GECEYE BIRAKTIM DUYGULARIMI
Bazı geceler insan susar, içindeki ses konuşur. Bir balkonun köşesinde, bir pencere önünde, bir fincan çay eşliğinde, bir parça sessizlik ve biraz cesaretle... Karanlık sandığın anlarda bile ,içinden doğan en gerçek ışıkla aydınlanır, sadece içini geceye bırakırsın. Ben de bu güzel gecede otururken balkonumda, şehrin titreyen ışıklarında, ay ışığıyla denizin birleştiği yakamozda, çayımın içimi ısıtan dumanında geceye bırakıyorum duygularımı.
Geçmişin ağırlığını taşımıyorum, geleceğin kaygılarını da. Şimdinin ortasında kendi sesimi duyuyorum. Her cümlede biraz daha arınıyor, her kelimede biraz daha kendime yaklaşıyorum. Sessizlik konuşuyor benim yerime ve ılık bir rüzgar sözlerimi fısıldıyor geceye.
Geceler bir hazine sandığı gibidir. Derinlerde saklanmış duyguları, susturulmuş sesleri barındırır .Ben de bu gece hazine sandığımı araladım, çıkardım duygularımı geceye bıraktım...
Yumuşak bir edayla, şefkatli dokunuşlarla. Usulca taşıyorum ay ışığının eşliğinde kelimelere. Bir yandan hafifliyor kalbim, o ürkek çocuk yüreğim. Gece karanlık ama ay ışığı gibi aydınlık içim.
Geceye bıraktım; karanlığın içinden bana göz kırpan çocuk kalbimin korkularını, çaresizliğini, yalnızlığını. Ürkek bakışlar ardındaki masumiyetini, savunmasızlığını.
Karanlık gökyüzüne astım büyümekten korkan hayallerimi. Bir yıldız kayarken, bir dilek hakkım vardır diye içimden.
Geceye bıraktım duygularımı. Bir zamanlar sustuğunda bile anlaşılmak isteyen, gözyaşlarını saklarken güçlü görünmeye çalışan ama aslında sarılmayı bekleyen o çocuk yanımı. Büyümenin sancılarını, sevgiye tutunmanın yanılgılarını.
Geceye bıraktım duygularımı. İçimde tuttuğum her öfkeyi, adaletsizliği...Çünkü büyümek; geçmeyenlerin ,içimizde iz bırakanların adını ögrenmekmiş. Acının da sevincin de kendi yerini bulduğu bir sessizlikmiş aslında. O yüzden sevinci tuttum avuçlarımda, acıyı gecenin kollarına bıraktım.
Geceye bıraktım duygularımı. Çünkü en sessiz gecelerde ortaya çıkar farkındalık ve kimsenin görmediği yerlerde güç filiz verir. Sonra ögrenir insan, hiç bir şeyin geçmediğini ama her şeyle yaşamayı öğrendiğini. Artık anladım ki insan yaralarıyla da büyüyor ve kendi yarasına dokunmayı öğrenince gerçekten iyileşiyor. Geçmişin gölgesiyle değil, ışığıyla bakmasını seçince, o an hayat yeniden filizleniyor içinde.
Geceye bıraktım duygularımı...Bir kuş sesi kadar hafif, bir çay buharı kadar sade bir huzurla. Sessiz çığlıklarımı bıraktım geceye...Her sessizlik bir dua niyetiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.