GÜNÜN BÜYÜK CİHADI

15 Temmuz gecesi ülkemiz bir badirenin eşiğinden döndü. Darbe girişiminin engellenmesinde her bir duyarlı vatandaşımızın katkısı oldu. Kara lastikle gezenler ve “ter kokulu” diye tarif edilenler tankın önüne can ve mal hesabı yapmadan atladı. Darbe girişimi diye adlandırılan bu hain saldırıyı biz, “İşgal Girişimi” olarak isimlendirdik. Zira sayın Cumhurbaşkanımız da 7 Ağustos Yenikapı mitinginde, “darbe başarılı olsaydı ülkemiz altın tepside sunulmuş olacaktı” diye bir cümle kullandı. Bu değerlendirme söz konusu saldırının, darbeyi aşan boyutta olduğunu anlatmaya yetecek netlikte ve en üst makam tarafından yapıldı.

Kırk yıldır devletin her kademesine sızmış olan bu hain yapının müntesipleri, aynı anda, aynı yerden yönlendirilerek harekete geçirildi. Kafalar ve akıllar satılmış olduğundan dolayı da hiçbir sorgulama yapmadan, halkın parasıyla giydikleri üniformanın altında, halkın aldığı silahı, halkın önüne koyduğu tankla birlikte topluma doğrulttular. Kendilerini de inkar ederek, zekatını aldıkları, kurbanını yedikleri millete, yaptıkları kırk yıllık ihaneti böylece en hain bir formatla taçlandırmak istediler.

Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, devlet büyüklerinin dik duruşu, hassa kurumların darbe yanlısı olmaması, milletin kendisine sahip çıkması gibi önemli nedenlerden dolayı söz konusu girişim engellendi. Tarih bu girişimi sorgulayacak ve ülkemiz için bir milat olduğunu da yazacaktır. Otuz yıldır kullanılan PKK terör örgütünün ikizi olan ve toplumun değerleriyle renklendirilmiş bu hain yapı, böyle haince bir saldırı sonucu tanınmış oldu. 7 Şubat 2012, 17/25 Aralık 2013 tarihlerinde de çok önemli girişimler yaparak kendilerini ortaya koymuşlardı ama bu girişimlerden sonra yapılan devlet merkezli operasyonlarda, birinci sırada olanların yerine yine kendilerinden olan ikinci ve üçüncü sırada olanlar getirildi. Çünkü devlet ergi büyük oranda bu yapı tarafından sarılmıştı.

Milletimiz, değerleri için önemli bir sınava verdi, verdiği sınavı da en üst düzeyde birliğini ortaya koyarak gösterdi. Ancak süreç bitmedi. Bu yapının devlet içinden temizlenmesi ve müntesiplerinin deşifre edilmesi bundan sonraki sürecin en önemli unsurlarıdır. Eğer bu yapılmazsa belki yakın zamanda belki uzun zaman sonra ama mutlaka bu hain yapı, dış güçlerin taşeronluğunu yine yapacaktır. Milletimize şimdi çok daha önemli bir sorumluluk düşmektedir ve GÜNÜN BÜYÜK CİHADI da budur. Herkes nefsi hesaplarını aşarak, bu yapının tüm unsurlarını deşifre etmek için devlete yardımcı olmak.

Kin, nefret ve intikam hırsıyla değil, vatan, millet ve devlet aşkıyla, bu hain çete hakkında bilinmeyen ve tanınmayanları, ilgili ve yetkili kişi ve kurumlara bildirilmesi dini bir sorumluluk, millî bir duyarlılık, hukuki bir zorunluluktur. Kötülüğü ve kötüleri engellemek dini,  suçluları ve suçu bildirmek de hukuki bir sorumluluktur. Uhud’tan dönerken Peygamberimizin, küçük cihattan büyük cihada gidiyoruz diye buyurduğu, o büyük cihadın günümüz versiyonu, bu hain yapının deşifre olmasına katkı sağlamaktır. Bu süreçte, masum olanlardan mağdur duruma düşenler olursa, devlet o mağduriyetlerin giderilmesi mekanizmasını da çalıştırır. Hiç bir kurum ve kişi ayrıcalıklı değildir. Kurumların hizmet özellikleri, onları suç konusunda ayrıcalıklı hâle getirmez.

“Hain Girişimi” engelleyenlere teşekkür, yapıyı deşifre etmek için devlete katkı sağlamaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR