ESKİYE RAĞBET OLSA...

ESKİYE RAĞBET OLSA BİT PAZARINA NUR YAĞARDI                     

            İnsan geriye dönüp, baktığında kahrolduğu en önemli şey kandırılmasıdır. Kekşe bu kandırma Vatan, Millet, Dava adına olmamış olsaydı da insan sömürülen duygularına üzülmese. Lise yıllarından itibaren otuz yıla yakın bir süre Erbakan Hoca"nın Milli Görüş çizgisinde mücadele ettik, bu mücadele çile, ekonomik kayıp ve tüm dünya nimetlerinden uzak kalmayı gerektiriyordu. Bazen büyüklerimiz bu mücadelemizi küçümsediklerinde onlara o kadar içerleniyorduk ki adeta onlara kafir gözü ile bakıp, Davadan, İslam"dan bi haber insanlar olarak görüyorduk onları. Hatta AK Parti kurulduğu zaman acaba yanlış mı yaptılar diye içimizden geçirip, partiye üye olmakta tereddüt ediyorduk. Üye olup, görev aldıktan sonra dahi o cenahtan gelen talepleri hiçbir zaman geriye çevirmiyor, tam aksine kendi partimizden gelen taleplerden daha önce yerine getiriyorduk. Bu bizim aldığımız teşkilat kültürünün gereği idi.

            R. Tayyip Erdoğan Erbakan Hoca"nın Rahlei tedrisinden geçerken Hoca"nın yaptığı hataları çok iyi tespit etmiş, kendisi bu hataları hiçbir zaman yapmamak için gereken hassasiyeti göstermiştir. Sekiz yıllık AK Parti iktidarında Erbakan Hoca"nın hayatı boyunca yapmak isteyip de telaffuz dahi edemediklerini yapmış, adeta Devrim niteliğinde atılımları hayata geçirmiştir. Aslında  konumuz bu değil, ancak sinirimden  öfkeme hakim olamadığımdan biraz farklı konulara girip, sinirimi yatıştırmaya çalışıyorum. Şayet bunu yapmamış olsam emin olun ki çok ağır şeyler yazıp, birilerini inciteceğimden korkuyorum. Bir insan bu kadar egoist, bu kadar bağnaz, bu kadar tutucu, bu kadar aile fertlerinin emrinde nasıl olur diye feryat ediyorum. Milli Nizam Partisi kurulurken o günün akil insanları bir araya gelmiş ve ülkede böyle bir partiye ihtiyaç olduğuna karar vermişler, başına da Prof. Dr. Necmeddin Erbakan"ı getirmişlerdir. Partinin kuruluşunda Akil insanlara hürmette kusur etmeyen Hoca daha sonra bizzat kendisine biat almaya başlamış, kimseyi tanımaz hale gelmişti. Bu olup, bitenleri çok önemsemeyen taban hareketi her türlü fedakarlığı yaparak, davaya hizmet etmiştir. Siyasi hareket önce Milli Nizam Partisi"nin kapanmasıyla akamete uğramış, ardından 1980 ihtilalinde MSP"nin kapatılmasıyla sıkıntı devam etmiş, bilahare Refah Partisi ve Fazilet Partisi de aynı akıbeti yaşamak zorunda kalmıştır. Bu yaşananlarda Hoca"nın çok fazla kabahati olmayabilir, ancak kayıp trilyon davası ve partiye yapılan Hazine yardımlarının Hoca tarafından kullanılması hiçbir şekilde izah edilemez. Hoca"nın yirmi milyon dolar ödeyerek satın aldığı meşhur bir gömlek fabrikası konusunda  Milli Görüşçüler ikiye ayrılmış, bu konuda hayli tartışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Efendim neymiş Hoca ulu emirmiş, partinin her şeyine el koyabilirmiş, lafa bak, beriye gel. Erbakan Hoca"nın bu ülkeye ve bilhassa İslami gençliğe hayli hizmeti olmuş bir lider olduğunu hiç ama hiç kimse inkar edemez, ancak her şeyin bir devri, bir süresi olduğu gibi, Parti Genel Başkanlığının da bir devri, bir süresi olmalıdır. Dün Hoca"nın Genel Başkan seçildikten sonra yaptığı konuşmayı dinledim, gerçekten üzüldüm, adamcağız kürsüye özel asansörle getirildi, ayakta durmakta güçlük çekiyor, hem Hoca"ya, hem partiye bu zulmü yapmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. Buradaki sıkıntının kaynağı Hoca"nın ailesi ve yakınında bulunan ihtiyarlar heyetidir. Kendimi bildim bileli bu davada Oğuzhan Asiltürkler, Şevket Kazanlar, Ahmet Tekdal"lar, Rıza Ulucaklar var,  insan Allah"tan korkar ve der ki çekilelim de biraz da gençler görev alsın, ama ne gezer bunları Cenabı Hak Ümmeti yönetsinler diye yaratmış, onlar ölmedikçe başkalarına hayat hakkı yok. Bu insanların referansları İslam ise bilmeleri gerekir ki Risalet kan bağı ile değil, nübüvvet bağı iledir. Şayet demokrasiye inanmayıp, imparatorluğa özeniyorlarsa o zaman da bilsinler ki o dönem biteli asırlar oldu, yani sizin anlayacağınız eskiye rağbet olsa bir pazarına nur yağardı.

            Seksen dört yaşındaki bir insanın elli yıla yakın süre mücadelesi olmuş, ancak ahır ömründe çok kötü bir sınav vermişse, yapacak tek şey her namazın sonunda yaptığımız duayı tekrarlamaktır. Peki dua ne idi diye sual edecek olur iseniz;  "Allahummu İnna neselüke Temamen nime" diye başladığımız duada Rabbimizden Hüsnü Hatime yani iyi bir son talep ediyoruz. Erbakan Hocayı seven insanlar bu duayı çok, ama çok tekrarlamalıdırlar, zira Hoca"nın gidişatı pek hayra alamet değil. Fatih Erbakan askere gidinceye kadar Hoca emanetçi olarak partinin başında duracak, Fatih Erbakan askerden gelince partinin başına geçecek. Merhum Alparslan Türkeş öldüğünde Tuğrul Türkeş de aynı şeyi denedi ama olmadı. Zira toplum mühendisliği siyasette geçerli olmuyor, insanlar her şeyi yapıyorlar ancak akıllarını kiraya vermiyorlar, verenler olsa da zamanla akılları başlarına geliyor. Yüce Rabbimden nefsimize yenilmememizi dileyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla

           

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR