BUNLAR MI ATATÜRKÇÜ?

Bazı okurlarımdan gelen eleştirileri dikkate alarak yazılarımda biraz farklı bir değişikliğe gitmek istiyorum. Nasıl bir değişiklik derseniz, aynı konuda uzun yazmak yerine ya birkaç konuda kısa kısa yazacağım veya tek konu yazacaksam biraz daha kısaltma cihetine gitmeyi düşünüyorum. Allah için doğruyu söylemek gerekirse bu kadar uzun yazıyı bu kadar çok insanın okuması gerçekten başarılması güç bir iş ama tam 11 yıldır ben bıkmadan yazıyorum. Siz kıymetli okurlarım da bıkmadan okuyorsunuz. Bu değişikliğe bir bakın, hoşunuza giderse böyle devam edelim. Yok, eski tarz iyiydi derseniz eski tarzımızda devam edelim.

BUNLAR MI ATATÜRKÇÜ?

30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle okunan hutbelerde Atatürk’ün adı zikredilmediği için bazıları feryad-ü figan ediyor. Ben seksen ihtilâlinde imamlık yapmış birisi olarak Kenan Evren dahi imamlara hutbede Atatürk’ün adını okutmadığını buradan ifade ettikten sonra özellikle şehrimizde bu konuyla ilgili sosyal medya hesaplarından Diyanet’e veryansın eden iki eski Belediye Başkanından birisi Başkanlık yaptığı dönemde yaşlı bir kadının deniz kenarındaki evini dağ başına taşıdığı için yaşlı kadının: “Bu Başkan beni nasıl evsiz bıraktıysa Allah da onu  evsiz bıraksın”  bedduasını almış ve şu anda oturduğu evi dahi satmak zorunda kalıp bürosunun üst katında kanepede yatmak zorunda kalan bu adamın Atatürkçülük yapmasına ne denir siz karar verin. Atatürk bunları görseydi eminim huzurundan kovardı. Bir ikincisi ise yine başkanlığı döneminde Hazineye ait imarsız belediye hizmet alanı, okul istimlak alanları olan arsaları satın alıp imara açan veya hâlâ daha açmaya uğraşan ve arkasında çetelerin olduğu gazatalarda yazılar yazan, cumadan cumaya Camiye zar zor giden adamın Atatürkçü olmalarına gülüp geçmekten başka bir şey yapmaya gerek görmüyorum. Atatürk’ün adını kullanıp her türlü sahtekârlığı yapan bu ahlak fukaralarının yüzüne tükürmekten başka ne yapmak lazım siz takdir edin.

SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRÜ ARADI

Son yazdığımız yazıda bahsettiğimiz Fahrettin Ulusoy’un gönderdiği yazıyla ilgili hemşerimiz Sivil Havacılık Genel Müdürü Bahri Kesici Bey aradı ve Samsun Havaalanının serbest bir Havaalanı olduğunu, isteyen ülkeden uçak seferlerinin yapılmasının mümkün olduğunu, konunun kendisine intikal etmediğini, ancak yazıdan sonra konunun muhataplarını arayıp gereğini yapacağını söyledi. Sayın Genel Müdüre hassasiyeti için çok teşekkür ediyorum. Bahri Bey bu şehrin yetiştirdiği önemli değerlerden birisi, siyasette de beraber olduk. Kendisi sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşımız. Umarım bu konuda gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra olay çözülür.

VEZİR HAZRETLERİ LÂDİK’İ FETHE GİTMİŞ

Daha önce de bahsettiğim ve gazetemizde manşet olan Cumartesi Kahvaltı Grubu, yazımızdan sonra 15-20 kişilik bir azalmayla yeniden toplanmış. Organizatörler; hoterine kurban olduğum Tevfik ağabeyle Temel Uzlu ve Vezirin finosu. Arkadaşlar bu kez Lâdik’te yazlık evler yapmaya talip olmuşlar. Samsun’u fethettiler, sıra Lâdik’e geldi. Ekip Vezir Hazretlerinin mason zihniyetli ekibi. Yandan çarklı olarak eski bürokratlarını almış yanına, sayı çok görünsün diye yapmış bu operasyonu. Zira bizim haberlerden sonra olayın arka planını kavrayan yirminin üzerinde arkadaş toplantılara katılmama kararı almış ki doğruyu yapmışlar. Ekip o kadar başarılı bir ekip ki anlatamam, örneğin içlerinde Lâdikli olan buzdolapçı var. Adam çalışmış, çırpınmış, parayı bulmuş ama Lâdik’e bugüne kadar en ufak bir katkısı olmamış bir arkadaş. Şimdi mason zihniyetli arkadaşlarıyla Lâdik’e yazlık yapıp Lâdik’i âbâd edecekler, ne mutlu Lâdiklilere…

SEL FELAKETİYLE İLGİLİ YAPILAN TEZVİRAT

Tabii felaketler Allah’ın insanlara verdiği imtihanlardır. Bu felaketler önlem alınmak suretiyle belli noktalara kadar aşılabilir ancak Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi tabii felaketlerle baş etmek mümkün olmamıştır. Eleştiri yapanlara bakıyorum adamların dertleri Termeliler, Salıpazarlılar veya diğer mağdurlar değil. Adamların tek dertleri var, Belediye Başkanlarından alamadıkları paraları bu felaket nedeniyle eleştirerek almaya çalışmak. Bunun dışında en ufak bir endişeleri varsa ben bu işi hiç bilmiyorum. Keşke iyi niyetli olsalar da çözüm odaklı eleştiriler yapsalar. Gerek DSİ gerekse Büyükşehir Belediyesi’nin bugün oralarda yapabileceği çok fazla bir şey yok. Yirmi yıldan beri bu şehri yöneten Vezir Hazretleri hiç utanmadan oralara gidip boy gösterebiliyorsa ona da diyecek bir şey bulamıyorum. Demek ki adamın yüzü buna müsait, ne diyeyim... Bugünlük de bu kadar, kısa kısa dört konuya değindim umarım bu stili beğenirsiniz diyerek sözlerine son veriyorum, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR