Büyükşehir Belediyesinde Ahbap Çavuş İlişkileri ile Tezgah Şahane...

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDE AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİLERİ İLE TEZGÂH ŞAHANE GERİSİ BAHANE

    Bu gün dün yazmaya başladığımız seri yazı dizisinin devamını yazacaktım. Ancak aldığım bazı bilgiler ve duyumlar nedeni ile bu günkü yazıyı yazma gereği duydum. Ara verdiğimiz yazı dizilerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Burada öncelikli olarak üzerinde duracağımız konu, Devlet yönetiminde uygulanması gereken yasalar, yönetmelikler ve etik kuralların hiçe sayılıp, birilerinin Derebeylik gibi yönettiği Belediye"de yapılan yanlış uygulamalardır.

İsterseniz olaya personel rejiminde uyguladıkları ahbap, çavuş ilişkilerinden başlayalım. Gerek 5393 sayılı Belediyeler Yasası"nda, gerek 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasasında, gerekse daha sonra ilave edilen ek yasalarda da belirtildiği gibi; Belediyeler ellerinde bulundurdukları norm kadrolardaki münhal kadroları doldurmak kaydı ile personel açığını giderirler. Amir hükümlerine rağmen, bizim Büyükşehir yöneticileri bu kadroları özellikle boş tutup, münhal kadrolara şirket işçisi veya emekli memurlardan oluşan imza yetkisi olmayan kişiler üzerinden yürütmektedirler. Bunun nedeni ise; 657 sayılı yasaya tabi devlet memuru önüne gelen her evraka imza atmaz, bilir ki her attığı imzanın bir hesap vermesi vardır. İşte o yüzden bizim zatı muhteremler, işlerini şirket işçileri veya emekli memurları çalıştırdıkları özel statülü şirket üzerinden görmektedirler. Satın alma işlerini kağıt üzerinden Mehmet Eş yürütüyor gözükse bile, yeni işe aldıkları İbrahim Akdoğan sırf bu tezgahları yürütmek için işe alınmış durumda. Belediyenin en önemli birimleri, tamamen bu türden personelin tekelinde. İki yıl önce geçirdiğimiz A Takımı operasyonunda, Cumhuriyet Savcılığının üzerinde en çok durduğu konulardan birisi olan “İhalesiz, doğrudan temin” dediğimiz 22/d ile alınanlardı. İlgili yasada der ki; “Her Daire Başkanlığı"nın Bütçesi"nin hizmet alımı ile ilgili oranı hizmet alımı bütçesinin(Tüm bütçesinin değil) yüzde onunu geçemez.” Bizimkiler bu oranların neresinde olduklarını bilemiyorum. Ancak bildiklerimi sıkı durun tek tek açıklayayım da, Cumhuriyet savcıları da işin gereğini yapsın. Büyükşehir Belediyesi"ne direk mal vermek istemeyen Uğur Hacıkerimoğlu Hüseyin Cebeci"nin Amisos Yapı"sına Polisan bayiiliği vererek Büyükşehir Belediyesi"nin tüm alımlarının yüzde doksanını onun üzerinden vermektedir. Ayrıca diğer kamu kurumlarındaki tüm Boya malzemeleri yine bu şirket üzerinden verilip, Uğur hacıkerimoğlu işin içerisinde değilmiş gibi gösterilmektedir. Uğur Hacıkerimoğlu Ak Parti"de ikinci adam, Hüseyin Cebeci eski yönetim kurulu üyesi. Yeni listenin yedeğinde, bu olay direk suçtur.  Savcılık gereğini yapacağına inanıyorum.

Gelelim bir başka konuya. Malumunuz, Balıkçı Fevzi bu şehirde bir markadır. Bunda hepimiz hemfikiriz.  Ayrıca Fevzi ağabey, benimde sevdiğim ve mesleğine saygı duyduğum biridir. Büyükşehir Belediyesi Fevzi ağabinin yerini yıkarak, orayı tahliye etmek istiyor. Batı Park" da balıkçı Fevzi"ye verilmek üzere lüks bir restaurant yapılıyor. Ancak bunu istedikleri gibi Fevzi ağabiye veremeyeceklerini anlayınca, gayet güzel bir formül buluyorlar. Binaya yaptıkları masrafı 325.000 TL olarak belirleyip, bu parayı on yılda ödemek kaydıyla, binayı İmar İnşaat Ltd. Şti" ne verecekler, ardından İmar İnşaat şirketi de aynı şartlarda binayı Balıkçı Fevzi"ye devredecek. Böylece Fevzi ağabey, elini cebine koymadan ayda 2.500TL kira ödeyerek binaya sahip olacak. Aynı şartlarda belediyenin kiracısı olup, yerlerinden çıkarılan yüzlerce kişi ise bırakın kendilerine bina yapmayı, yer dahi gösterilmeden yerleri yıkılmış, birçoğu evine ekmek getiremeyecek duruma düşmüştür. Bu yapılan düpedüz ihaleye fesat karıştırmaktır. Yaptıkları an önce ben mahkemeye vereceğimi unutmasınlar.

Sıkı durun şimdi daha önemli ve çok taze bir uygulamalarından bahsedeceğim; Malumunuz Hafif Raylı sistem ihalesinde en önemli kalemlerden birisi de hafriyat ve nakliyesidir. İhale şartnamesinde yapılan kazılardan çıkacak hafriyatın Yılanlı dereye taşınması yazılmakta. Ayrıca, bu hafriyatın Yılanlı Dere"ye taşınması ile ilgili Müteahhit firma bir ihale yapıyor. Ancak ihaleye giren firmalar yerin uzaklığı nedeni ile yüksek fiyat verip, işi aşlamıyorlar. Bunun üzerine Müteahhit firma işe pratik biz çözüm üretip, idareye sunuyor. Yapılan hafriyatlar,  Atakum" daki Emniyet Binalarının arkasına denk gelen kısma yeni bir dolgu alanı ihdas edilip, hafriyatın bu alana dökülmesi, karşılığında Belediye başkanı ve genel Sekretere iki adat jeep alınması teklifini sunuyorlar. İki tane Jeep"i gören idare, olaya balıklama dalıyor ve derhal bahsedilen yere dolgu alanı sahası açılıyor. Bu alana sadece ve sadece Hafif Raylı İnşaatı"nın Müteahhitlerinin kamyonlarının girebilmesi için, Belediye Zabıtalar"ı görevlendiriliyor. Başka birileri buraya dökmek isterse cezayı yiyorlar, ama hafif raylının müteahhidi girerse problem yok. Bu nakliye farkından müteahhit 3.5 Milyon(Eski para ile trilyon) karşılığında, Belediye"ye iki tane Jeep bağışlayıp, işi hallediveriyor.

Yazdığım yazılara yorum yapıp, “Y.Ziya Yılmaz"ın Samsun"un çehresini değiştirdi” diyen yorumcu arkadaşlara soruyorum? Çocuklarımızın gelecek elli yılının belediye gelirlerini heba ederek; ona buna peşkeş çekerek, sadece ve sadece ahbap, çavuş ilişkileri ile belediyeyi idare edip, en ufak eleştiriye tahammül edemediğinden, Belediye"ye Denge gazetesini sokma tahammülünü bile gösteremeyen, dayısının oğlu, oğlunun oğlu, köylüsü, akrabası İbrahim Akdoğan, akrabası Refik Dişli, yürüyüş arkadaşı kaportacı Hamdi"nin kardeşi, eşinin akrabası bilmem kim (adını vermek istemiyorum) Belediye"de neden çalışır? Onların yaptıkları işleri yapacak başka kimseler yok mu bu şehirde? Kayınbiraderi Sacit"in Mimoza evleri"nin önündeki yoldan tutun da, arsalarına yapılan imar plan tadilatlarındaki yanlışlıklara varıncaya kadar her şeyi yapmış bir adam, bu şehirde hala daha birileri tarafından korunmaya alınıyor ise heyhat, pes doğrusu! Benim şehrime, vatandaşımın parasına, bizden sonraki nesillere yazık, günah değil mi? Birileri bu gidişe dur demeyecekse ülkenin vay haline. Bu Belediye kamu idaresi olmaktan çıkmış, ahbap çavuş ilişkileri ile idare edilen çiftlik haline gelmiş, bir yandan parti içerisindeki yandaşlara peşkeş çekiliyor, diğer yandan akraba, ırkdaş,köylü muhabbetleriyle malı götürmenin hesabı yapılıyor.Ben bildiklerimi söylemeye devam edeceğim. Yazdıklarımı ihbar kabul edip, gereğini yapması gerekenler, gereğini yapacağı kanaatindeyim. Kalın sağlıcakla                       

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR