HAKLI MÜCADELE SONUÇSUZ KALMAZ

                    HAKLI  MÜCADELE  SONUÇSUZ  KALMAZ

         Hangi  işi yaparsanız yapın, karşınızda kim olursa olsun, mücadele ettiğiniz insanlar ne kadar güçlü olursa olsunlar, siz haklı iseniz mutlaka sonuç alacağınızdan emin olmalısınız. İnancımızın da gereği  budur. Bazen acele edip ümitsizliğe  düşebilirsiniz ancak Yüce Kitabımız  “Ümitsizliğe düşmeyiniz, haklıysanız güçlüsünüz” buyurarak yapılan mücadelede haklı olunması halinde mutlaka sonuç alınacağını bizlere bildirmektedir.  Yaklaşık altı yıldır amansız bir biçimde verdiğimiz mücadele sonunda bazı şeylerin değişmeye başladığını görmek  insana keyif veriyor. Bugüne kadar verdiğimiz mücadelede  nefsimizin karıştığı olaylar olabilir ancak bu tür işler yüzde yirmiyi geçmez, kalan yüzde seksenlik kısmın tamamı toplumun yararına, kimsenin cesaret edemeyip, uğraşma istemediği konular olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

         Bundan dört yıl önce Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve yüksek yargı  organlarına  adımı yazarak yaptığım şikayet sonucunda bazı operasyonlar yapılmıştı, yapılan operasyonlar sonucu şehirdeki bir çok suç örgütü çökertilmiş, yıllar yılı kamu malını diledikleri gibi kullananlar ellerinde bulundurdukları kamu mallarını Devlete teslim etmek zorunda kalmışlar, hatta ellerinde bulunanlarla ilgili yapılan yanlış uygulamalarla ilgili de kamu davaları açılmıştı. Bu yapılanları  Devletin kendiliğinden yapması mümkün idi ancak birilerinin bazı delilleri, bazı olayları ortaya koyup, taşın altına elini koyması gerekmekteydi. Bunu  yapmak için sadece cesaretli olmak yetmezdi, ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan güçlü olmayan insanların  taşın altına ellerini koymaları çok fazla  anlam ifade etmezdi.

         Siyaseten güçlü olup, sıkıntı çekenler, hatta darp edilenler  istikbalde sıkıntı çekmemek için şikayetçi olmaya korktukları için bu tür insanlar şehirde dilediklerini yapıp  yanlarına kar kalıyordu. Sadece yaptıkları yanlarında kar kalmıyordu, belki de üste  bir şeyler alarak olayı kapatıyorlardı, aksi halde mağdur insanlara bedel ödetmeye devam ediyorlardı. Bu durum yaklaşık yirmi yıldır devam edip giderken bazı olaylara istemeyerek de olsa şahit olup, haksızlığı görmemiz sonunda vicdanımızın  rahatsızlığı sonucu müdahil olmak zorunda kalınca bir hayli sıkıntı çektiğimizi hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Yaptığımız mücadelede geçmişte mağdur olanlar dahi yanımızda olmayı bir yana bırakın korkudan  iş yerimize dahi gelemediler ama konuşmaya sıra geldiğinde toplumu yönetmeye talip olduklarını görünce insan kendini gülmekten alamıyor.

         Bizim oralarda anlatılan bir hikaye var Rus Harbinde askere gitmek istemeyen iki  genç  kafadar yakalanıp  askerlik şubesine getiriliyor, komutan neden askere gitmediklerini ve düşmanla savaşmadıklarını sorunca  komutana  silahımız yok ki savaşa katılalım diyorlar. Bunun üzerine komutan ikisine de silah verip askere gönderiyor, iki kafadar Zigana üzerinden Ruslarla savaşılan bölgeye gitmek üzere yola çıktıklarında tam Zigana bölgesinde iki eşkıya tarafından yakalanıp silahları ellerinden alınıyor. Bunun üzerine iki  kafadar yeniden askerlik şubesine gidip komutana “Komutanım  askere gitmeyelim demiyoruz ancak iki tane kıçı kırık silahlarımızı aldı silahsız kaldık nasıl   savaşa gideceğiz” deyip mazeret beyan edince komutan güzel bir fırça çekip iki tane kıçı kırık eşkiyaya silah kaptırandan asker olmaz deyip iki kafadarı makamından kovuyor. Bizi yönetmeye  talip olan siyasetçilerimiz de aynen bu hikayeye uyuyorlar, üç beş çapulcudan korkuyorlar onlarla ilgili gidip ifade vermiyorlar ama koskoca şehri yönetmeye talip oluyorlar, hatta bazıları bu çapulculara bu şehirde sizin sayenizde rahat geziyoruz diyecek kadar ileri derecede ahmaklık yaptıklarını çok iyi biliyorum. Bu insanlara  yazıklar olsun demekten başka diyecek bir şey bulamıyorum.

         Menfaat şebekelerinin partisi, davası, ideali olmaz, onlar hangi siyasi partide, hangi dünya görüşünde olursa olsunlar anında biri birlerini bulurlar. Yeter ki ortada menfaat olsun onlar için hiç önemli değil, ama sadece Allah'tan korkup kullardan korkmayan cesaretli  birisi çıkıp tamamı ile ilgili dosyalar hazırlayıp ilgili makamlara gönderirse bunlardan kurtulmak kolaylaşır. Şehrimizde yaşayan bu tür insanlarla ilgili onlarca dosya yapıp, içerisine belgeleri koymak suretiyle adımı, sanımı da vererek ilgili makamlara göndermiştim, bir kısmı Genel seçimde elendi, bir kısmı  teşkilat seçimlerinde elendi, bir kısmı bürokraside ve siyasetin etkili yerlerinden elendi, bir kısmı ise hala daha elenmeye devam ediyor. Son zamanlarda duyduğumuz bazı  güzel gelişmeler bundan sonra da artarak devam edecektir, yeter ki biraz sabredelim.

Önemli olan haklı  davada bıkmadan, usanmadan mücadeleye devam etmektir, mutlaka sonuç alınacağından kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.  Zalim kim ve ne kadar güçlü olursa olsun Hakkın karşısında duramayacağını da unutmayalım. Belki bir müddet ellerindeki siyasi, ekonomik ve makam  gücü ile durabilirler ama uzun vadede her şey ortaya çıktığında hak ile yeksan olacakları muhakkaktır. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyorum. Allah'a emanet olunuz.                       

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR