Davos, bizim temel taşımız oldu

İşte “Une Minute”… Her şey onunla başladı ve bitecek inşallah…  Türk"ün onurunu, vakarını ve Osmanlının torunu olduğunu artık bu ses dünyaya duyuracak.

"Kararlılık felsefesine sahibiz. Bu omurgası olan bir dış politika"… dedi Başbakan…

Bugünkü sohbetimiz Sayın Başbakanımızı İspanya ziyaretinde el-Pais Gazetesine verdiği mülakatta: “Türkiye, Ortadoğu'da halen kilit bir rol üstlenebilir” dedi. Ardından: "Hislerimi çok sert bir kelimeyle ifade etmek istemiyorum ama bize karşı samimi bir tavır göstermediler" sözleriyle İsrail"in esas kimliğini açıklamış oldu.

Erdoğan"ın İsrail ile dost gibi davranarak iyi niyet gösterisinde bulunması, elbette Türkiye"nin çıkarına idi ve insansız keşif uçağını satın alabilmek içindi. Edinilen bilgilere göre, Türkiye, Heron tipi uçaklara kendi ürettiği kameralarını yerleştirmek istiyor. Bu kameraların İsrail üretimi olanlara göre daha ağır olması sebebiyle, montajda sorunlar yaşanıyor. Bu yüzden de teslimat gecikiyor.

Yetkililer, 8 uçağın teslimatının Suriye ile yapılan tatbikatın, İsrail'de rahatsızlık yaratmasına bağlanmaması gerektiğini söylüyor.

Her ne olursa olsun, Gazze"ye devlet terörü uygulayan İsrail; tıpkı Ergenekon ve Balyoz sanıklarının terör suçlamasını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Ama Tayyip Erdoğan"ın çok bilinçli ve sabırlı istihbarat koordinasyonunun ürünü olarak ve özel yetkili savcıları da yerleştirmesinin ardından Türkiye"yi Yâ Sîn Sûresindeki Karye Ashabı olmaktan kurtarma kararlılığına hayranım.

Benim için önemli olan bir Kur"an nesline ulaşmaktır. Yâsîn Sûresinin ana konusunu okumam ve bugünkü Ergenekoncuların, Balyozcuların, Erzincan"dakilerin… elinde inim inim inletilen ülkemi, Allah"ın cc iki Resûlüne ve yetmeyince üçüncü resulle takviye edilmesine ilişkin filmini yaşamamdır.

İsrail Başbakanı Netanyahu ile telefonda bile görüşme yapmamış. Kendisini basından tanıyor. Peres ve Ehud Barak ile birçok kez görüşmüş. İsrail yönetiminden diyaloğu devam ettirdiği kişiler bunlarmış. 

Karye Ashabını silmekle Türkiye'nin dış politikasında kayma veya bir tarafa yakınlaşma olduğu iddialarını, daha doğrusu Osmanlının haşmetine yeniden ulaşma ve Müslüman bir uygarlığının hayalini yaşatmasını Erdoğan şöyle dillendirdi:

"Türkiye, başka ülkelere hakaret etme veya onlardan uzaklaşma lüksüne sahip değil. Asla, Batı'ya yaklaşmak için Doğu'dan uzaklaşmadık, ya da tersi olmadı. Normalleşen bir dış politikamız var. Nehir yatağında akar diye bir deyimimiz var ve dış politikada nehir şimdi yatağında bulunuyor" dedi.

İran, tarih boyunca Türkiye"nin ve Türklerin asla sadık dostu olmamıştır, ama Müslüman"dır.  Mısır da öyledir. İran Pers uygarlığı olarak, Selçuklu ve Osmanlı döneminde Türklerin yönetimi altında rahat olmamış ve kendi benlilerini asla yitirmemişlerdir.

Başbakan Erdoğan, İran'ın nükleer enerji programıyla ilgili olarak da:

"Bana söylediklerine inanmak durumundayım ama yarın ne olur bilmem. İran ile çok önemli ilişkilerimiz var. Bize en çok gaz satan ikinci ülke... Stratejik ilişkilerimiz var. Sorunu diplomatik yollardan çözmemiz gerekir. Kimse müzakere masasından kalkmamalı. Sonuna kadar diplomasi" diye konuştu.  

Türkiye'nin AB üyeliği sürecini baltalayan ve Avrupa"nın ipini ellerinde tutan Almanya ve Fransa"nın tutumu için de:

"AB, bizden istediklerini hiçbir ülkeden talep etmedi" dedi.

Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy'nin tutumlarını:

"Bu, Türk halkının Almanya ve Fransa ile ilgili olumlu düşüncelerini olumsuza çeviren bir durum. Avrupa'da 5 milyon Türk vatandaşı var. Gayriresmi olarak AB'ye girmiş durumdayız. Fransa ve Almanya'nın bize yaptıkları doğru değildir, maçın ortasında kuralları değiştirmektir"

Türk toplumunun, "Müslüman ancak laik ve demokratik" olduğunu vurgulayan Erdoğan, bir başka soru üzerine de, "Entegrasyonu müzakere etmekte hiçbir sorunumuz olmayacak. Ama konuştuğumuz Hıristiyan milleti içinde erimemizi istemeleri ise sorun olacaktır. O zaman tavrımız farklı olacaktır" dedi.

Biz Türk"üz ve Malazgirt Meydan Zaferinden beri bin yıldan fazla bir zamandır bayraktarlığını yaptığımız İslam birliğinin bekçisiyiz ve bekçisi olacağız. Yâ Sîn Sûresinin başlığı olan Karye Ashabını Türkiye"nin kaderi olmasını sileceğiz. Ben şahsen kimsenin ela gözüne ve karakaşına sevdalı değilim. Eğer Başbakanımızdan özgüyle söz ediyorsam Kur"andaki gerçekleri gün ışığına çıkarmasına hayran kaldığım içindir. Siyasi bir kişi olmak asla beklentimiz değildir. Ancak Başbakan"a benim anladığım Kur"an tefsirini anlatan danışman olmak ve onun ataklarının tamamen Kur"anı yorumlayan Resûl özelliğini taşıdığını kendilerine anlatmak hayallerimde tütmektedir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR