak, kimse geceye ihanet etmez, kimse arkadaşlarına ihanet ettirmez o öksürüğü. 
Başka bir gece , bir haber gelir, karakolun birinde araç mayına basmış, en iyi adamlarından bir güç oluşturur, araca binersin. Aklın mayına basan araçta, aklın geride bıraktığın karakolunda, aklın ne ile karşılaşacağında.
Mayına basan araç, bir görevi yerine getirmek üzeri çıkmış yola, en kuytu alanda basmış mayına, demir kafes içerisinde askerler, demir kafes kullanılmaz halde. Orada hırs, orada acı, orada heyecan. En yakın karakollardan yardım için araçlar çıkmış, sana da bölgeye git denmiş.
Gecenin karanlığında karakoldan araç çıkıyor, en uç noktaların bundan haberi oluyor, gideceğin yere normal yol vardır ama o yol artık senin için tehlikelidir.Bir aracın içerisindesin, teslim olmuş vaziyette gidersin. Yolları görmüyorsun, ama görmek için mücadele ediyorsun, gündüz olsa dikkat edersin, yol üzerinde  şekli değişmiş toprağa, kazınmış yola, altından geçtiğin tepelere. Fakat gece bir başkadır, kör gibisin, döneceğin virajın ardında, yanından geçtiğin kayalıkta ne var bilmiyorsun.
Yolu uzatırsın, yolu imkansızlaştırırsın, hedefe doğru gidersin. Aklına hiç bir şey gelmez, sıkılmazsın,bunalmazsın, tek bir hedefin var, söylenen nokta. Yola koyulmuş mayına bassa aracın,suçlu araman mümkün mü? Neden beni çıkardınız demen mümkün mü? Neden biz diyebilirmisin?
Tek söylediğin bir şey var, vatan için. Km lerce gittiğin dağlık arazide, nokta kadar bir patlayıcıyı gece karanlığında görme ihtimalin nedir? Mayın olabilir diye  dışarıya çıkmayacakmısın? Dışarıya çıkmazsan alanı kime bırakacaksın? Bu görevi birileri yapacak,ama bu senden başkası olmayacak, başka ülke askerine sen git diyebilirmisin ? Mayın neden koydunuz ? diyebilirmisin. 
O zaman yazılmış ise anlına o şehitlik, bundan gurur duyacak ailen,milletin.Sen vatanın için toprağa düştün, ataların gibi. Film sahnesi değildir operasyon bölgeleri, mermi yavaş hareket etmez, mayın boşlukta patlamaz,yada sahneyi yeniden çekelim diyemez kimse.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bayram Ocak Arşivi

ALGI

24 Kasım 2019 Pazar 10:30

TBMM

05 Ekim 2019 Cumartesi 11:50

KUKLA

31 Ağustos 2019 Cumartesi 12:42
SON YAZILAR