Ahmet Ufuk Erkan

Ahmet Ufuk Erkan

DOST DEDİĞİN

DOST  DEDİĞİN


Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile seni sevmeli.
Sarılınacak biri olmadığın zamanlarda bile sana sarılmalı.
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.
Bütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeli.
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli.
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmalı.
Sevinci çarpmalı,
Üzüntüyü bölmeli,
Geçmişi çıkarmalı,
Yarını toplamalı,
Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı.
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı.
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı.

Hz. Mevlânâ


  Nette buldum bu şiiri. Eğer bir azizlik yoksa, Mevlânâ'ya ait görünüyor. Öyle olmalı; çünkü ancak O özetler böyle mahâretle. Ve üzerine ne ilâve edilebilir ki? Yazmak böyle işte bazen: bir noktayı büyütmek.

  Muhasebemizi yaptığımızda, ne çıkar acaba karşımıza? Ya da bu târife göre, kaç kişi kalır elimizde? Ya kendimiz ne kadar kalırız; nerde kalırız?

  Gözümüz yaşardığında kim ağlar bizimle; hatta belki bizim yerimize… Parmağımız kesilse, hangi parmak kanar? Karma karışık oluruz hani; kim toparlar parçalarımızı? Musallâda gördüğünüzde bir dostu, sizi nerelere gömerler; hangi toprak kabul eder sizi? Sızınızı da onunla yolcu edemezsiniz. Kalp kabristanında kaç dost vardır can yakan acısıyla?

  Bir İstanbul gezisinde, Galata Köprüsü'nün altında nargile tüttürürken,  hayat sorgulattı kendini. Aklıma gelenleri, kadim bir dosta yolladım telefonla: “Muhasebemi yapıyorum, yekun tutmuyor”. Cevap gecikmedi: “Kafanı takma, açığı kapatırız, fazlayı bölüşürüz…” Üzerimden sıkıntı bulutunun kalktığını hatırlıyorum o anda. Sırtımı sağlamda hissettiğimi hatırlıyorum.

  Ömrünüzün hasadı gibi, özeti gibi dostluklar vardır. İsmi isminizle anılır; isminiz ismiyle anılır. Hayatımızda bunların sayısı ne kadar? Kaç dostunuzun bebeği omzunuzda uyumuştur? Öz amcası gibi olduğunuz kaç bebek kocaman olmuştur şimdi?

  En güzel düşmanlar da dostlardan çıkar. Adeta kendi elinizle vermişsinizdir silahı eline. Yumuşak karnınızı ezberlemiştir. Bilir nerden yara alacağınızı; hayat teknenizin neresinden su alacağını bilir; oraya vurur hırsla. Eskide kalmış sevgisinin şekil değiştirmiş yoğunluğuyla, hırsla… Hırsı sizi de hırsa boğar; sevginiz kadar şiddetli…

  Hâlâ dostum olanlar da şimdi düşmanım olan dostlarım da iyi ki varlar. Onlar, beni nasıl târif ederlerse, kendilerini târif ederler aslında. Hayatıma katkı yaparlarken, kendilerine katkı yapmış gibi olurlar farkında olmadan. Hayat teknemi batırmaya çalışan, bilemez, birlikte boylarız suyu… Darağacıma tekme atarken, acımı hisseder ayağında. Kırdığınız kalpler, size kırıklarla döner…

  Fakat bir dosttan düşman çıkardığınızda, balta inen ağacın, “sapı benden” diye ağlamasına benzer bir hâl yaşarsınız. Darbeler yıkmaz sizi yere de “el”in sizden olması yıkar…

  İyi ki varlar; yoksa nasıl tanırlar bizi. Onlar aynamızdır, târifimizdir, tarihimizdir… Nefrete dönüşürse içimizde sevgileri, hatta yaşamaya sebeptir.

İneğe, börtü böceğe iman edilen dünyada, dostuna katlanamıyorsan, kalbini kontrol et... Bu söz de benden,olmasa da bir üstad sözü kadar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Ufuk Erkan Arşivi
SON YAZILAR