ADALET BUNUN NERESİNDE

Muhalefette iken yapılan haksızlıklara isyan edenler  iktidara geldiklerinde aynı şeyleri yapınca insan çileden çıkıyor. Kamuda çalışan yüz bin sözleşmeliye memur hakkı veren hükümet bu uygulamayı yaparken hiç mi  gönlü sızlamadı. Zaten sözleşmeli personel asgari ücretin üzerinde ücret alıyor, oysa ki şirket elemanı olarak kamuda çalışmakta olan personelin  aldığı maaş asgari ücret. İnsanlar üniversiteyi  bitirdikten sonra  KPSS sınavına girmek için birkaç yıl , bazen de daha fazla bir zaman dershaneye gitmek zorunda kalırken, torpilli olanlar kendilerini sözleşmeli yaptırıp kamuya kapak atmaları içimi sızlatıyor. Bu insanları kamuya memur olarak atasınlar ancak asıl atanması gereken şirket işçileri, asgari ücrete talim edenler. Bu insanların maaşları nerede ise ikiye katlanacak pozisyona gelmesinin adaletle ve hakla ne ilgisi var anlamış değilim.

Sözleşmeli personel olup da memur statüsünü kazananları biraz olsun inceleme fırsatı bulursanız  tamamına yakını ya bir siyasetçinin yakını, ya ahbap çavuş ilişkisi ile siyasetçiyle bağlantısı olan kişiler veya kurumlarda çalışan personelin yakınlarından oluştuklarını görürsünüz.

Peki bunlar insan da diğer insanlar bu ülkenin insanı değil mi? Hani adaletli olacaktık, hani kimsenin hakkını yemeyecektik ve yedirmeyecektik? Sorarım size KPSS ye girip puanlama sırasına göre girmesi gereken insanların önünü keserek sözleşme  yapıp kamuya giren insanlar o insanların hakkını  yemiş olmuyorlar mı? Peki onlar bunu yaparken onlara ön ayak olanlar ve bu atamaları gerçekleştiren yöneticilerin vicdanları hiç sızlamayacak mı? Oh ne güzel. siyaseten veya bürokratik olarak bir makamı  kapan insanlar kendi yakınlarının çocuklarını kamuya yerleştirsinler,  geri kalan insanlar uğraşıp dursunlar ki KPSS ye girip memur olacağız diye. Bu insanların harcadıkları para, kaybettikleri zaman, verdikleri mücadelenin karşısında böyle bir davranışta bulunmak çok ama çok haksızca bir davranış olduğunu düşünmekteyim.

Madem ki böyle bir uygulama yapılacak önce en düşük ücreti alan şirket elemanlarından başlanarak kamudaki tüm çalışanlar kadroya geçirilmiş olsaydı o zaman kimsenin sesi çıkmazdı. Kamu kurumlarında sözleşmeli personel  olabilmek  siyasetçilerin veya bürokratların iki dudağı   arasında. Şehrimizdeki sözleşmeli personeli biraz olsun incelediğinizde tamamına yakını ya aynı kurumda çalışan personelin yakınları veya siyasetçilerin yakınları. Bu şehirde bu insanlardan başka insan yok mu?  Bazı siyasetçiler olayı o kadar ileriye getirmişler ki dost tuttukları bayanları kamu kurumlarında bu şekilde istihdam ederek adeta kamunun parası ile kendi  heveslerini  tatmin etmişlerdir. Ben bir AK partili olarak yapılan bu uygulamadan fevkalade rahatsızım. AK Parti kurulurken kırmızı çizgilerinden birisi  hak ve adaletten ayrılmamaktı. Peki bu yapılan hak ve adalete uygun mu? Uygun diyorsanız eyvallah ama unutmayın ki hakimlerin hakiminin huzuruna vardığımızda bunların hesabını  çok acı vereceğiz.

Geçenlerde bir gazetede okudum TOKİ'ye sekiz yüz personel alınmış, alınan personelin üç yüz tanesi AK Partili vekillerin çocukları ve akrabalarıymış. Kalan beş yüz kişi ise diğer siyasetçilerin yakınları. Örneğin bir Samsun Milletvekili'nin çocuğu Aselsan'da bir diğer çocuğu TOKİ'de olduğunu biliyorum. Hatta bir Milletvekilinin yakın akrabasının çocuklarını TOKİ'ye koyduğunu da biliyorum. Aslında şu anda aklıma bir şey geldi. 4982 sayılı bilgi edinme yasası gereği tüm Samsun milletvekillerine bir  mektup yazarak, kaç çocuklarının olduğunu, hangisinin ne işte çalıştığını ve ne zaman işe girdiğini siz değerli okurlarım için soracağım. Gelen cevapları da noktasına virgülüne  dokunmaksızın yayınlayacağım. Toplumumuz kimin ne yaptığını tüm açıklığı ile öğrenmeli. Seçtiği Milletvekilinin kendi  işleri mi, yoksa toplumun işleri ile mi uğraştığını bilmeli.

Şehrimizin dokuz tane milletvekili var. Bu vekillerden  şehre katkısı olanı gördüyseniz Allah için yazın da biz de bilelim. Kimisi akrabalarının kredi alma, ürettiği mamulleri kamu kurumlarına sattırma peşinde, (TOKİ'ye iyi mal verenler de var) bir kısmı hala daha vekil olmanın ne demek olduğunu bilmediğinden onun bunun peşinde karelerde poz verme derdinde. Kimisi  kibirden adeta çatlamak üzere. Bastığı yerleri  kendileri yaratmış düşüncesinde.  Kimisi Ağasar Deresi'nden bu tarafa henüz gelememiş, kimisi de koltuk derdine düşmüş ondan başka hiçbir şey görmüyor.

Muhalefet vekilleri ise hak getire. Şehrin içi dışına dönse umurlarında değil. Kendi dünya görüşlerinden birisi bir açıklama yapar veya serzenişte bulunursa onun peşinden gitmenin ötesinde bir iş yaptıklarını görmüş değilim. İktidar ile muhalefet  vekillerinin eylem noktasında çok da farkları olmadığını düşünmekteyim. Şayet söylediklerimi  doğru bulmuyor iseniz bildiklerinizi yazın veya bu seçilmişler bizlere yazsınlar da biz de toplumu aydınlatalım. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR