YAPMAM HAAA!..

Konumuza başlamadan önce bir hususun altını çizmek istiyorum. Malumunuz iki Belediye Başkanı'nın yayın organı olan iki farklı gazete sürekli biri birlerinin aleyhinde yayın yapıyorlar. İşin garip tarafı bir gazetenin köşe yazarı bir yandan Büyükşehir Belediye Başkanını eleştirirken diğer yandan da AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel'i eleştiriyor. Muharrem Göksel, 2004 yılından itibaren tanıdığım ancak son altı yedi yıldır yüzyüze hiç görüşmediğim ender arkadaşlardan biridir. Bu arkadaşımızla ilgili yazı yazan köşe yazarı, önce kendisine bir bakmalı acaba benim dünya görüşüm nedir, geçmişte yazdığım yazılarda bu şehrin en sağlam sosyal demokratının kendisi olduğunu ve AK Partililerle uzaktan yakından ilgili olmadığı yazısı hala daha arşivimde saklıdır. Sürekli İl Başkanı ile ilgili köşe yazısı yazması kanaatimce gazetenin sahibinin isteği doğrultusunda yazılmaktadır. Bu konuya girmeyi hiç istememiştim ama haksızlığı görünce gönlüm razı olmadığından bu yazıyı ele almak zorunda kaldım. Muharrem Göksel’in İl Başkanlığını tartışan hatta İl Danışma toplantısına 5’i mazeretli toplam 19 kişi gelmediği için adamı neredeyse başarısız ilan etmeye kalkan bu arkadaşa bir kaç kelam ettikten sonra asıl konumuza gireceğim.
AK Parti kurulduğu günden bu güne kadar ki İl Danışmalarını yakından takip ederim. Bir kısmına da bizzat katıldım. Hiç bir Danışma Kurulu eksiksiz toplanmadığı gibi tam dört yıl boyunca AK parti Grup Başkan Vekili olarak, İl Danışma Meclisi Toplantılarına hiç katılmayan bazı Meclis Üyeleri ile ilgili işlem yapılmasını talep etmiş olmama rağmen en ufak bir işlemin yapılmadığını hatta bir sonraki dönem Meclis Üyesi yapıldıklarını da rahatlıkla ispat etmeye hazırım. Bu birincisi.. İkincisi ise, Bu gazatacı arkadaşın savunduğu Belediye Başkanı ile ilgili elimde tamı tamına beş dosya var. Doyalardan birisi 600 sahife, birisi 200 sahife, birisi 100 sahife diğerleri ise 50'şer sahife. Bu dosyalardaki evraklar Belediyenin içerisinden alınmış resmi belgelerle, Tapu Kadastro Müdürlüklerinden alınmış resmi evraklardır. İsterlerse resimlerini de yayınlayabilirim. Ama Vezir Hazretleri ile mücadele ettikleri için bu resimleri yayınlamak işime gelmediğinden yayınlamıyorum. Ama bizim Visirli Mevlüt gibi 'bakmayın haa yapmam' diyorum!..
'Bakmayın haa yapmam!..' ne demek derseniz, bu olay yaşanmış bir olay bizim oralarda eskiden üç talak üzere, talak ile eşini boşayanlarla ilgili bir hülle yapılırmış. Bu hülle ne İslama ne de insanlığa sığmayacak bir uygulama olmasına rağmen maalesef yapılırmış. Ne yapılırmış derseniz, adam eşini 'üç talak üzere' boşamış ise onun eşini başka birisiyle nikâhlayıp bir gece birlikte olmalarını sağlayıp, ondan sonra adama boşatırlarmış ve böylece ilk eşi ile yeniden evlendirirlermiş. Ama aklı başında kimse bu işi yapmaya yanaşmadığından, bizim bitişik köy olan eski adı Visir yeni adı Gülen köyü. Çok sevdiğim Ademciğim var ya, güneyin yıldızı olan arkadaş, onun köyü. O köyde Mevlüt adında zihinsel engelli bir amca varmış. Bu tür işlerde sürekli ona müracaat edilirmiş. Visirli Mevlüt aynı zaman da da muzip bir adammış. Resmini bulursam yayınlarım ileride. Adamın biri 'üç talak üzere' eşini boşayınca Visirli Mevlüte müracaat ediyorlar. Garibim Mevlüt de işini yapmak üzere bir odaya çekilince, işin olup olmadığından emin olmak için kadını getiren kişiler odanın kapısını hafif aralayıp bakmak isteyince, Mevlüt durumu fark edip bakanlara aynen şunu söylemiş: 'BAKMAYIN YAPMAM HAAA!.......'
Şimdi de ben bu arkadaşlara diyorum ki, bak beni kızdırmayın elimde yaklaşık bin beşyüz sahifelik hiç gün görmemiş evraklar var. Bu evrakların görüntülerini birilerine gönderdim onlardan da görebilirler. Ya işlerini adam gibi yapsınlar, Vezir Hazretleri ile ilgili yayınlarına devam edip, Muharrem'le ilgili yayınlardan vazgeçsinler ya da 'YAPMAM HAAA!.......' Bilmem anlatabildim mi? Muharrem benim akrabam değil, zor günlerimde 'Alo abi geçmiş olsun' deme nezaketini dahi göstermeyen bir arkadaş ama elimi vicdanıma koyup, doğruyu yazmam gerekirse AK Parti kurulduğu 2002 yılından bugüne dek en çalışkan ve başarılı İl Başkanı Kayınçomdur(maalesef doğrusu bu....) En dürüst Başkan da Muharrem Göksel'dir. Muharrem'in akçeli işi olmaz. Belden aşağıya işi olmaz, alavere dalavere işleri ile uğraşmaz. Adam gibi işini yapar. Acemiliğinden ve dürüstlüğünden bazı açıkları verebilir. Ancak o açıkları alıp evire çevire allayıp pullayarak kamuoyuna sunan insanların ne dürüstlükte, ne adamlıkta, ne de samimiyette Muharrem'in eline su dökemeyecekleri de bir gerçek. Muharrem'in tek hatası Vezir Hazretlerine çok yanaşmasıdır. Ama yapacak bir şey yok. Bu iş böyle, o makama gelip de Vezire yakın olmayan var mı? Varsa söyleyin de biz de bilelim. Daha önce Vezir Hazretlerini yese doymayacak bazı insanların İl Başkanı olduktan sonra ona nasıl yaklaştıklarını hep beraber görmedik mi? Sözlerimi bitirirken, arkadaşlara tavsiyem beni kızdırmasınlar, yapmam haaa!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR