Mehmet Ali Coşkuner

Mehmet Ali Coşkuner

BELEDİYELERDE İSTİHDAM POLİTİKASI

Belediyecilik tecrübem 1999 yılında başladı, Özel Kalem Müdürlüğü, Belediye Başkan Danışmanlığı, Belediye Şirket Genel Müdürlüğü, Belediye Spor Başkanlığı görevlerin de bulundum. 2004 yılında siyaset ve belediyecilik konusunda bir kitap yayınladım. Bu kitapta yerel yönetimlerin merkezi yönetime bağlılığını anlattım. Mevcut hükümet yerel yönetimlerin her konuda yıllar içinde önünü açtı. Özellikle istihdam konusunda tamamen yetkiyi yerel yönetime bıraktı. 

Belediyelerin istihkam imkanları tamamen kendi imkanları dahilindedir. Hiçbir kurumdan izin almadan direk personel alımı yapabilirler. Merkezi idare kuruluşlarının bile böyle bir imkanı yoktur. Bir bakanlıkta 657 sayılı Kanunun 4-b ve 4-c kapsamında sözleşmeli personel çalıştırabilmek için Maliye Bakanlığından, Devlet Personel Başkanlığından, bazı hallerde Bakanlar Kurulundan izin almak gerekiyor. Üstelik ücret kadro maaşının üzerinde değil. 

Öte yandan belediyeler için, aynı maddede kolaylaştırıcı bir hüküm getirildi. Mimar, mühendis, avukat ve veteriner kadrosu olmayan ya da kadrosu olduğu halde kadrolu personel çalıştıracak kadar iş hacmi olmayan belediyeler, serbest meslek sahibi bu kişilerle bir sözleşme yaparak, kadro karşılığı maaşın yarısını geçmemek üzere bu hizmetleri alabiliyorlar. 

Daha önce bu imkan sadece avukatlar için geçerliydi. Bu madde 657 sayılı Kanunun 4-b maddesinde düzenlendiği için üç bakanlıktan izin alınıyordu. Aslında izin falan da gerektirmiyordu. Ama bakanlıklar belediyeler üzerinde vesayet yetkisi kullanmaya bayıldıkları için, piyasada çalışan avukatlara bile, yıllarca sözleşmeli personel hükümlerini uygulamaktan çekinmediler. 

İzin işlemleri aylarca sürüyordu, bazen bu bakanlıklardan birisi o küçücük ücrete takıyor, izin çıkmıyordu.  İçişleri, Maliye Bakanlıkları, Devlet Personel Başkanlığı bir kasaba belediyesinin, birkaç yüz lira ve birkaç ayı  geçmeyen sözleşmelerini onaylamak gibi abes işleri yapmaktan çekinmediler. Şimdi hiçbir yerden izin alınmasına gerek yok. Bu imkanları yerinde ve etkin kullanmak lazım.  Getirilen bu imkanlar belediyelerde personel profilini değiştirmiştir. Teknik personelin ve genel idari personel oranında önemli bir artış olmuştur. 

Bu durum, belediyelerin en önemli görevlerinden olan yapılaşmanın denetimi ve alt yapının geliştirilmesine ciddi katkı yapmıştır. Bu anlamda yerel yönetimlerde ciddi bir kapasite artışı gözlenmektedir. Norm kadronun kendisi çok büyük bir imkan belediyeler için. Bazen şu dikkate alınmamış, bu husus yer almamış gibi eleştiriler oluyor. Fakat bakanlıklar bu imkana sahip değil. Devletin memur kadroları kanunla ihdas ediliyor. İhdas edilmiş kadrolarda Bakanlar Kurulu kararı ile değişiklik yapılıyor.  Hatırlarsanız, eskiden de belediyelerde kadro değişiklikleri yılda bir defa çıkan Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleşebiliyordu.  

Öte yandan aynı maddeyle belediyelere, başka kurumlarda olmayan bir imkan daha tanınmıştır. Performansı yüksek memurlara, toplam personel sayısının yüzde onunu geçmemek üzere ve yılda iki defa ikramiye ödenebilir. Yerinde kullanılırsa performansı teşvik edecek bir enstrüman, performans yönetimi için bir araç. Ama belediyelerde nasıl kullanıldığı ortadadır.

İstihdam politikasıyla ilgili olarak, her belediyenin kendine göre politikaları da var. Bazı belediyeler, kanunda öngörülen personel harcamaları oranı uygunsa hizmetlerini gerektiğinde yeni personel alarak yürütmeyi tercih ediyor. Bazıları ise, kilit personel dışında hizmetleri, hizmet alımını tercih ediyor. 

Bu yöntemin, hizmet verimliliği bakımından avantajlı olduğu ve tercih edildiği anlaşılıyor. Bu yöntemin tercih edilmesi halinde personel sorunlarının minimum seviyeye indiği, Bakanlıktan ek istihdam izni alma gibi sıkıntılarının olmadığı bir gerçek. Üstelik personel giderleri az görünüyor. Çünkü, hizmet alımı giderleri personel gideri olarak muhasebeleştirilmiyor.

Birde belediye şirketleri var. Bunlar kapalı kutu, yönetim kurulu başkanı belediye başkanı, istediği kişiyi genel müdür olarak atıyor, bu şirketler eskiden sayıştay denetiminden geçiyordu. Şimdi ise TTK göre yönetiliyor. Burada hesap verme yok, bilgi verme yok, kaç kişi çalışıyor, ne giderleri var, bilinmez. Bu konu derin bir konu ve benim uzmanlık alanım başka bir yazımda belediye şirketlerinin gerçek yüzünün ne olduğunu yazmaya devam edeceğim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Mehmet Ali Coşkuner Arşivi
SON YAZILAR