ÖNCE KENDİNİZ DEĞİŞİN..!
İnsanoğlu, çoğu zaman mutsuzluğunun sebebini çevresinde arar ve “İnsanlar kötüleşti, dünya bozuldu, kimse eski gibi değil” der dururlar. Oysa değişim; dışarıdan içeriye değil içeriden dışarıya doğru başlar. Kur’ân, bu gerçeği açıkça bildirir ve “Bir kavim, kendi içindekini değiştirmedikçe Allah onların hâlini değiştirmez.” buyurur. (Ra’d, 11) Bu ayet, insanlık tarihinin en büyük psikolojik yasasını özetleyerek; "Dünya aynadır; sende ne varsa, sana onu yansıtır. Senin iç dünyan kirliyse, dışarıda da bulanıklık görürsün. Ama kalbin arınmışsa, gözün her yerde güzelliği fark eder" mesajını sunmaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Kişi dostunun dini üzeredir, o hâlde kiminle dostluk ettiğinize dikkat edin.” (Ebû Dâvûd) buyurmaktadır. İnsan, farkında olmadan çevresinin aynasına dönüşür. Yalancılarla oturursa dürüstlüğünü yitirir, kıskançlarla vakit geçirirse kalbi daralır, merhametsizlerle olursa sevgisini kaybeder. Bu yüzden Kur’ân, insanı “sâlihlerle beraber olmaya” çağırarak; “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe, 119) buyurmaktadır. Sadık, özüyle sözü bir olan insanlarla beraber olmak; kalbi arındırır, aklı berraklaştırır, ruhu besler. Güzel insanın yanında kalmak, kalbi yumaşıtır ve güzelleştirir.
Kötü insanlardan uzak durmak bir çeşit ibadettir. “Yalancı, vicdansız, kıskanç ve geçmişiyle meşgul olanlardan uzak durun.” tavsiyesi esasen Kur'ani bir emirdir. Zira Kur’ân’da Yüce Allah; “Bozgunculuk yapanların peşinden gitme!” (A’râf, 142) “Zalimlerle oturmayın; yoksa size de onların azabı dokunur.” (Hud, 113) buyurmaktadır. İnsanın kalbi, sürekli temas ettiği kişilerden izler taşır. Vicdansız bir insanın sözleriyle çok karşılaşanve o gibi insanlarla oturan; merhametini kaybeder. Gıybet edenlerle oturan, farkında olmadan dilini kirletir. Bu yüzden büyük sufiler; “Kalp, bulunduğu ortamın kokusunu çeker” derler. Kiminle oturduğuna dikkat et, çünkü bir gün kalbin, oturduğun meclis gibi kokacaktır.
İnsan bazen kötülüğü dışarıda ararken, farkında olmadan o kötülüğün bir parçası hâline gelir. “Belki siz de, biz de o insanlar arasındayız.” Bu, en acı ama en gerçek uyarıdır, hatta tespittir. Çünkü nefis başkalarını suçlamayı çok sever ama kendine ayna tutmaktan kaçınır. Resûlullah (s.a.v.) buyurur ki; “Akıllı kişi, nefsini sorgulayan ve ölümden sonrası için çalışan kişidir.” (Tirmizî) Değişim; başkalarını düzeltmekle değil, kendini terbiye etmekle başlamaktadır. Kibir, yalan, kıskançlık, sevgisizlik; bunların her biri içteki kirlerdir. Kalp temizlenmeden çevre güzelleşmez. Tasavvuf ehli bunu şöyle anlatmaktadır; “Bir bahçede dikenleri temizlemeden gül ekemezsin. Önce içini arındır, sonra güzellik kendiliğinden gelir.”
Dönüşümün formülü dili temizlemekle başlar. Her söz, kalbin aynasıdır. Gıybet, iftira, kırıcı söz kalpteki sevgi pınarını kurutur. Kur’ân bu konuda; “Güzel söz, kökü sağlam bir ağaç gibidir.” (İbrahim, 24) ilahi tarifini yapmaktadır. Dil güzelleşirse kalp de güzelleşir. Ameller niyetlere göre olduğu için, niyet güzel olmalıdır. Niyet temizse, hata bile ibadete dönüşür, niyetin kirliyse; ibadet bile gösteriş hâline gelir, riya karışır. Merhameti çoğalt ki, kalp yumuşasın ve böylece başkalarının derdi hissedilsin. Peygamberimiz;“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Buhârî) buyurmaktadır. Günahı kabul etmek değişimin ilk adımıdır. Bu aynı zamanda dürüstlüktür. Günah tevbeyi gerektirir, tevbe ise dönüşümdür, değişmektir.
Çevren değişsin isteniyorsa, önce bunu isteyen değişecektir. Hayat bir dönüşümdür; ne söylenirse geriye döner. İyilik ektiğin yere iyilik, kibir ektiğin yere yalnızlık biçersin. İmam Gazâlî der ki; “İnsan, kalbini düzeltirse bütün âlem onunla düzelir.” Çevrende kötü insanlar varsa, onlardan şikâyet etme; belki de senin sabrın, nezaketin, sükûnetin onlara ışık olacaktır. Bazen bir tebessüm, bir dua, bir güzel söz; bir insanın karanlığını aydınlatır. Işık, önce kendini yakmadan etrafını aydınlatamaz.
Değişim "Dua" gibidir. “Önce siz değişin, çevreniz de değişsin.” Bu hem psikolojik hem tasavvufî bir sırdır. Allah, kulunun çabasına göre nasip verir. Sen kalbini değiştir, Allah çevreni dönüştürür. Sen sabırla iyiliğe yürürsen, dost halkası da yavaş yavaş temizlenir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in şu duası konunun özetidir; “Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl.”
(Tirmizî) Kalbin sabit kaldığında, dünya değişse de sen sarsılmazsın. Bir gün fark edersin ki; sen değişmişsin, çevren değişmiş, hayat güzelleşmiş. Çünkü değişim, aslında tevbe ile başlayan bir diriliştir. Günahları terk etmen seni dönüştürüp, değiştirmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.