STADYUMDA BEDAVA PSİKOTERAPİ

STADYUMDA BEDAVA PSİKOTERAPİ


Bir futbol maçına gittim yıllar sonrası..Stad tıklım tıklım,müthiş bir uğultu ve tezahürat...Bir adam sahaya sırtını dönmüş,yarı oturur vaziyette nerdeyse ayaklarımın altında..Konuşuyor kendince..Maç başladı oldukça heyacanlı hızlı.. O adamın konuşmaları nerdeyse naraya dönüştü ama duyulmuyor uğultudan ve sırtı dönük hiç alakası yok hala maçla..

Dikkatim aşırı meraka dönüşünce tutamadım kendimi eğildim sordum halini adama..
" - Ya git işine arkadaş,sana da başlatma " demez mi ? Ne yapayım merak bu her şeyi göze alıp diretince:
"- Yedi oğlum var bir o kadar gelin torun..Ömrümü verdim bağı verdim ..Şimdilerde hiçbirinde ne sevgi ne saygı… Ne de bir sap üzüm veren var...İteleyip horluyorlar..Bir yere oturtamıyorlar beni. Dövsem gücüm yetmez, sövsem olmaz.. Geldim buraya kimse kimseye bir şey demiyor..Konuşuyorum ,sövüyorum kendimce..Doktora gidecek para yok ki tedavi olsam.. Bir tanıdık aldı içeriye, hayrına.. Bedavadan sövüp sayıp rahatlıyorum.Maç bahanesi" demez mi !!!!

Neler oluyor bize ? Gitikçe psikolojisi bozulan,yaşama direnen bireyler artmakta..Ama en mühimi hala zekice işler kendimizce..

Stadyumlar artık bedava veya ucuza terapi,meditasyon sahaları..
Kamyonlar geçerken bağırmalarımızın eksoz,motor sesinde kayboluşunu.. Kapıları kapatıp duvarlara çizdiğimiz hayali resimlere küfredişlerimizi..Çimenlerde çıplak ayak yürürken kendi kendimize konuştuklarımızı eklersek; ne kadar bedavacıyız değil mi ?


Allahtan her şeye rağmen buluyoruz tedavinin beleş yollarını..

Bu başlık nedeniyle ;aşağıdaki bir hikayemi de nakletmeden geçemeceğim.

BİR SALKIM SEVGİ !!!

Hayat arkadaşı ebediyete intikal edince yapayalnız kalmıştı yaşlı adam !! Şato gibi evinde ne ses ne soluk.. Eşinin hatıralarıyla baş başa geçen kahır dolu onca günler.. Dayanılır gibi değildi !!!
Üçü kız on evlat sahibi idi.. Çalışma hayatına artık yorulunca son vermiş; çekilmişti köşesine.. Eşiyle al gülüm ,ver gülüm;dertsiz tasasız yaşıyordu işte.. Çok varlıklı biriydi..Üç beş sene öncesi tüm mal varlığını adilane şekilde evlatlarına pay etmenin huzuru ve keyfinde idi..
Evlatların hepsi evli barklı;mevki.makam ve iş güç sahibiydiler !!! Kısacası bağını külliyen çocuklarına vermiş kendisi sadece bağkur emekli geliriyle idame ettirmekteydi hayatını…
Yalnızdı artık.. Eşinin cenazesinin definine müteakip; çekip gitmişlerdi evlatları..
Ne soran vardı, ne gelen ne de giden !!! Bunalmıştı işte.. Çıktı evinden büyük oğlunun evinin zilini çaldı ilk önce.. Ve turunu diğer çocuklarınıda ziyaretlerle sürdürdü koca çınar ağır aksak adımlarla…Her çocuğunda beşer gün ikamet etti…Toplamda elli gün sürdü turu..
Her bir çocuğunu ziyarette hep aynı teraneleri duydu.. Alındı.. Gücüne gitti öylesine derinden !!! Birbirleri ile “sen bak,ben bakarım,ya bizde kalırdı ama eşim hasta” gibi ileri geri konuşmalarda kavgalaşmaları hala kulaklarında çınlıyordu ister istemez !!!
Dayanamadı .. Hazmedemedi !!! Elli günlük evlat ziyaretleri turu hitam bulduğunda ise birkaç eşyasını bir bavula doldurup kimsesizler yurdunun sakinlerinden oluverdi..
Aylar sonra tek tek çıkageldi evlatları yurda..” Gel burada ne işin var.Bize gidelim “ diyemedi hiçbiri ..Gelişleri ile kimsesiz oluşu yalanı anlaşılınca terk etti o yurdu ve bu defa düşkünler yurduna transfer oldu ikametgahı..
Evet artık düşkündü !!! Küskündü her şeye !! Düşündü,taşındı her şeye rağmen huzura ihtiyacının olduğunu fark edince ; düşkünlük kisvesinden de sıyrıldı !!
Ve huzur evinin yolunu tuttu… O gün bu gündür;malını mülkünü,bağını verdiği evlatlarının bir SALKIM SEVGİ yi bile çok görmelerinin ızdırabıyla ; yine de huzuru aradı… Ve o huzur evine yerleştikten sonra asla evlatlarını kabul etmedi..
Şimdi aynı yerdemi;yoksa salkım sevgilere küskün ebediyette sevgili eşinin yanındamıdır bilinmez !!!

                    Hep sevgilerle kalın..

buda şiir sarnıçım için şiirim
tamam dır abi bende hepsi

ÖLÜMLERİN SICACIK KUCAĞINDA GÖMÜLMEK

Yani, bakarsanız işin aslına
Yakamıza yapışıp ;
alıp gitmek için bizleri
acelesi yok ki ölümlerin..
O kadar çokken sayısı gömülenlerin
bir varmış bir yokmuş ya
yaşamak denilen şey
ölümler kolay ve ucuz iken..
Hani birde soyup çırıl çıplak yok mu
yıkanmak mis kokularda..
Bekler dururuz soyunmuş ölümleri işte.
Binmek için imamın teknesine,
musalla taşında rahat bir nefesine !!!!
hep bizler davet ederiz
bezip,küsüp külhanbeycesine !!!

 

el sallayıp durursun her yandan
karanlıklar basar hala yanı başımdasın
.Alımlı,çalımlı cazip bir dilber gibisin ölüm..
.Her şey yarım yamalak.
Zaman geçmekte farkındayım.
.Düşme peşime, müsaade et bakayım işlerime..
.Umutlarım düşmedi ki toprağa
Neden sarılıp ,gireyim koynuna !!!

 

Ömrümüzün güzünde ;
hiç umulmadık belkide bir gününde
sıralı sırasız çalarsın hayat kapılarını,
davetli davetsiz oturursun baş köşeye..
ikamet değiştirilmiş olsa da bulursun maharetinle..
İlgilendirmez seni;
hali nedir, yaşamak ister,istemez,
borcu vardır ödenecek,
günler vardır görülecek.
Umursamazsın..
İfa edersin görevini; alır gidersin ebediyete
Boyunlar kıldan ince !!!

 

Hep göçüp gitmek kaçınılmaz da;
şu ölmeler yok mu ayrı zamanlar da bir başına;
o ağrıma gidiyor be..
Sen veya baş tacı ettiğin gitse
geride kalan ne yapar anıları ile iç içe.
Öyle olmamalı bu iş be...
Dayanılmaz ki..
Bir anahtar olmalı elimizde;
baktık ki artık göç vakti ;
açmalıyız el ele öte alemin kilidini.
İçten,korkusuzca, yürek yüreğe..
Nasılsa yolculuk birlikte.

 

en zor iştir ölümlere hazırlanmak.
Keyfimize ,kafamıza göre varken yaşamak.
Bakın üçer beşer gittiler,
gidiyorlar eş dost..
Kolaydır, onları uğurlamak; okuyup üflemek !!!
Oyun gibi, hayal gibi
Ya gerisi ???
İşte o kendi ölümümüzdür en müşkülü
ve hiç hazır olamamak !!!!

 

Belki de
Yeniden dirilecek anılar ölümler de
Yarını olmayan günler de.
Gelecek öyle anlar ki;
kendimiz isteyeceğiz
korkulur bir şey olmadığını göreceğiz.
Sonsuz bir dinlenişte,
asude bir mekan
pişman olacaksın yaşadığın
ve beyhude geçen günlerine !!!

 


Sıcak sarışları ölümün
ve sessizliği;
işte dayanılmaz cezbedişi !!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kenan KOÇ Arşivi
SON YAZILAR