İnsanlara sonrasını düşünmeden vaatler ve umutlar vermek, bir insana yapılacak en büyük kötülüktür. 

Yerine getirilmeyen vaatler ve umutlar en iyi insanı dahi kötü insan yapabilir. 

Kral dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sordu:

Üşümüyor musun?

Muhafız:

“Alışığım sayın kralım” dediğinde

Kral:

“Olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim” dedi ve gitti.

Ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unuttu…

Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler, duvarın üzeride şöyle yazılıydı:

“Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü…”

Türlü türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan edilmemelidir.

Çünkü insan bekledikçe değişir.

Beklettiğiniz kişi hakkınızda telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer. 

Önce umudu öldürürsünüz. 
Ardından sevgi, saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür.

İNSANLIK ÖLÜR…

İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’ın temel sorunu budur.

Seçim öncesi ve seçim içinde verdiği vaatleri yerine getirememenin sıkıntısını çekiyor.

Özellikle işten çıkarılan 550 işçiye verdiği umut, olumsuz düşüncelere neden oluyor.

Benim tanıdığım bir çok insana ve sivil toplum örgütü temsilcilerine verdiği vaatleri yerine getirememesi, kendisine olan sevgiyi, saygıyı ve güveni öldürüyor.

Burada ifade etmek istediğim, siyaseti kişisel ikbal aracı olarak kullananlar değil, milli hizmet vasıtası olarak görenlere verilen vaatler, umutlardır. 

Ayrıca çalışma ekibi içinde çok değerli idareciler yer alırken, diğer yandan da aşırı tepki alan bir grup ile çalışması Başkan Demirtaş’a büyük zarar veriyor. 

Başkan Demirtaş sözü geldiğinde “ben 40 yıllık idareciyim” diyor. 

Fakat ortada görülen 40 yıllık idarecinin görüntüsü değil, tepki çok fazla, bunun bir kısmı verdiği sözler, vaatler ve umutlar olurken bir kısmı da seçtiği çalışma arkadaşlarından kaynaklanıyor.

En büyük eleştiriyi de görev verdiği bazı kişilerin koltuktan güç alan kişilerden oluşması, iyi bir idareci makamında yani koltuktan güç almaz, koltuğa güç verir. 

Bu arada şu sözü de paylaşmak istiyorum.   

Ata kızarak eşeği yol arkadaşı seçenin gideceği yer ahırdır.