İşgal Provasının üzerinden bir hafta geçti. İfadeler, görüntüler, bilgiler ve belgeler; bu girişimi adını yazmaktan bile tiksindiğimiz Feto çetesinin yaptığını ortaya net olarak koymuş oldu. 

Elbette, üst akıl vardır. Bu girişimin sadece çete tarafından yapıldığını kabullenmek, çeteyi büyültüp, olayı küçültmek olur. Çete kullanılarak, daha geniş ve üst bir aklın plan ve programı sonucu girişilmiş bir işgal provasıdır kanatimizce. 

İç savaş çıkartma da dahil, ülkemizin altını üstüne getirecek haince, zalimce bir girişimdir.  Bu girişimi milletimiz, Cumhurbaşkanından çobanına kadar, her kademedeki vatandaşının canını ortaya koyarak gösterdiği tepki ile engellemiştir. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın meydanları doldurun talimatını verdiği   15 Temmuz'dan beri meydanlar dolup taşmakta, ülkenin her karesinde vatandaşlarımız vatan nöbeti tutmaktadır. 

Hain girişimin başarılı olmadığının görülmesiyle, meydanlara  bu zalim çeteye intisabı olan, en hafif ifade ile sempatisi bulunanların girip çıktığını duymaktayız.  

Bu aşamada, gizlenmek için, meydanlarda bulunanlara, etkili ve yetkili olanlar dikkat etmelidir. Merkezi kurum ve kuruluşlar tarafından mahalli yetkililerden istenen bilgiler, doğru kimselerden alınmalıdır. Usül yerine getirilsin diye bilgi toplarken, ismi bildirilecek kişilerden bilgi alma yanlışlığı ve gafletine düşülmemelidir.

Özellikle, saha hizmeti olan, toplum içinde ve önünde hizmet sunan kurumların görevlilerinden, cunta çetesinin sempatizanı olanların bilinip, bulunması özel tetkik gerektirir. Bu kurumların görevlileri hakkındaki bilgiler, duygusal yöntemlerle elde edilemez. 

Devlet kurumlarında başlatılan yoğun ve kararlı işlemlerden sonra, meydanların katılımcılarında farklılıkların oluşması, hasbi değil hesabi olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.

Darbe Girişimi nedeniyle, devlet kurumlarında, devlet memurlarına dönük yapılacak tetkik ve tahkiklerin yürütülmesinde görevlendirilecek müfettiş ve muhakkiklerin geçmiş kırk yılı dikkate alınmalıdır. 

Tövbe ettiklerini söyleyip, çeteye küfretseler de,  2013 yılından önce çete ile sempati ve gönül bağı düzeyinde ilişki ve irtibatı olanlar da dahil, çeteye sohbeti ve muhabbeti olan hiçbir memur   asla muhakkik olarak görevlendirilmemelidir. Kurumlar muhakkik görevlendirmesinde  hassas olmalı, Valiler teklifleri onaylarken duyarlı davranmalıdır.

Ortalama yaşlarda olanlar, bir askeri darbe, bir post modern darbe, bir de muhtıra gördüler. 15 Temmuz'da da her birini aynı anda bir arda yaşadılar. Ek olarak da savaş ve işgal'e şahit oldular. 15 Temmuz, ülke tarihinde, darbe girişimi değil "İşgal Provası" olarak yer alacaktır. Bundan dolayı, bu büyük ihanetle ilgili  değerlendirme yapılırken çok hızlı ama çok hassas davranılmalıdır. 

Bu girişimle, haçlı sürecinin çağdaş şekli yaşanmış, ülke insanımız klasik metoduyla bile, modern işgal girişimini engellemiştir. Halkımızın bu duyarlılığı, kurumların basiretsiz uygulamalarına kurban edilmemelidir. 

Meclisimiz, OHAL kararı vermiştir. OHAL kararı; doğru, gerekli hatta zorunludur. OHAL, Sıkıyönetim'den farklıdır. Valilerin, daha çok etkili ve  yetkili olduğu bir süreçtir. Bu tür olağanüstü hallerde, en doğru tasarruftur. Bu durumdan sivil toplum olumsuz etkilenmeyecek, idari işlerin daha seri bir şekilde yürütülmesi sağlanacaktır.

Devlet kurumlarında kimlerin hangi görüşte olduğu bilinmektedir. Özellikle; arkadaş, komşu ve aile bireyleri etrafındaki kimselerin hangi yapının neresinde olduğunu en iyi bilenlerdir.

Bu şer çetesinin kurduğu veya yönlendirerek kurdurduğu dernek, vakıf ve sendikaların üyeleri ile işlemleri takip edilmelidir. Yıllarca bu yapının sırtından geçinmiş, bu hain çetenin referansıyla gelecek inşa etmiş, sohbet grupları kurup bu yapıya hizmet edenler tespit edilmelidir. 

Meydanların ön safında bulunup, hatta fırsat bulunca mikrofonu bile ellerine alacak ortamı değerlendirmeye çalışan hain çetenin yıllanmış sempatizanlarına dikkat edilmelidir. 

Meydanlarda ve sahnelerde yaptıkları küfürlerle, on yıllar boyunca yaptıkları flörtün gölgelenmesine fırsat verilmemelidir.