ADAM VURMAK KOLAY İŞ Mİ?

 ADAM VURMAK KOLAY İŞ Mİ?

Hoca Nasrettin bir gün yüksekçe bir setten düşmüş, komşular Hocayı hemen Hastaneye götürmek istemişler ancak Hoca Nasrettin kabul etmemiş. Bana yüksek yerden düşen bir adam bulun o benim halimden anlar demiş. Bu Fıkrayı neden anlattın derseniz dün Sakarya'da vahim bir cinayet olduğunu öğrenince aklıma bu fıkra geldi. Diyeceksiniz ki ortada bir cinayet var sen fıkradan bahsediyorsun bu ne haldir, izin verin de anlatayım. Dünkü cinayet Sakarya'da bir yerel gazeteye denetime giden Basın İlan Kurumu Müdürü ile personeline gazete sahibinin ateş etmesi sonucu yaşanmış. Cinayetin, hiç kimsenin tasvip etmeyeceği, Dünyada en son yaşanması hatta hiç yaşanmaması gereken bir durum olduğu hepimizin kabulü ancak kimse durup dururken cinayet işlemek ister mi konusu da masaya yatırılması gereken bir konu olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Sakarya'da yaşanan olayın benzeri bir olayı da geçtiğimiz yıl ben yaşadım, ama Allah'a hamdü senalar olsun ki elimden bir kaza çıkmadı, olayı ekonomik zararla kapattık. Malumunuz mevcut iktidar, benim de destek verdiğim bir iktidardır ancak her yaptığı doğrudur demek mümkün mü derseniz elbette değil. Milli Şef döneminde dahi yaşanmayan bir baskı bugün basına uygulanmaktadır, bu baskı nasıl oluyor derseniz izah edeyim. Gazeteler üç şey ile ayakta durur, bunlardan birisi Bayii satışı ve abone, ikincisi Reklam gelirleri ve üçüncüsü de resmi ilan geliridir. Bu üç gelir ile ayakta duran gazete sayısı da çok azdır. Örneğin şehrimizde personelinin maaşını gününde ödeyen, piyasada itibarı olup mal alabilen, SSK, Vergi Dairesinde geçmişte prim borcu olmayan iki gazete vardır, bunlardan birisi DENGE gazetesidir. Diğerlerinin durumunu yazmaya gerek yok, kimisi her yıl isim değiştirerek geçmişteki borçlarını ödememe yoluna gidiyor, kimisi sahip değiştirip yoluna devam etmeye çalışıyor, kimisi de yok olup gidiyor.

Bu sektörde çalışanların bir çoğu evine ekmek getirmekten aciz, maaşlı çalışanlar maaş alamıyor, patron olanlar gelirleri yetmediği için borçlarını ödeyemiyorlar, sizin anlayacağınız sektör çok zor durumda. Bunu biz biliyoruz da hükümet yetkilileri bilmiyorlar mı elbette en az bizim kadar onlarda durumun farkındalar, hal böyle olunca Hükümet sektöre destek olmak yerine nerede ise her ilde Basın ilan kurumunun şubesini açıp, yerel basını kontrol altına almaya çalışıyor. Basın İlan kurumunun bulunduğu illerde hiçbir kamu kurumu resmi ilandan geçmeden kamu kurumundan para alamaz, hatta haber ilan yaptırsa onun parasını dahi Basın İlan kurumundan almak zorunda. Basın ilan Kurumu her aldığı paradan yüzde onbeş komisyon kesintisi yapıp parayı gazetelere ödüyor. Hal böyle olunca yüzde Onbeş Basın İlan Kurumu komisyon parası, Yüzde onsekiz KDV derken Kamu kurumunun ödemesi gereken para otomatik olarak yüzde otuzüçe yükseliyor. Hiçbir kamu kurumu bu parayı ödemeye yanaşmıyor, çünkü para şişince onların da hesap vermesi zorlaşıyor.

İşin daha da vahim boyutu her yıl Basın İlan Kurumundan gazetelere gelen denetçiler gazetelerin adeta ümüğünü sıkıyorlar, aldığınız kağıdın faturasından, giriş miktarından, özel reklam gelirlerinize, bayii satışınıza kadar o kadar detaylı teftiş yapıyorlar ki aklınız durur. Maliye kontrolorleri onların yaptığını yapsa bu memlekette vergisini vermeyen bir Allah kulu kalmaz. Bu arkadaşlar sadece bu yaptıkları ile kalsalar ona da eyvallah. Geçtiğimiz yıl bizim gazeteyi teftişe gelenler dört saatlik teftişin ardından personeli toplayıp, gazeteyi suratlarına fırlatıp, kötülemeye başlayınca bana haber verdiler anında gittim onları kovdum. Kovdun da ne oldu derseniz tam üç ay resmi ilanımı kestiler yaklaşık elli bin lira zararım oldu ama hiç önemli değil. Dün Sakarya'da yaşanan cinayetin mahiyetini bilmiyorum ancak bu olay Basın İlan Kurumu ve Hükümete ciddi anlamda bir uyarı olması gerektiği kanaatindeyim. Zira aklı başında ve azıcık imanı olan hiç kimse Allah'ın verdiği cana kıymaz. Gazete sahibi arkadaşın canını çok yakmış olmalılar ki adamcağız cinnet geçirdi, aksi halde böyle bir olayın olması mümkün değil.Bildiğim kadarı ile gazete sahibi başka bir sivil toplum örgütünün Başkanı imiş, yani aklı başında bir adam olduğu belli. Bir adam durup dururken Şoförler odasına Başkan olamaz, böyle bir insanın silah kullanması çok zordur, ortada ciddi bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum, çünkü geçtiğimiz yıl az kalsın aynı olayı ben yaşıyordum. Allah'a şükürler olsun ki beni korudu. Hükümet Basın Üzerinde uyguladığı baskıcı tavrını mutlak surette gözden geçirmeli aksi halde insanların canı yandıkça sıkıntı daha da büyür. Ölen arkadaşa Allah'tan rahmet, yaralı arkadaşımıza acil şifalar, vuran arkadaşımıza da geçmiş olsun Allah kurtarsın dileklerimi sunarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla

 

 

 

 

Hızlı Linkler: Otobüs Bileti, Ulusoy Bileti, Otobüs Firmaları, Otobüs biletleri

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR