Semiha Sandıkçı

Semiha Sandıkçı

HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR

Her canlı ölümü tadacaktır. Biz inananlar için ölüm bir son değildir.Yeni bir hayatın, ahiret hayatımızın bir başlangıcıdır. Ölüm denilen şey ruhun bedenden ayrılması, mekan yenilenmesi, hayat görevinden paydos ve baki bir hayatın başlangıcından başka bir şey değildir.

Bunları bilir, inanırız ama korkarız hepimiz ölümden. Bilmediğimiz, yabancısı olduğumuz bir diyara gider gibi çekiniriz .Oysa sevgiliye kavuşmaktır ölüm, bir visaldir. Buradaki asıl korkumuz kendimize, kulluğumuza güvenmeyişimizdendir.

Yine de ölümün yüzü soğuktur.Kalan içinde zordur onsuzluğa alışmak.Çok yakınımızı ve sevdigimizi kaybetmek ağır gelir biz insanlara.O yüzden hep derim iyiki imanımız ve islam inancımız var.Hele de anne, babayı kaybetmek daha da zordur.Onlar bizim için destekleyici, birleştirici,aileyi bir arada tutan,kenetleyen bir zincir,bizlere dayanaktır, dağdır sırtımızı dayadığımız.

Biz de 26 Kasım günü babamız Hasan Sandıkçı'yı kaybettik.Herkes tarafından sevilen, çevresi geniş,sosyal bir insandı.Kimin bir derdi,bir ihtiyacı olsa yardım için elinden geleni yapan,kendine dert edinen hassas,naif, cömert biriydi.O arkasından güzel konuşulan, hayırla yâd edilen biri oldu.Sandıkçı ailesinin büyüğü, eşinin, evlatlarının, yeğenlerinin dahi dayanağı,çok düşkün olduğu torunlarının sevgili dedesi Allah mekanını cennet eylesin.

Bu korona yıllarında herşeyi farklı yaşadığımız gibi ölümü, yası da farklı yaşar olduk.Annemiz cenazeden birkaç gün önce test yaptırmış,pozitif çıkmıştı.Hasta eşini hastaneden çıkacak ümidi ile beklerken ölüm haberini aldı,uzaktan,evinin dışından, kapıların ardından.

Karantinası bitene kadar tek başına yaşadı acısını, evlatlarına, torunlarına sarılamadan.Oysa acılar paylaştıkça azalırdı.Karantinası bitip,testi negatif çıkınca sarılabildi evlatlarına, torunlarına,sanki o an yeniden toprağa verdik babamızı.Acının alevi yeniden alevlendi yüreklerde.Zaten zor olan bir olayı daha da zorlaştıran bu hastalık,unutalamayacak anılar bıraktı bizlere.

Saramago'nun "Ölüm bir varmış,bir yokmuş"kitabının özet hikayesini okumuştum.Ölüm olmasa ne olurduyu roman tarzında anlatan yazar, ölümün de bir nimet olduğu düşüncesini yaşatıyor.Ölüm manası derin bir ders,bir uyarıdır bizlere

.İnsanoğlunun yüzüne bu dünyanın ve içindekilerin geçiciliğini vurur acı bir şekilde. Bu dünyaya niye geldik, yaşadığımız bu yıllar içerisinde neler yaptık, nasıl bir insan, nasıl bir kul olduk? Kimleri mutlu ettik,kimleri mutsuz? Hangi kalpleri kazandık,hangi kalpleri kırdık? Gençliğimizi adım adım atlarken yaşlılığa nasıl ulaştık? Bu dünya meşguliyetleriyle paraladığımız bedenlerimiz ve hayatlarımız karşısında,ahiret kesemize neler doldurduk?


En önemlisi ölümümüzün ardından geride ne bıraktık?Ardımızdan nasıl anıldık,anılacağız? İnşallah hayırla,iyilik ve güzellikle,dua ile anılırız.

Gamsız sevinç,korkusuz eminlik,ızdırapsız lezzet,kesintisiz, ebedi saadet kıyamet gününde hasıl olur.(Elmalılı M.Hamdi Yazır)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Semiha Sandıkçı Arşivi
SON YAZILAR