FESATLIK VE HESAPLIK...

Hesabını yapanla, fesatlık yapan aynı değildir. Hesap yapmak, hesaplı davranmak, hesabını bilmek; İslâmi bir değerlendirme ve hassasiyettir. "İki günü eşit olan zarardadır" buyuran Peygamberimizin bu mesajı, ancak hesaplı davranarak ve geleceğin hesabını iyi yaparak gerçekleşir.

Oysa ! Fesatlık; başkasının hesabını takip etmek, başkasının malında, işinde, aşında gözü olmaktır. Bu da, yüce Allah'ın ilahi taksimatına muhalefettir. Akıl, zekâ, ruh ve beden nimetinin doğru kullanılamaması nedeniyle ihanettir.

Fesat kimse; kendisine ihanet ve zulmetmiş olur. O kişi; nefsine, nesline ve etrafında olanlara manen  ihanet etmiş, zalimdir ve haindir.

Maddi ihanetler hakkın iadesiyle telafi edilir ama ihanet ve zulüm gibi manevi hak ihlalleri ahiretin öncelikli sorgulama konusu olur. Fesatlık da bu sorgulama konularının başında gelir.

Mü'min hesabını bilir ama asla fesat biri ol(a)maz. İbadetlerin hikmetlerinden biri de bu ruhsal hastalığı tedavi etmesidir. "Kendiniz için istediğinizi, başkası için istemedikçe Kâmil mü'min olamazsınız" Peygamberi uyarısı, konumuzu anlatmak için önemli bir mesaj sunmaktadır.

Mü'min; başkasının sahip olduklarıyla sevinen, nimeti ötekine, külfeti kendine uygun görüp, davet edendir. Kendisi için düşündüğünün, başkasının olması mümini sevindirir. Mü'min ile münafık bu duygu ve düşünceyle birbirinden ayrılır.

Fesatlık; yapılan güzel amellerin boşa çıkmasına neden olur. Fasık, yani fesatlık yapan; gece uykusunda bile rahat edemez. Babasına saygı, çocuğuna sevgi gösteremez. Fesat insanın, selâmı da kelâmı da ihanet üzeredir.

Hesabını bilenle, başkasının hesabı peşinde olan arasındaki fark; birinin mü'min diğerinin münafıklık alâmeti üzere olmasıdır. Hesap ederek yaşamak sünnet, başkasının hesabıyla yaşamak ihanettir.

Günümüz ruhsal hastalıklarının en başında geleni, fesatlıktır. Hasetlik; demirin pası erittiği gibi güzel amelleri eritir. Fasık kimse ruhsuz beden gibidir. Hiçbir işe yaramaz, hiç bir kimseye fayda sağlamaz.

Umre nedeniyle,  ihrama girdiğimiz ve Kâbe'de bulunduğumuz bu günlerde, bu ibadetin tüm sembol ve unsurlarının kişiyi eğitmeye dönük olduğunu yaşayarak görmekteyiz. En güçlü eğitimi de, fesatlık duygularının törpülemesine dönüktür.

Herkesin aynı şartlarda hareket etmek zorunda olduğu ihramlılık sürecinde ve Kâbe'yi tavaf esnasında fesadi duyguların tamamen ortadan kalkması istenir ki, ibadet maksadına ulaşmış olsun. Namaz ve oruç ibadetinde de durum aynıdır.

Fıtri açıdan, beşeri bir yaratık olan her bir insanda fesatlık duygusu söz konusudur. Bu duygunun sıfırlanması ahlaki eğitimle olur. Bunu sağlamak için de en etkin güç ibadetlerdir. Sağlıklı ve usule uygun, samimiyetle yapılan tüm ibadetler fesatlık dulgularını ortadan kaldırır ve hesaplı hareket etmenin yollarını öğretir.

Müslüman fesatlık yapamaz ama hesaplı hareket etmek zorurdadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR