BAZEN BİR ÇİÇEĞE BAKARKEN BİR ANLAM BULURSUN
Yapılan araştırmalara göre bahçelerimizde ya da balkonlarımızda yetiştirdiğimiz çiçekler ve bitkiler yalnızca ortamı güzelleştirmekle kalmıyor,aynı zamanda DUYGULARIMIZA ve psikolojimize de olumlu etkiler sağlıyor. Eskiden evimde bir çiçek yetiştirmek bana zor gelirdi.Annemin bana getirip, bıraktığı,mecburen bakmak durumunda kaldığım çiçeklerle başladı benim de onlarla muhabbetim.Çünkü onlar da bir canlıydı,bakım istiyordu.Her birinin sulama tekniği vardı; bazısı az su ister, bazısına yapraktan, bazısına kökten suyunu vermek gerekir.Budanması ve dönem dönem toprağının değişmesi gerekir.Kimisi güneşi sever,kimi gölgeyi.Tüm bunlar sorumluluk demekti. Ama yaş geçtikçe ben de keyif almaya ve gittiğim yerden beğendiğim çiçekten alıp kendi saksılarımda çoğaltmaya,sevdiklerimle de paylaşmaya başladım.Onlar büyüyüp çoğaldıkça,çiçek açtıkça bende de sevgileri çoğaldı.
Onlarla muhabbetim başladı dedim az önce, çünkü onlarla vakit geçirirken bir yandan da tefekkür ettim.Onlar artık sadece bir çiçek değil, anlamı olan,üzerinde düşündükçe anlam katan,öğreten, zihnimde konuşan canlılar oldu.Bir yaşamı ifade etmeye başladı.
Çiçeklerim arasında Trigona Afrika süt ağacı isimli bir çiçeğim var.Kaktüs türlerinden biri.Dikenli,sert,kızıl renkli,zaman zaman o dikenler arasında yapraklar açan bir bitki.Aldığımda küçüktü ve zamanla dikine bir biçimde büyüdü.Çok sulamaya gelmez, toprağı iyice kuruduktan sonra sulamak gerek, yoksa çürür.Ben bu çiçeğin tek bir kökten kılıç gibi büyümesini istemedim,dal versin çoğalsın istedim. Biraz araştırdım ve araştırmalarım sonucunda üst kısmından biraz kesilirse,o kesilen yerden kökler verirmiş.Ama adından da anlaşılacağı gibi süt ağacı türü,kesildiğinde içinden sütü çıkıyor ve bu sütü elinize temas etmemesi gerekirmiş,sonra kestiğiniz yere tarçın döküp bir nevi pansuman etmek gerekirmiş. Ben bu öğrendiklerim doğrultusunda bu aşamaları uyguladım ve beklemeye başladım.Kestiğim parçayı da bir başka saksıya diktim onu da bir arkadaşım istedi, ona verdim.Zamanla Trigona bitkimin sağından solundan dallar vermeye,yapraklanmaya,oralardan yeniden büyüyüp,daha da güzel bir biçimde varlığını sürdürmeye başladı.Şimdi kız kardeşim o yeni çıkan dallardan tekrar toprağa dikmemi tavsiye etti.Böylece dibinden yeni köklerle çoğalıp çok daha güzel bir görünüme kavuşmuş olacak. Şimdi burada size anlatmak istediğim bir bitkinin bakımı hakkında bilgi vermek değil,bu bitkiyle birlikte bir anlam çıkartmak.İnsan ilişkilerimiz üzerine bu bitkiyi bir metafor olarak kullanmak.Tefekkür etmek. Düşündüm;hepimizin hayatında farklı farklı insanlar var. Ve bu insanların iletişim biçimi,sevgiyi alış- veriş biçimi farklı.Kimisi sevgisini çok gösteremez,kimisi sevgi pıtırcığı.Kimisi çok ilgiden hoşlanmaz kimisi ilgi arsızı.Kimisi içe kapanık ,kimisi fazla dışa dönük.Kimisi sessizce küser,çıkar hayatımızdan,kimi gürültüyle çıkar gider,yaralar bırakır ardından. Çoğumuzun hayatında böyle dikenli,dikine dikine giden insanlar vardır.Sert köşeleri vardır bu insanların bazende sert sözleri.Bazen sözü batar size bazen davranışları.Aslında o dikenler o insanların içindedir ve en çok onlara zarar verir.Ama onlar başkalarının da canı yansın ister, kim bilir belki farkında olarak yapar bunu belki de farkında olmayarak. Bu insanlarla iletişim böyle emek ister.O dikenli kısımlara dikkat ederek keskin davranışların,dik başlılığına sınır koymak,benim tarçınla besleyip,pansuman etmem gibi sevgiyle onarmak ve bunu yaparken de benim bitkimin zehirli sütü elime bulaşmasın diye eldiven giyip önlem almam gibi kendimizi koruyarak önüne geçmek mümkün.Ama bunu bir çiçeğin bakımını araştırmak gibi,bilmiyorsak okuyarak, öğrenerek,iletişim becerisi geliştirerek yapmak etkili olacaktır.Bilgisi ve tecrübesi olanlardan fikir almak bize yol gösterir, kolaylık sağlar. Sonra sabrı bilmek gerekir.Çünkü insanlarda değişim biraz zaman gerektirir.Ama sevgi ve emek her zaman güzel sonuç verir.
Salih Temizyürek der ki; "sevgi öyle birşey ki onu sağırlar duyar, körler görür."Bazen bir çiçeğin tüm ihtiyacını verir, bakımını sağlarsınız ama yine de o çiçek ölür, çünkü sevgisi eksik kalır.Aynı insanlar gibidir, yaptığınız herşey sevgi yoksa eksiktir.Her ilişkinin bir canı vardır.Tıpkı toprağını,suyunu, güneşini ortamını bulmuş çiçek gibi pırıl pırıl olması bilinçli bir çabayla mümkündür. Bakıp büyüttüğümüz çiçekler , ağaçlar gibi sevgi,emek ve sabırla, zamanla budandığı yerden kendini onarıp,yeni dallar ve yapraklar vermeye başlar.Verilen sevgi, sabır,emek o yeni dallar olur, çiçekler olur yani yeni davranış kalıplarıyla yeşerip,yeni kökler salar ve ilişkiyi güçlendirir.Aradaki sevgiyi çoğaltır.
Mutlu bir ilişki bilinçli bir gayret gerektirir.İnsanlarla ilişkimizi bir bahçeye benzetirsek;çiçek de yetiştirebiliriz,diken de.Ama o dikenler arasında gayret edersek çiçek de çıkarabilmek mümkün.Kaktüsler de çiçek açar unutmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.