İnsanoğlu hangi makamda ve mevkide olursa olsun bazı zaaflarına yenik düşebiliyor, para, kadın, zevki sefa ve işret alemleri insanların en büyük zaafları ve hüsranla biten beşeri münasebetleri olmuştur. Allahu Teâlâ’nın Kuranı Kerimdeki “İyiler iyilerle, kötüler kötülerle evlenir” mealindeki Ayeti celilesi beşeri münasebetler ve sosyal hayatta kimlerle oturup kalkmamız gerektiğinin açık ve net ölçüdür. İnsanoğlu kendi geleceğini oluşturacak aile yuvasını kurarken temiz insanlarla kurmak zorunda olduğu gibi beşeri münasebetlerini de temiz insanlarla yapmak zorunda olduğu bir gerçek. Arkadaş seçerken en çok dikkat ettiğim konu karakteri ve kişiliğidir, inancı, dili, ırkı ne olursa olsun düzgün insanlarla arkadaşlık yapmaya çalışırım. Adamın makam ve mevkii şuymuş, buymuş beni hiç ilgilendirmez, beni ilgilendiren en önemli noktası düzgün insan oluşudur. Düzgünlük nasıl olur derseniz hırsız, arsız olmasın, yalan konuşmasın, Devleti soymasın bana yeter. 
   Gelelim mevzumuza değer verdiğimiz, düzgün bildiğimiz insanların ciğeri beş para etmeyen insanların ellerinden ödül almaları, hırsızlıktan sabıkalı insanlarla beraber olmaktan kaçınmamaları, çete vari insanlarla dolaşmaları onlar adına üzücü bir durum. İnsanlar etkili ve yetkili makamlarda oturunca her şey sonuna kadar böyle gidecek zannettikleri gibi Devletin yaptıklarının farkında olmadığını da zannetmekteler. Size geçenlerde şahit olduğum çok enteresan bir şey anlatacağım, bundan yirmi yıl önce iktidar partisinin il Başkanı olan benim de sevdiğim bir ağabeyimiz aynı zamanda kamu ihaleleri alıp müteahhitlik yapmaktaydı. Yaptığı bir işten hakkedişinden fazla para almış, parayı ödeyenler o gün itiraz etseler dahi üzerlerindeki siyasi baskı nedeniyle ya imzalamak ya da görevden alınmakla baş başa kalmış olacaklar ki evrakı imzalayıp, ödemeyi yapmışlar. Aradan yirmi yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen Müfettişler bu olayı bulup önce Müteahhitten alınmasını talep etmişler ama Müteahhit hem rahmetli olmuş, hem de iflas edince o evraklara imza atanlara zimmet çıkarılmış, para onlardan tahsil cihetine gidilmiş. Şimdi bu olaya üzülmek mi lazım yoksa yapmasalar mı demek lazım, ben hem üzüldüm hem de keşke o evraka imza atmasalardı dedim.
   İnsanların bugünkü durumlarına bakıp, gerek siyaseten gerekse ekonomik bakımdan güçlü olmaları nedeniyle onların olur, olmaz isteklerini yerine getirmek veya onlarla poz vermekten zevk alıp kendilerini topluma güçlü göstermeye çalışmak ileride çok üzücü sonuçlar doğuracak durumlarla karşılaşmaya neden olabilir. Bırakınız kendinizi, kendinizden sonra gelecek aile efradınızın ve torunlarınızın dahi kötü anılmasına neden olabileceğinizi unutmayınız. Günübirlik hevesler, popüler veya zengin insanlarla beraber olma hevesi kimseyi aldatmasın, unutmayın ki Devlet her zaman on sekiz yaşında ve asla hiçbir şeyi unutmaz. Bugün size dost görünenler yarın düşman olabilir, insanların menfaatlerine ters düşecek iş yaptığınızda ne kadar dost olursanız olun anında size düşman kesileceklerini unutmayın. Öyle her meclise girip insanlarla samimi olmayı Halkın içerisindeymiş gibi sanarak kendinizi sıkıntıya sokmayın. 
 Daha da önemlisi hangi işi yaparsa yapsınlar çetelerden mafyalardan, hırsızlardan uzak durun, bunları bu şehirde benim kadar tanıyan olmaz, görünen tarafları ne kadar tatlıysa görünmeyen ve bilinmeyen tarafları o kadar zehir ve acıdır. Bunlar adeta kan emicidirler, işleri güçleri üç kuruşluk menfaatleri için toplumu zehirlemek, nice insanın hayatını karartan bu ahlak fukaralarından Allah rızası için uzak durun. Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır, üstadımın dediği gibi lafın tamamı deliye denir, benden bu kadar kalın sağlıcakla...