Bugün denize girmek istiyordum ancak...

Yoğun geçen hafta içi mesaisi ardından, bugünkü programım denize girmekti, ancak iki nedenle denize girmekten vazgeçtim.

Birinci neden paparazziler! Çok ünlü bir sanatçı! olduğumdan denize giderken ne giydiğimden tutun da yanımda kimlerin olduğu; geçtiğim yollar, bir yerde ne kadar kaldığım, denizde nasıl yüzdüğüm, üzerime sürdüğüm güneş yağının markası... Tüm bunların, bazı meslektaşlarımın köşesinde gündem  konusu olacağını bildiğimden, ben de korkumdan! vazgeçtim denize girmekten.

Şimdi nereden çıktı bu deniz işi demeyin. Sabırlı olun, izah edeyim:

Bu yıl, onuncu yılımı doldurduğum yazlığımda denize girme fırsatını nadiren bulabilmişimdir. Yazlığımla denizin arası takriben 150 metre. Denizle arasında sadece bir site var. Denize girmek için evden şortumu  giyer, üst tarafıma da havlumu örter site sakini ailelere olan saygımdan, site içerisinden denize o şekilde geçerek giderim.

Bundan üç yıl önce, ufak bir tatsızlık yaşayıp daha sonra çözdüğümüz bu denize gidiş dönüş serüvenini sağ olsun bir köşe yazarımız almış, köşesinde ballandıra ballandıra öyle anlatmış ki, sormayın gitsin!..

Okur-yazar olmayan yaşlı ninenin arzuhalciye gidip, "Evladım, komşumdan şikayetçiyim, mahkemeye vereceğim onu; bana bir istida (dilekçe) yazar mısın?" deyip arzuhalcinin, "Tamam yazayım, ama ucuzu var, pahalısı var. Hangisinden yazayım?" diye sormuş. Nine de, "Evladım, hangisi iyiyse ondan yaz." demiş.

Arzuhalci parayı almak için bir güzel döşeniyor aslı astarı olmayan şeyleri. Dilekçe bitince kadıncağız, "Evladım, oku da bir dinleyeyim." deyince arzuhalci dilekçeyi okur ve kadın, duyduklarına inanamayıp, "Vay vicdansız!.. Bana neler yapmış da haberim yok!" demesi gibi ben de neler neler yapmışım da haberim yok.

Vay efendim, ben giyinmişim "Ropdöşambır"ımı" (kültürüm, o arkadaşınki gibi buralara yetmediği için! ne olduğunu da sayesinde öğrendim) gitmişim siteye. Site görevlisi geçemezsin buradan demiş, ben de bunun hesabını sorarım size demişim. Ardından trafiğe kapalı olan bu yolu, trafiğe açtırmışım. Daha neler de neler...

Trafiğe kapalı yolun trafiğe açıldığı doğru. Bunun dışındakilerin tamamı, hilafı hakikat. Yolun açılma nedenini de, gelip bana sorsa idi doğrusunu anlatır; bu takvalı, namazlıktan başı kalkmayan arkadaşa gerçekleri anlatır, günaha girmemesini temin ederdim.

Adam o kadar Müslüman ki, denizde boğulan çocuklar için Peygamber Efendimizin önce tedbir alıp sonra Allah'a tevekkül edilmesi yönündeki Hadis-i Şerifi'ni hatırlatıp, yaşantımızda İslam'ın emirlerini uygulamadığımız için bu işlerin başımıza geldiğini ima ediyor. Böyle takva sahibi bir yazarımız olduğundan Allah'a ne kadar şükretsek! azdır.

Gelelim denize giremememin ikinci ve asıl  nedenine:

Hava rüzgarlı, deniz dalgalı... Böyle bir havada denize girmek doğru bir şey değil. Evvelki gün boğulan çocuklarımızın, tamamen sorumsuzluk, ilgisizlik ve tedbirsizlik neticesi boğulduklarını düşünüyorum.

Öyle rüzgarlı bir havada, hangi anne baba çocuğunu denize gönderir?.. Devletin sahip çıktığı bu yavruları, görevliler böyle mi korumalıydı? Kendi çocuklarını o gün denize gönderdiler mi? Allah Resulü, bir Hadis-i Şerif'te "Ben ve yetimi koruyanlar cennette beraberiz." buyurmaktadırlar.

Allah, bu sorumluluğa layık eyleye mutlu hafta sonları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR